Rafet Ulutürk

Tarih: 16.08.2025 10:12

Soykırımların Hafızası ve Onları Bitirecek Güç

Facebook Twitter Linked-in

Bir milletin başına gelen en ağır felaket, toprağını kaybetmek değil; hafızasını kaybetmesidir.
Çünkü hafızasını yitiren millet, aynı acıyı tekrar tekrar yaşar.
Ve biz Türkler, Balkanlar’dan Kafkasya’ya, Orta Asya Turkistan’dan Ortadoğu’ya kadar bu acıyı defalarca tattık.

1877–78 Osmanlı-Rus Savaşı’nda yüz binlerce insanımız yollarda kırıldı.
1912–13 Balkan Savaşları’nda köylerimiz yakıldı, camilerimiz yıkıldı, kadınlarımız ve çocuklarımız katledildi.
1944 sonrası Bulgaristan’da Türk’e “sen yoksun” dediler.
1984–89’da isimlerimiz değiştirildi, mezar taşlarımız kazındı, ana dilimiz yasaklandı, binlerce insanımız zorla göçe mecbur bırakıldı.
Aynı yıllarda Kafkasya’da, Karabağ’da, Hocalı’da çocuklarımız soğukta, mermide, bombada can verdi.

Bunlar tesadüf değildi.
Soykırımlar bir anda başlamaz;
Önce dilimiz hedef alınır, sonra kimliğimiz, sonra canımız.
Ve tarih boyunca zalimlerin en büyük yardımcısı, suskun kalabalıklar oldu.

Ama unutmayın:
Soykırımın panzehiri vicdandır.
Vicdan, gerektiğinde masumu korumak için eline aldığı silahı zalime doğrultur.
Silah, katilin elindeyse ölüm getirir;
Mazlumun elindeyse kurtarıcı olur.
Çünkü zalimin anladığı tek dil, adaletin gerektiğinde sertleşebileceğini bilmektir.

Ve bilin ki…
Bütün bu zulümleri bitirecek en büyük güç;
Ne sadece ordu, ne sadece diplomasi, ne de sadece hukuk olacaktır.
Onları bitirecek güç; ahlaklı, kul hakkı bilen, vicdanı diri bir millettir.
Böyle bir millet hem zalime karşı durur, hem de asla zalimleşmez.

Unutmayın:
Soykırım yalnızca kurşun sıkanın suçu değildir.
O kurşun, sessizlikten yapılmış bir mermidir.
Eğer bugün susarsak, yarın biz konuşacak kelime bulamayız.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —