Hacı Baba evde eski kitapların arasında tesadüfen bulduğu Osmanlıca yazılmış bir mektubu okuyunca burnunun direği sızlar. Ev halkını etrafında toplayıp onlara da okur.
Mektup Çanakkale cephesinde savaşan dedelerindendi. Çanakkale savaşının ruhunu anlatan o kahraman asker şöyle yazmışt:
Benim güzel kızım, evvela gözlerinden öperim. Bugün Ramazan-ı Şerif'in ikinci günü. Şeyhülislam Ürgüplü Mustafa Hayri Efendi, Çanakkale cephesinde askerin oruç tutmamasına ruhsat vardır diye fetva vermiş, lakin benim içim rahat etmedi. Gece nöbette, siperin önünde iki kök çiriş otu buldum onunla sahurumu yaptım. Bütün gün yeni siperler kazmakla iştigal ettik. Bir kerecik bile susamadım. İftara doğru düşman, taarruzu arttırdı. İçimden 'İftar etmeye fırsat kalmayacak' diye geçti. Sonra komutanın emriyle bütün atışlar birdenbire durdu. Siperlerden birinden bir asker akşam ezanını okumaya başladı. Yantarafa baktım, elden ele dolaşan mataralar vardı. Bir yudum içen, yanındakine veriyor. En son bana geldi. Dudaklarım titredi. Ben de diyordum ki, bir tek baban oruçludur. Lakin bütün bölük oruçluymuş. İçime bir ateş düştü o an. Ben o iki çirişi yedim ya, bunca insan sahursuzken ben onları nasıl yedim?
Düşmanda imkan vardı
Mehmetçik de İman
Rabbim tüm şehitlerimize rahmet eylesin.
- İftarını, sahurunu bin bir nimetle yaptığımız Ramazan'ların kıymetini bilelim. Rabbim sağlık sıhhat içinde Ramazan ayını eda etmeyi ve bayrama kavuşmayı cümlemize nasip eylesin #HAYIRLI_RAMAZANLAR...