Rafet Ulutürk

Tarih: 15.08.2025 09:43

Pakistan: Kardeşliğin, Sadakatin ve Ortak Kaderin Adı

Facebook Twitter Linked-in


23 Mart, Pakistan halkı için sıradan bir gün değildir. “Pakistan Günü” olarak kutlanan bu tarih, 1940’ta Lahor Kararı ile atılan bağımsızlık tohumlarının filizlenmeye başladığı, bir milletin kaderini tayin etme iradesini tüm dünyaya ilan ettiği gündür. Bu irade, 14 Ağustos 1947’de Muhammed Ali Cinnah’ın önderliğinde zafere ulaşmış, Pakistan bağımsızlığını kazanarak din temelli bir devlet olarak tarih sahnesine çıkmıştır.

Pakistan’ın doğuşu, sadece siyasi bir bağımsızlık değil, aynı zamanda bir inanç davasının zaferidir. Britanya Hindistanı’nın bölünmesi sürecinde, Müslüman nüfuslu bölgeler için güvenli bir yurt arayışı, Pakistan Hareketi’nin en büyük motivasyonuydu. Ancak o dönemde yaşananlar, yeni kurulan devletin önüne büyük sınavlar da getirdi. Alt kıtadaki özerk prensliklerin Hindistan’a veya Pakistan’a katılması yönünde yapılan baskılar, tarihî gerilimlerin fitilini ateşledi. Keşmir’in Hindu hükümdarı Hari Singh’in, nüfusun çoğunluğunun Müslüman olmasına rağmen Hindistan’a katılmayı tercih etmesi, bugün hâlâ süren Keşmir meselesinin başlangıcı oldu. Pakistan’ın desteklediği silahlı grupların bölgeye girmesiyle savaş patlak verdi ve bu yara, aradan onlarca yıl geçmesine rağmen kapanmadı.

Pakistan, sadece coğrafi çeşitliliğiyle değil, kültürel ve etnik zenginliğiyle de dikkat çeken bir ülkedir. İndus Nehri’nin bereketli topraklarından, Karakurum’un karla kaplı zirvelerine; Lahor’un tarih kokan sokaklarından Karaçi’nin modern limanlarına kadar her köşesi ayrı bir hikâye anlatır.

Ve Türkiye… Pakistan’ın kalbinde ayrı bir yere sahiptir. Bizim için Pakistan, sadece diplomatik ilişkiler yürüttüğümüz bir ülke değil, “kardeş” dediğimiz, zor günde omuz omuza durduğumuz bir dosttur. Kurtuluş Savaşı yıllarında Hint Müslümanlarının Anadolu’ya gönderdiği yardımlar, bu kardeşliğin temellerini daha o yıllarda atmıştır. Bugün de depremden sel felaketine, uluslararası krizlerden diplomatik girişimlere kadar her kritik anda Türkiye ve Pakistan yan yana durmaktadır.

Bu kardeşlik, menfaat hesabıyla kurulmuş bir ittifak değil; ortak inanç, ortak tarih ve ortak kader duygusuyla güçlenmiş bir bağdır. Bizim için Pakistan, “uzaktaki değil, yüreğimizdeki komşu”dur.

Pakistan Günü, sadece Pakistan halkı için değil, Türkiye’deki kardeşleri için de bir gurur günüdür. Çünkü biz biliriz ki, Pakistan’ın bağımsızlığı, Müslüman dünyasının onurudur; Pakistan’ın gücü, dostlarının güvencesidir.

Bugün, hem 23 Mart’ı hem de bu 14 Ağustos 1947 Pakistan bağımsızlığını sarsılmaz kardeşliği hatırlamanın tam zamanıdır. Çünkü dünyada dost bildiğin ülkeler azalırken, Türkiye ve Pakistan’ın dostluğu, yıllara meydan okuyan bir emanettir. Ve biz, bu emaneti nesiller boyu taşımaya kararlıyız.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —