Nasrettin Hoca’ya sormuşlar: “Kimsin?”
“Hiç” demiş Hoca,
“Hiç kimseyim.”
Dudak büküp önemsemediklerini görünce, sormuş Hoca:
“Sen kimsin?”
“Mutasarrıf” demiş adam kabara kabara.
“Sonra ne olacaksın?” diye sormuş Nasrettin Hoca.
“Herhalde vali olurum” diye cevaplamış adam.
“Daha sonra?” diye üstelemiş Hoca.
“Vezir” demiş adam.
“Daha daha sonra ne olacaksın?”
“Bir ihtimal sadrazam olabilirim.”
“Peki, ondan sonra?”
Artık makam kalmadığı için adam
boynunu büküp son makamını söylemiş:
“Hiç.”
“Daha niye kabarıyorsun be adam.
Ben şimdiden senin yıllar sonra gelebileceğin makamdayım:
“Hiçlik makamında!”
Ne kadar da çok övünüyoruz sahip olduklarımızla ebedi bizim kalacakmış gibi...
Ne kadar da çok seviyoruz makam ve mevkilerimizi ki anlatmaya doyamıyoruz, elde etmek için insanlığımızı zedeliyoruz.
Sonra hiç....
Ey ulu Türk milletinin neferleri
Sancağa hilali nakşeden kim?
Denize karadan yürüyen kim?
Alevi semadan düşüren kim?
Çağ açıp çağ kapayan, toy kurup tuğlar diken,
Fethedip İstanbulu Osmanlı kılan, Türk kılan kim?
Batıya çıkan yolu yürüyüp gelen sensin.
Kuzeyde üşüyen, güneyde terleyen sensin.
Doğudan yürüyüp gelen de sen değilmiydin?
Geldiğin yolda senin için işaretler var.
Şimdi daha hızlı yürümelisin.
Çilesini çekmediğin dava, senin değildir...!
Çilesi yoksa ve çekilmemişse, o dava , dava değildir... !!!
Ey Ayyıldızlı Bayrak!
Sen varsan biz de varız.
Sen yoksan biz zaten yokuz.
Başlar düşmeden yere Bayrak düşmez,
Lütfen aklımızdan cıkarmayalım...
”Bir araya gelmek başlangıçtır, bir arada durabilmek ilerlemedir, birlikte çalışmak başarıdır.”
Gökalp Şentürk