Anadolu’nun kapılarının 1071 Malazgirt Zaferi ile Türk milletine açılması, yalnızca bir askeri başarı değil; bir milletin binlerce yıllık göç, mücadele ve strateji geleneğinin doruk noktasıdır. Ancak son yıllarda, özellikle siyasi söylemlerde ve bazı akademik tezlerde, bu tarihsel sürece “Kürtler” ve “Araplar” gibi etnik unsurların ortak olduğu iddia edilerek, Türk kimliğinin tarihi meşruiyeti ve önceliği aşındırılmaya çalışılmaktadır.
Tarihî Kaynakların Ortak Sözü
Dönemin en önemli kaynaklarından İbnü’l Esîr, Bizans kronikleri (Attaleiates, Skylitzes), Ermeni tarihçileri (Mateos Urfalı) ve Selçuklu tarihçileri açıkça belirtir: Alparslan’ın ordusu, Oğuz boyları başta olmak üzere Karluk, Kıpçak, Peçenek gibi tamamen Türk boylarından oluşmaktaydı. Orduda ne Kürt, ne Arap, ne de başka etnik kökenli müttefik güç yer almamıştır. Bu, sadece askeri yapı değil, fetih stratejisinin etnik kompozisyonu açısından da önemlidir.
Müslüman Olmayan Türklerin Katılımı
Dikkat çekici bir diğer gerçek ise, savaş öncesi Bizans saflarında bulunan Peçenek ve Uz (Oğuz) Türklerinin, Malazgirt Meydan Muharebesi sırasında saf değiştirip Alparslan’ın ordusuna katılmasıdır. Bu olay, etnik kimliğin inanç farklılıklarının bile önünde geldiğini, “Türk” ortak paydasının belirleyici unsur olduğunu açıkça ortaya koyar.
1071 Öncesinde Anadolu’nun Gerçek Etnik Haritası
Malazgirt öncesi Anadolu’nun nüfus yapısı da çoğu zaman çarpıtılmaktadır. Gerçekte; Bizans hâkimiyetindeki Anadolu’da Rum, Ermeni, Süryani ve kısmen Gürcü nüfus vardı. M.Ö. dönemlerde Şanlıurfa ve civarında küçük bir Arap topluluk bulunmuş olsa da bunlar Bizans’a tabi olmuş ve imparatorluk sınırları içinde erimişlerdi. Bu nüfus, 1071’deki askerî ve siyasi tabloya hiçbir şekilde etki etmemiştir. Kürt topluluklarının ise o dönemde yoğun olarak yaşadıkları bölgeler, bugünkü İran-Irak sınır hattı ile sınırlıydı ve Anadolu içlerine yayılmış değillerdi.
Kimlik Aşındırma Tehlikesi
Cumhurbaşkanının da defalarca vurguladığı gibi; “Türkler, Kürtler, Araplar” şeklindeki üçlü etnik formülasyon, Türk kimliğini tarihin merkezinden çekip, ortak paydası bulanık bir “çoklu kimlik” kurgusunun içine yerleştirme çabasıdır. Bu, tarihî gerçeklerle bağdaşmayan, gelecekte milletin ortak aidiyetini zedeleyebilecek tehlikeli bir siyasî mühendisliktir.
Sonsöz
Anadolu’nun kapısı Malazgirt’te Türkler tarafından açıldı. O günün ordusu, o günün zaferi ve o günün stratejisi tamamen Türk milletine aitti. Etnik manipülasyonlarla bu gerçeğin üzeri örtülmeye çalışılsa da kaynaklar nettir: Anadolu, Türk’ün evi oldu; çünkü onu Türk fethetti.
Necat KACAN
Eğitimci Araştırmacı Yazar