Kadir Uğur Yılmaz

Tarih: 22.07.2025 13:03

“Bu Devleti Ben Yönetseydim…”

Facebook Twitter Linked-in

Kıymetli dostlarım, bu gün eleştirilerimi ve tavsiyerlerimi farklı şekilde kaleme almak istedim. Cüretimi mazur görün lütfen;  
“Bu Devleti Ben Yönetseydim…”

Bu milletin derdi su, elektrik, barınma, güvenlik, adalet.
Ama yönetenlerin derdi servet, iktidar, ihale, rant!
Ben yönetseydim, bu düzeni baştan aşağı değiştirirdim.
TEMEL HAKLAR: HAYATIN GEREKLERİ ÜCRETSİZ OLURDU
Su ücretsiz olurdu. Satılmaz. Milletin malı pazarlık konusu edilemez.


Elektrik ücretsiz olurdu. Yerli üretim, milli şebeke ile sağlanırdı.


İletişim ücretsiz olurdu. Devlet, vatandaşını dünyaya bağlamaktan kâr gütmez.


Sağlık, eğitim, ulaşım gibi temel hizmetler ücretsiz ve erişilebilir olurdu.


Barınma anayasal güvence altına alınır, devlet sosyal konut üretir, kiraları denetlerdi.


VERGİ VE KAYNAKLAR: SERVET TRANSFERİNE SON!
Bu millet vergi veriyorsa, hesap sormak da hakkıdır!


Kaynak mı lazım? İşte kaynak:


Yandaşlara peşkeş çekilen ihaleler,


Faiz lobilerine aktarılan bütçeler,


Döviz kuru için yakılan milyarlar,


Lüks araçlar, saraylar, şatafat...


Bunların hepsini keser, milli üretim ve hizmete yönlendirirdim.


DEVLETİN ROLÜ: YENİDEN ÜRETEN DEVLET
Yeniden KİT’ler kurardım. Devlet üretir, halk kazanırdı.


Madenler devlet eliyle işletilir, geliri halka dönerdi.


Tarımı ayağa kaldırırdım:


Teknolojik seralar, soğuk hava zinciri,


Hububat ve bakliyata devlet alım garantisi,


Tarımsal silolar, lojistik ağlar,


Profesyonel hayvancılık destekleri.


ADALET VE ASAYİŞ: HUZURSUZLUĞA GEÇİT YOK
İdam cezası geri gelirdi.


Terör, çocuk istismarı, kadın cinayeti, vatana ihanet suçlarında geri adım yok!


Zina yasağını geri getirirdim. Ahlak devletin temelidir.


Af yok! Mahkumlara otel gibi cezaevi yok, üretime katkı şart.


Mahkumları devlete ait madenlerde, tarım alanlarında çalıştırırdım.


Bedava beslenip devlete yük olmak yok.


Orman yakanları vatana ihanetten yargılanırdı.


Kasıtlı orman yakanın sadece kendisi değil, ailesi de kamu hizmetinden men edilirdi.


ÇEVRE VE CANLILAR: MERHAMETLİ AMA KARARLI
Sokak hayvanlarına doğal yaşam parkları kurardım.


Doğal barınaklarda, sağlıklı ve denetimli şekilde yaşarlardı.


İtlaf değil, insaf olurdu bu devletin politikası.


Çevreyi kirletenin, doğayı talan edenin gözünün yaşına bakmazdım.


Kâr için doğayı mahvedenin kapısına devlet dayanırdı.


GÖÇ VE DEMOGRAFİ: VATANIN DENGESİ KORUNUR
Sığınmacılar, kaçak göçmenler insani yöntemlerle ama kararlılıkla sınır dışı edilirdi.


Demografik yapı bizim kırmızı çizgimizdir.


Vatandaşlık satılmaz, para karşılığı pasaport verilmezdi.


EKONOMİ VE GELİR ADALETİ: ZENGİNLEŞME DEĞİL, HAKKANİYET
Kolay yoldan zengin olan herkes incelemeye alınırdı.


Mal varlığı araştırılır, helal kazanç mı rant mı ayırt edilirdi.


Servet sahiplerine değil, çalışan üretici halka destek verirdim.


Bankalar faizle değil üretimle kazanırdı.


Döviz kumarı değil, milli parayla milli ekonomi yürütülürdü.


MİLLİ SAVUNMA: ORDUNUN BAŞINA GÖNÜLLÜLER
Türk Silahlı Kuvvetleri, en modern teknolojiyle donatılırdı.


Profesyonel ordu desteklenir, vatan sevgisiyle yoğrulmuş subaylar baş tacı edilirdi.


Savunma sanayi özel şirketlerin oyuncağı değil, devletin namusu olurdu.

 

Son sözüm şudur:
Bu milletin hakkını yiyen karşısında beni bulur.
Bu milletin alın terini sömüren karşısında beni bulur.
Devletin görevi halkı korumaktır, soymak değil.
Ben yönetseydim;
Halkını seven, halkı için üreten, halkı için yaşayan bir devlet olurduk.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —