Bizdeki memleket sevdası yazım büyük ilgi gördü sağ olsunlar
Yazımı paylaştığım günden itibaren gerek Erzurum’dan gerek Ülkemizin değişik bölgelerinde hayatlarını sürdüren çok sayıda hemşerimiz telefonla arayarak veya mesajlar atarak yazıda dile getirdiğim görüşlere bire bir katıldıklarını ifade ettiler.
Hepsine sonsuz şükranlar sunuyorum.
Tekrar Erzurum sevdamıza gelecek olursak, bu sevda gerçekten garip ve her yönüyle incelenmeye değer, tuhaf bir sevda.
Adamın Erzurum’da iş bulamadığı, ev bark sahibi yapamadığı oğlu kızı yok.
Adamın Erzurum’da evirip çeviremeyeceği kadar sermayesi bulunmuyor,
Adamın kendisinin veya aile bireylerinden birinin büyük tıp merkezlerine yakın olmasını gerektiren bir hastalığı yok, Gerçi Erzurum sağlık konusunda büyükşehirler arasında ilk sıralarda yerini her zaman almıştır.
Yukarıda yazdıklarımın hiç biri olmadığı ve yetmezmiş gibi gideceği ilin ekstra masraflarını karşılayabilecek fazladan bir geliri olmadığı halde yine de göç ediyor.
Bunların çoğunun kıt kanaat üç kuruş ile geçinmek zorunda olmaları madalyonun bir başka yönünü oluşturuyor.
Göç ettikten sonra da ahlar ve vahlar başlıyor. Ah vah etmene gerek yok sevgili Dadaşım, bak Erzurum ana kucağını açmış seni bekliyor.
Erzurum sevdamız yalnız göç eden hemşerilerimiz açısından değil, göç etmeyenler açısından da incelenmeye değer.
Eğri oturup doğru konuşalım; Biz Erzurum’da yaşayanlar da bu kadim ve güzel şehre karşı olan görevlerimizi yerine getirmiyoruz.
Ya da kaçımız gerçek anlamda yerine getiriyor?
Erzurum’da yaşayanların büyük bir kısmının bilinçaltında bir gün göç etmek düşüncesi yatmıyor mu?
Bu nedenle de gerçek bir Dadaş olmak dâhil, birçok şeyi de ihmal etmiyor muyuz?
İster göç etmiş veya ister halen Erzurum’da yaşıyor olalım, gelin artık Erzurum’a ve Dadaş’a olan sevdamızı adam akıllı sorgulayalım.
Hakan Dikmen