Vedat Kan
Tarih: 07.07.2023 09:50
2023 ün yarısı geldi geçti, elde ne var? (2)
2023 ün yarısı geldi geçti, elde ne var? (2)
Aslında birçoğumuz ve hatta kendisini terazinin kefesinde garanti görenlerimizin büyük bir kısmı rahat olup, emin bir şekilde
“henüz erken, daha vakit var” tesellisine sığınsa da kalan zamanın çalışmalara yetmediğini, kendisinin de terazinin kefesine değil, kenarına konulduğunda anlayacaktır ama işin işten geçtiğini hep beraber o zaman göreceğiz.
Vakti saati geldi ve hesap defterleri ortalığa çıkmaya başladı bile.
Öyle vatandaşın anlamadığı dilde yazılan süslü raporlar içerisinde, çokça beyan edilen rakamlarla bu iş olmuyor. Öyle birilerinin gözüne gireyim, hoşuna gideyim mantığıyla bu iş zaten yürümüyor. Takla atma dönemlerini ise çoktan geçtik.
Geçtik;
Çünkü biz artık
“Yeni Türkiye Yüzyılı” na koşar adım başladığımız için ve bu koşar adım içerisinde de hız kesmeden, oyalanmadan, birilerinin egolarıyla vakit kaybetmeden yolumuza devam etmek istiyoruz. Kimselere sataşmadan, kimselerin yolumuza taş koymasını umursamadan ve bilhassa birilerinin maaşlı ve güdümlü yol kesici tasmalılarına
“hoşt” demeden, yolumuza devam etmek istiyoruz.
Erzurum’un payına düşeni ve yıllardır hak ettiği ama alamadığı birçok şeyi de almanın amacındayız.
İnancımızda bu yönde, temennimiz de bu yönde, elbette ki beklentimiz de bu yöndedir. İşte bu yüzdendir ki bu şehrin kalkınması için canla başla çalışanlar ile yanlarında takla atarak çalışıyormuş gibi görünüp, pastadan pay almaya kalkanları ayırmaya başlayacağız. Yani artık kazma vuranlar ile yanlarında
“ıh” diyenleri aleni olarak ayırma vakti gelmiştir, duyurulur…
Şunu çok önemli bir husus olarak belirtmek isterim ki; bu şehir ve halkı bir takım şeylerin farkında. Bu şehir ve halkı birçok şeyi idrak ediyor ve yılların vermiş olduğu
“kazık yeme” tecrübelerine istinaden de harika bir gözlemleme yetisine de sahipler. Tabii ki bu durum da bizim işimizi kolaylaştırıyor. Çünkü onların beyanlarını, onların işaret ettiği yönde, yine onların gözüyle baktığımız zaman, meydana öylesine farklı ve desenli resimler çıkıyor ki hayran olmamak elde değil…
Halk şunu rahatlıkla dile getiriyor artık; kim olur ise olsun, eğer bu şehirde bir takım çalışmalara ve hizmete aday olacak ise; yanımıza projesi olmadan, taslağı olmadan, alt yapı çalışması olmadan sakın ha gelmesin…
Halk rahatlıkla şunu dile getiriyor artık; önümüzde yapılması planlanan her türlü seçimde bütün adaylar, bütün partiler hepsi ama hepsi gözümüzde birdir. Artılarını, eksilerini kendileri ortaya koyarak ve bilhassa içlerinde bulunan çürük elmaları ayıklayarak yanımıza gelmeleridir. Daha düne kadar hiçbir özelliği olmayan birilerinin bugün bu şehirde
“kibir atıyla” tur atmaları hoşumuza gitmediği gibi, kendilerine de ciddi oranda oy kaybına sebebiyet verecektir.
Buna benzer o kadar çok beyan var ki…
Hepsini yazacağız.
Hepsini dile getireceğiz ve hepsinde de birilerini değil; ayak bağı olanları, yolda tökezleyenleri, ekmeğini yediği halkı aşağılayanları, sömürenleri, küçük görüp ötekileştirenleri ve hatta insan yerine dahi koymayanları anlatıp, dile getireceğiz.
Çünkü halk diyor ki bizler, bir takım zamanlarda; oda, dernek, kurum ve kuruluş seçimlerinde hatır gönül ilişkisi doğrultusunda oy verdik, pişmanız ve artık son olsun. Bu saatten sonra kimseler yanımıza bu tür teklifiyle gelemeyecektir. O insanların bizi atlama basamağı olarak kullanmalarına müsaade etme dönemi bitmiştir. Gerçi büyük bir çoğunluğunun da gerçek yüzleri ortaya çıkarak, nasıl bir hataya sebebiyet verdiğimiz aşikâr olmuştur. Bu tür hatalara düşüp bu halkın vebaline girmemek için hatır gönül oyuna artık düşülmeyecektir. Bundan sonra bu şehrin, bu halkın menfaatine, yarınlarına ve problemlerine çare olmaya niyetli olanların yanında bulunacağız. Elbette ki çalışmalar, proje sunumları ve gerçekleştirme oranları doğrultusunda kesinlikle
takdir edilmeye hak kazananın da takdiri verilecektir.
Demektedir…
Çünkü halk diyor ki; biz milletvekili seçimlerinde oyumuzu da, gönlümüzü de sadece ve sadece
Recep Tayyip Erdoğan’a verdik. O’nun bize işaret ettiği çalışma arkadaşları ve aday olanların tamamı da bizim kendi insanımız olup, almış oldukları görevlerde layıkıyla başarı sağlayacaklarına inancımız da sonsuzdur, bu aşamada ilimize yapacakları çalışmalar ve vaatlerinde gerçekçilik oranı nedir elbette ki değerlendireceğiz, ancak bu şehrin aldığı mesafe ve beklentileri kendi geleceklerini de belirleyecektir. Bu amaçla ve büyük bir şevkle almış oldukları görevlerde, bu şehrin ve insanının menfaatlerini gözeteceklerine, var olan hizmetin kalitesini artırıp daha iyisini sağlayacaklarına, olmayanı getirip
idame ettireceklerine elbette ki inancımız tamdır. Hem, değil mi ki yıllardır bu günleri bekledik?
Demektedir…
Ve aynı halk diyor ki; yaklaşmakta olan seçimlerde daha şimdiden gördük ki; birileri bu işi garanti sınırları içerisinde görmektedir. Asla ve kat’a böyle bir şey yok… Yanınızda olan
“kibir” deryası, sonradan görmeler ile bu iş olmaz. Yanınızda olan
“kendini bilmez”,
“ben ne dersem o” mantığıyla adım atan ve
“ben her şeyin en iyisini bilirim” diyen çokbilmişlerle bu iş olmaz. Önce kendinizi sevdirmeniz gerekmektedir. Bu yüzden, biz ülke olarak, ülkemiz için
Recep Tayyip Erdoğan’a oy verdik diyenler olarak, şu andan itibaren illerdeki seçimlerde şahıslara oy vereceğimiz için bütün partilerin seçimlerdeki kazanma şansı aynıdır ve o şahısların tamamı bizimdir, bizim insanımızdır…
Hatta bu arada da mevcut seçilmişlerin işlerinin daha zor olduğunun da belirtmekte fayda var.
Demektedir…
Biz demiyoruz, halk diyor ve biz de büyük bir keyifle yazıyoruz.
Öyle ki biz bütün siyasi partilerin içerisinde henüz birkaç yıllık olmasına rağmen, sırf parası var diye birilerinin ortalıkta nasıl da kasılarak
“kraldan daha çok kralcı olarak dolaştıklarını” ve hatta çoğu zaman
“gerçek kral” ı dahi tanımadıklarını çok rahat görmekteyiz. Çok değil daha birkaç ay evvel aynı ittifak üyelerinin dahi bir birlerinin ardından neleri söylediklerine hepimiz şahit olduk…
Kimse
“hayatımda aynaya bakmadım” demesin sakın. Yani herkes kendisinin ne olduğunu çok yi biliyor. Tıpkı bizim bildiğimiz gibi.
İlimizde bulunan bütün siyasi kapıların ardında bulunanlara bizden söylemesi; yanınızda bulunan bu türler ile bu yola çıkar ve halkı bu türlerle baş başa bırakırsanız, kaybeden siz olursunuz. Halkın sevdiği, halkın bildiği ve hatta halkın ta kendisinin olduğu öyle örneklerimiz var ki.
Yeter ki bakmasını bilelim.
Yeter ki bakarken de görmesini bilelim.
Ve
Halkın yanında olup, bu kadim halka daha iyi hizmet etmenin çileli yollarına girelim.
Halka yukarıdan bakıp, lüks otellerde kendi çevrenizde olan birkaç yandaşınızla birlikte, adını dahi telaffuz edemediğiniz bilmem ne kahvesi içerek halka kendinizi sevdiremezsiniz.
Bu şehir o eski şehir değil artık.
Gerçi bizim talaşımıza değil, sizin ne içtiğiniz.
'Çok ta tın' ama
2023 ün de yarısı geldi geçti ve ortada halen daha bir şey yok.
Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —