Vahit Özdemir

Tarih: 10.02.2025 09:13

-SEÇİM İŞLERİ VE NEVŞEHİR MİLLETVEKİLLİĞİ ADAYLIĞIMIZ (1991)

Facebook Twitter Linked-in

VARŞOVA’DA CANINA KIYAN GENÇ DİPLOMAT

VARŞOVA-POLONYA

Vahit Özdemir:

Kurban Bayramı (1991) esnasında Mesut Yılmaz, Başbakan Yıldırım Akbulut’u çok az bir oy farkıyla indirerek ANAP Genel Başkanı ve Başbakan oldu. ( Son anda Başbakan Akbulut’un adamı Şanlıurfa Delegesi Seyit Eyyüpoğlu ve arkadaşları Mesut Yılmaz’ı desteklediler.)

Taze Başbakan Yılmaz açıklama yaptı:

“1991 yılında erken seçim yapılması teknik olarak mümkün değil,” dedi.

Hanımla biz bundan pek memnun olmadık.

Üstünden on beş gün geçmedi, ekonomik durum iyi değildi herhalde, erken genel milletvekili seçim kararı alındı.

Bu sefer ümitlendik tabii.

DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel’in özel sekreterine ulaştım.  

Sekreterin de Polonya’da bir sevgilisi varmış, benden rica etti adresini buldum.

İrtibata geçmelerini sağladık. Biraz ince işlerle uğraştık(!).

Demirel’in şapka numarasının 59,5 olduğunu öğrendik.

Bunun üzerine Milano’dan beş-altı tane fötr şapka getirttim.

Tatarların Müftüsü bana bir kırat heykeli vermiş: “Bu sana uğurlu gelecek, bunu Demirel’e hediye et!” demişti.

Neticede Demirel’le telefonda konuştum:

“Tamam Vahit, Esat Kıratlıoğlu birinci, sen ikincisin. Gel!” dedi.

Zaten biz de istifa etmek için bahane arıyoruz. 
Neyse Türkiye’ye geldik. Elimizde fötr şapka, kırat heykeli. Parti binası o zaman Akay Caddesi’nde. Demirel beni biraz soğuk karşıladı. Beni arka odaya aldı.

“Vahit, Nevşehir’den üç otobüs dolusu partili geldi. Esat Kıratlıoğlu’nu istemiyorlar. Ben de onlara dedim ki; Esat Kıratlıoğlu’nu ben mi seçiyorum? Siz seçip geliyorsunuz. Isparta ve Nevşehir’de tüm partililerin katılımıyla önseçim yapacağız.”

Şanssızlığa bakar mısınız? Sadece iki il!

Biri Nevşehir diğeri Isparta. Delege bazında önseçim olsa, listede olmam kuvvetle muhtemel. Bir iş adamı bana Polonya plakalı son model bir BMW tahsis etti.

Onunla dolaşıyoruz. 1991 yılına kadar Nevşehir’de hiçbir aday broşür bastırmamış.

Biz iyi bir broşür bastırdık. Demirel’le resmimiz var, kendimizi tanıtıyoruz.

İlçelere gidiyoruz. Sekiz-dokuz tane ilçe var, hepsi bir günde bitiyor.

O zaman bir yerden üç milletvekili çıkıyorsa altı aday gösteriliyor. Yedi sekiz bin kişi partiye kayıtlı, hepsine ulaşamıyorsunuz.

Bir de mesela, bir ilçe başkanı kendi akrabalarını partiye kaydettiriyor.

Haberiniz yok.  Halbuki delege bazında olsa, iki yüz kadar delegeyle liste başında ya da ikinci sırada olacağım.

Tabiatıyla seçimi kaybettik. Partiye kayıtlı üyelerden bin oy daha almam lazımdı. Esat Kıratlıoğlu: “Canın sağ olsun, bu işin bürokrasisi var,” diye teselli ediyor.

Esasen istemeden onun lehine çalışmış olduk.

Seçimlerden DYP birinci SHP ikinci parti çıktı koalisyon yaptılar.

Bu arada ben memuriyette değilken Bakanlık  yanlış bir işlem yapıyor ve beni Merkez’e  alıyor.

Normalde seçim sonrası benim tekrar Varşova’ya gitmem gerek. Her işte bir hayır var. O yanlış lehimize oldu. Çünkü işleme karşı Danıştay’a gittik. Danıştay yürütmeyi durdurma kararı verdi.

Hikmet Çetin Dışişleri Bakanı ama teşkilata hâkim değil.

Kararı uygulamadılar.

Çaresizlikten beni iki aylığına geçici görevle Büyükelçiliği açmak için Ukrayna Kiev’e gönderdiler. (Haziran-Temmuz 1992)

Ağustos-1992’de ailece Rusya’da iyi bir tatil yaptık.
O yıllarda Rusya çok ucuz.

Sonra da Başkonsolosluğu hizmete açmak üzere Tiflis’e verdiler.(Ekim-1992)

Bu süre zarfında Ankara’da bulunmamızın bir avantajı da oğlumuz Uğur’un 13 Aralık 1991’de burada dünyaya gelmesi oldu.

Aynı sıralarda üzücü bir olay cereyan etti.

Varşova’ya benim yerime atanan arkadaş maalesef orada canına kıydı.

Varşova Büyükelçiliğinde ve Polonya’da şartlar çok kötüydü.

Büyükelçi Prof.Dr. Doğramacı’nın sevimsiz ve asosyal damadı ve arkası kalın.

Demek ki
arkadaşımız mobbinge muhtemelen dayanamamış olabilir.

Allah rahmet eylesin.

Kısa bir sessizliğin ardından, Ankara’da geçen günlere dönüyor ve anlatıyor Vahit Bey.

GENEL MÜDÜR YARDIMCISI MI YAPALIM BÖLGE MÜDÜRÜ MÜ YAPALIM?

Vahit Özdemir: 
Bu arada Ankara’dayız. İşe güce uğramıyoruz. Beni televizyonda ya da başka şekillerde DYP grup toplantılarında gördüklerinden bana ilişmiyorlar.

Caydırıcı unsur çünkü! Süleyman Demirel’e gidiyorum. Bazen tek başıma, bazen yanımda bir iki milletvekili.

Demirel’in şöyle bir huyu var: Herkesle görüşür ancak işi zamana yayar.

Özal gibi pratik değil.

Mesela:
“Vahit seni Türk Hava Yolları Genel Müdür Yardımcısı yapsak, nasıl olur?” diyor.
“Siz bilirsiniz, efendim.”

Ardından “oğlan nasıl?” diye soruyor, çekmecesinden bana bir tespih çıkarıyor, gönlümü alıyor.

Değişik bir adam. Başbakan ile her zaman görüşmek mümkün değil. Grup toplantıları sonrası ancak görebiliyorsunuz.

“Vahit seni Emlak Bankası Genel Müdür Yardımcısı yapsak, nasıl olur?” Sanki bana yer beğeniyor, ama bir şey de çıkmıyor.

Bunda taşra milletvekillerinin de etkisi var. Çünkü bir taşra vekili kendi bölgesinden birisinin önemli bir makama gelmesini istemez.

Böyle böyle oyalanırken, ‘92’nin Nisan sabahı saat 07:00, Esat Kıratlıoğlu aradı, o da benden kurtulmak istiyor: “Vahit, hayırlı uğurlu olsun! Gözlerinden öperim!”
“Hayırdır, ne oldu?”
“Seni Vakıflar Ankara Bölge Müdürü yapacağız!”

Düşündüm taşındım. Çok iyi bir görev değil. Vakıflar olunca biraz da çekindim. Dini bütün bir adama sordum:

“Beni Vakıflar Ankara Bölge Müdürü yapmak istiyorlar, ne dersin?”

“Niyetin nedir? Hizmet mi yolunu bulmak mı?” diye sordu.

“Hizmet. Yoksa ben yurt dışında 1991 yılında 3600 dolar alıyordum, milletvekili maaşından fazla.”

“Aman evlâdım o zaman bu işe bulaşma!” dedi.
“Vakıfın kör kuruşu seni mahveder!”

O sözü dinledim ben de.

Soluğu Kiev’de, Tiflis’te, Nürnberg’te, Houston’da ve Melburn’da aldım.

NEREDEN NEREYE?

Vahit Özdemir 
( E ) Diplomat
09 Şubat 2025

NOT: EDİTÖR ÖZLEM PEKCAN’IN KALEME ALDIĞI ÇARIKLI DİPLOMAT VAHİT ÖZDEMİR’İN KİTABINDAN ALINTIDIR. ( devam edecek. )


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —