Rafet Ulutürk

Tarih: 24.07.2025 08:22

"Suriye, Türkiye'den Yardım İstedi: Yeni Dönemin Kapısı mı Açılıyor?"

Facebook Twitter Linked-in

Ortadoğu, bir kez daha tarihi bir kavşağa gelmiş durumda. Bu kez mesele; geçmişin savaşlarının değil, geleceğin barışının inşa edilmesi. Son gelişmelere göre Suriye yönetimi, yıllardır süren iç savaşın ardından ilk defa resmî olarak Türkiye'den askeri ve stratejik yardım talebinde bulundu. Bu talep, yalnızca bir iş birliği çağrısı değil; aynı zamanda kırılgan dengelerin yeniden şekillenmeye başladığının açık göstergesidir.

Türkiye'nin Cevabı: “Hazırız!”

Ankara, bu çağrıya hazırlıklıydı. Suriye'nin yaptığı bu çağrının hemen ardından Türkiye, hem diplomatik hem askeri açıdan harekete geçti. Resmî üs bölgeleri, ortak operasyon komuta merkezleri, güvenlik koridorları gibi stratejik adımlar için düğmeye basıldı. Ancak en çarpıcı gelişme şu oldu:

Ankara–Şam Ortak oldu
Tıpkı Karabağ Savaşı’nda Azerbaycan'da kurulan Bakü–Ankara Ortak Siyasi Koordinasyon Platformu gibi, şimdi ikinci büyük adım Suriye için atılıyor. Bu siyasi ve askeri birliktelik, artık sadece sahada değil, siyaset masasında da Türk aklının ve vicdanının var olduğunu gösteriyor.

Terör Örgütlerine Karşı Ortak Yumruk

Bu adım, sadece iki komşu devletin değil, iki halkın kardeşliğidir. Ve en önemlisi; Suriye’nin kuzeyinde yuvalanmış terör örgütlerine karşı birlikte bir duruştur.

PYD, PKK, YPG ve onların arkasındaki küresel akıl şunu iyi anlamalıdır:
Artık karşılarında yalnızca Suriye yok. Artık karşılarında Ankara–Şam hattında birleşmiş yeni bir irade var.

Bugün bölgede Türk aklıyla yapılan bu hamle, terörün arkasındaki devletleri de düşünmeye sevk etmelidir. Çünkü bu ortaklık; sadece sahayı değil, stratejiyi de değiştirmiştir.

Türkiye’den Stratejik Hamle: Çelik Kubbe Aktif!

Bu gelişmelerin tam da ortasında, Türkiye bir başka tarihi adımı daha attı:
"Çelik Kubbe" hava savunma sistemi aktif edildi.

Ve bu, sadece iç kamuoyuna değil, tüm dünyaya resmen duyuruldu.
Bu açıklama açık bir mesajdı:

Artık Türkiye hem karada hem havada kendi güvenliğini sağlayabilecek,

Ve sadece savunmayla yetinmeyip önleyici stratejilerle bölge denklemini yeniden yazabilecek güce ulaştı.

"Çelik Kubbe" sadece bir teknoloji değil; Türkiye’nin caydırıcılığının simgesi, milli bekasının zırhıdır.

Neden Şimdi?
Çünkü:

ABD'nin desteklediği vekil örgütler artık bölgeyi tıkanma noktasına getirdi.

İsrail'in taşeron yapılarla bölgeyi dizayn etme çabası iflas etti.

Rusya ve İran'ın denge politikası yeterli olamadı.

Bölge halkları ise artık kendi kaderini kendi yazmak istiyor.

İşte bu noktada Türkiye devreye girdi. Artık sadece sınırları korumuyoruz, geleceği de inşa ediyoruz.

Türkiye’nin Bölgedeki Rolü

Türk askeri sadece silah taşımaz; adalet, merhamet ve devlet aklı taşır.
Bu yürüyüş, bir işgal değil; bir kurtuluştur.
Bu ortaklık, bir mecburiyet değil; bir tercihtir.
Bu adım, bir plan değil; bir medeniyet hatırlatmasıdır.

Yeni Bir Sayfa Açılıyor

Suriye’den yükselen bu çağrı, bir yardım çığlığı değil; bir dost eli uzatışıdır.
Türkiye ise bu eli tutacak kadar büyük, hazır ve kararlıdır.

Ve artık herkes şunu çok iyi bilmelidir:
Ortadoğu’da barışı sağlayacak olan güç, terörü değil kardeşliği örgütleyen Türkiye’dir.

Not:
Bu, üçüncü dünya savaşı değil; üçüncü büyük uyanıştır.
Birincisi Kuzey Kıbrıs idi,
İkincisi Karabağ,
Üçüncüsü Suriye olacak.

Ve bu yürüyüşün adı:
İlay-ı Kelimetullah, Türk’ün yoludur.
Gölgesinde adalet, hedefinde Kızılelma vardır.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —