Hakan DİKMEN

Tarih: 15.07.2025 09:09

Masum bir gecenin ihanet şafağı…

Facebook Twitter Linked-in

Tarihimizin her sayfasında bu ve buna benzeyen birçok gün ve geceler yaşanmıştır. Kadim halkımız; böylesi durumlara karşı yapmış olduğu en güzel cevabını bir kez daha vermiş ve şer odaklarının ihanet çemberini bir kez daha parçalayarak, ihanet ehli olan aramızdaki satılmışların, beyni yıkanmışların ve bizimle yaşamalarına rağmen asla ve kat’a bizden olamamış olan bu zavallıların emellerine ulaşma zevklerini yarım bırakmıştır.
15 Temmuz ihanet gecesi; bu ülkenin tarihi süreci içerisinde yaşamış olduğu en acı bir gecesidir… 
15 Temmuz ihanet gecesi; bu kadim halkların, yine bu kadim topraklar üzerinde yaşamış olduğu en acı bir tecrübesidir.
Hem de asırlar boyunca yaşanan Moğol istilasından öte, Rus istilasından öte, Ermeni çetelerinin en rezil ihanetlerinden öte olarak…
Hem de 
Daha acımasız, daha insanlık dışı… 
Çünkü bahse konu ettiğimiz tarih sürecinde yaşananların tamamı karşılıklı yapılan mücadele örnekleriydi. 
Karşıda bir düşman vardı ve savaşın gereği elbette yapılacaktı.
Ama ne var ki; 15 Temmuz ihanet gecesinde yaşanılanların idraki yanı sıra izahı asla ve asla mümkün olmamıştır.
Çünkü
İhanet çetesi elemanları, bizden olanlardı. 
Yanı başımızda aynı secdede duaya gittiğimiz olanlardı. Kapı komşumuz, arkadaşımız, kardeşimiz ve hatta eşimiz olanlardı… 
Evladımızdı bizi kurşunlara hedef gösteren. 
Başımızdan bomba yağdıran, akşam beraber yemek yediğimiz üst komşumuzdu. 
Köprüyü kapatarak insanlık ayıbının ilk basamaklarını çıkan Tankın önünde, oğluna seslenerek “kışlana dön evladım” diyen anneye kurşun sıkanın kim olduğunu zannediyordunuz ki? 
Kaç tane anne ve babanın canı kendi evlatlarıyla alındı o gece?
Kaç evlat annesiz babasız kaldı?
Yarsız, yarınsız kaldı…
Bu nasıl bir beyin yıkama şekliydi ki; Moğolun en büyük özelliği olan ele geçirdikleri şehirlerdeki şöhretlerini günümüze kadar getiren işkencelerinden bile üstün çıktı… Ermeni çetelerinin yaptıklarını unutturdu, daha düne kadar en zalim bildiğimiz birçok terör örgütüne dahi rahmet okutturdu!
Kendi halkının vergileriyle alınmış uçağından, o masun halkın üzerine bomba atmak hangi kitapta, hangi dinde, hangi insanlık anlayışının içerisinde yer alıyor henüz mantığını öğrenemedik… 
Halkın meclisine saldırmak, halkın tüm değerlerini ayakaltına almak…
Ve en kötüsü de bu kadim halkın iyi niyet, saf ve yalın sevgisini yok etmek…
Elbette ki her hangi bir düşmandan korkusu yoktur bu halkın. 
Tarihin tozlu rafları sayısız örnekleriyle dolu!  
Ama ne var ki sırtından yediği bu hançerin acısı daha bir başka olmuştu, çünkü hançeri tutan el az önce bayramlaştığı/tokalaştığı kardeşinin, arkadaşının, komşusunun hatta ve hatta hiç tanıyamadığı eşinin kendi eliydi… 
İşte şimdi gel kabullen ve gel de unut…
Rabbim bu millete bir daha her hangi bir gecenin ihanet şafağını yaşatmasın…


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —