Rafet Ulutürk

Tarih: 24.07.2025 08:21

Gerçek Harikaları Arıyorsan, Aynaya Bak

Facebook Twitter Linked-in

Bugün sana eski taş yapıları, yüksek dağları, dev mabetleri anlatmayacağım.
Çünkü asıl mucize orada değil…
Asıl harikalar, her sabah aynaya baktığında yüzüne yansıyan o insani izde saklı.

Bir yazıda şöyle diyordu:
“Dünyanın yedi harikası şunlardır:
1. Dokunabilmek…
2. Tadabilmek…
3. Görebilmek…
4. Duyabilmek…
5. Hissedebilmek…
6. Gülmek…
7. Sevebilmek…”

Ve ben o anda fark ettim...
Bir insanın kalbi bu kadar güzel anlatılamazdı.

Dokunmak mesela...
Bir bebeğin parmağına, bir dostun omzuna, yaşlı bir annenin nasırlı ellerine dokunabilmek.
Sadece ten değil, yürek yüreğe temas edebilmektir gerçek dokunuş.
Bu çağda insanların birbirine en çok ihtiyaç duyduğu şey bu değil mi zaten?

Tat almak…
Hayattan, küçük şeylerden, bir fincan çaydan, bir dilim ekmekten, bir anıdan tat alabilmek.
Herkes şatafatın peşinde ama en güzel tat, samimiyetin tuzu ile yoğrulmuş tebessümdedir.

Görmek…
Sadece bakmak değil.
Bir çiçeğin açışını, bir çocuğun büyüyüşünü, bir insanın sessizce gözyaşı döküşünü görebilmek.
Görmek için göz değil, gönül gerek.

Duymak…
Bir kuşun sabah şarkısını, annenin “Dikkat et evladım” diyen dualı sesini,
Ya da bir insanın içindeki sessiz çığlığı duymak…
Gürültüler arasında kaybolmadan, hakikati duymak.

Hissetmek…
Bir çiçeğin sevildiğinde nasıl canlandığını,
Bir sözün kalpte nasıl yankılandığını,
Bir vedanın ardından kalan boşluğu…
Hissetmek, insanı insan yapan en derin mucizedir.

Gülmek…
Gönülden, içten, hesapsızca…
Bir çocuğun kahkahasında dünya güzelleşir.
Gülmek, ruha iyi gelir, kalbi yumuşatır, insanı iyileştirir.

Ve en sonu: Sevmek…
Birini gerçekten sevebilmek.
Çıkar gözetmeden, karşılık beklemeden…
Sevgi varsa umut var, yol var, hayat var.
Bir çocuğu, bir kediyi, bir şehri, bir insanı, bir fikri sevebiliyorsan;
Sen hâlâ mucize taşıyan bir yüreğe sahipsin demektir.

Ey okuyucu…
Sana bugünün en büyük gerçeğini söyleyeyim mi?

Dünyanın en büyük harikası sensin.
Senin kalbin, senin gözyaşın, senin kahkahan…
Ne Eyfel Kulesi, ne Çin Seddi…
Bir annenin evladına sarılışı kadar büyük bir mucize değildir.

O yüzden…
Kendine kıymet ver.
Sevdiklerine zaman ayır.
Gönlünü küçümseme.
Ve en önemlisi…
Hayatı yaşarken unuttuğun o mucizeleri yeniden hatırla:
Dokun, tadını çıkar, gör, duy, hisset, gül ve sev!

Çünkü bunları hâlâ yapabiliyorsan,
Sen bu dünyadaki en büyük harikalardan birisin…


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —