“Bir halkın 36 yılını çalmak, sadece zaman değil; gelecek ve kimlik hırsızlığıdır.”
1989…
Türk halkı Bulgaristan’da yeni bir karanlığa uyanıyordu.
Adlarımız değiştirildi.
Camilerimiz kapatıldı.
Türkçe konuşmak, selam vermek, bayram kutlamak suç sayıldı.
İşte tam bu kırılma anında,
bizlere bir “lider” gösterildi.
Bir “umut” sunuldu.
Bir “parti” kuruldu.
Ve biz o günlerden bugüne hep aynı sözleri duyduk:
“Birlik olun, parçalanmayın. Biz olmazsak siz yoksunuz.”
Bu sözler o kadar çok tekrarlandı ki,
halk artık düşünmeden itaat etmeye başladı.
Her seçimde aynı yüzler,
aynı vaatler,
aynı hikâyeler…
Ama her seçimden sonra aynı sessizlik, aynı ihmal, aynı aldatılmışlık.
Ve biz, 36 yıl boyunca:
– Ne vakıf mallarımızı alabildik…
– Ne Türkçemizi özgürce konuşabildik…
– Ne mezarlarımızı koruyabildik…
– Ne gençlerimizi siyasette tutabildik…
Çünkü sorun sadece dışarıda değildi.
Sorun, bizim içimizdeki susturuculardaydı.
Adı Türk olan ama yüreği başka yerlerde atan,
bizim için değil, bizim üzerimizden kendisi için çalışan bir düzene teslim edildik.
Artık bu oyunu görme zamanı geldi.
Bu kitapçık, o gerçeğin adıdır:
İhanetin Gölgesinde Geçen 36 Yıl.
Bugün artık yeni bir sayfa açmak isteyen her vicdanlı insanın,
önce bu 36 yılla yüzleşmesi gerekir.
Çünkü yüzleşmeyen toplumlar, hep aynı kandırmacayı tekrar yaşar.
____________________________________
Sözden Öteye Geçmenin Vakti Geldi
Her toplum, zor zamanlarında birlik çağrılarıyla ayağa kalkar.
Her lider, kriz anlarında “ortak akıl” söylemiyle kalabalıkları toplar.
Her millet, geçmişinde birliğin gücünü gördüğü için aynı duaya sarılır:
“Allah’ım bizi bir eyle, bizi beraber eyle…”
Ama bugün karşımızda yeni bir gerçeklik var:
Sözler çoğaldı, samimiyet azaldı.
Beraberlik nutukları atılırken, arka planda ayrışmalar büyüyor.
Ortak akıl denirken, tek seslilik çoğulculuğun yerine geçiyor.
Peki neden?
Çünkü biz hep sözlerin peşinden gittik, kimse o sözleri taşıyan insanlara bakmadı.
Birlik kiminle olur?
Beraberlik kiminle kurulur?
Ortak akıl kimlerle mümkün olur?
İşte bu kitapçık, işte bu sorulara cevap arıyor.
Sadece kavramların değil, kavramlara ruh veren insanların konuşulması gerektiğini hatırlatıyor.
Çünkü bir araya gelmek kolaydır;
Ama aynı yönde yürümek irade ister.
Aynı hedefe bakmak kolaydır;
Ama aynı bedeli ödemeye razı olmak yürek ister.
Bu kitapçık, ezberleri sorgulamak ve yepyeni bir farkındalık inşa etmek için hazırlandı.
Ne kalabalıklara sesleniyoruz, ne alkış bekliyoruz.
Biz, samimiyetle düşünen, birlikte yürümeyi gerçekten isteyen insanlara hitap ediyoruz.
Eğer siz de o insanlardan biriyseniz, şimdi birlikte yola çıkma zamanı.
Ama önce doğru soruyu sorarak başlayalım:
Birlik ve beraberlik istiyoruz… Peki, kimlerle? Ve neden?