Rafet Ulutürk

Tarih: 12.08.2025 08:46

Balkanlarda Pasaport Oyunu: Sessiz İlerleyen Strateji

Facebook Twitter Linked-in

Balkanlar, yüzyıllardır güç mücadelelerinin, sınır değişimlerinin ve kimlik savaşlarının sahnesi olmuştur. Bugün yaşadığımız ise silah sesleri olmadan, fakat çok daha etkili bir “sessiz ilerleme” sürecidir. Bulgaristan’ın Güney Sırbistan’da Bulgar kökenli olduğunu kanıtlayan binlerce kişiye vatandaşlık vermesi, yalnızca insani bir jest değil; geleceğe dönük ince hesapların ürünü bir stratejidir.

Kimlik, Balkanlar’da Sınır Çizen Kalemdir

Bir milletin başka bir ülkenin vatandaşlığını alması, basit bir seyahat özgürlüğü değil; uluslararası hukukta kayıtlı bir siyasi beyanattır. Bulgaristan’ın uyguladığı yöntem, Kuzey Makedonya’da çoktan kendini kanıtladı: 120.000 kişi sessizce Bulgar pasaportu aldı. Bugün bu rakamlar, Avrupa Konseyi’nde, AB fon görüşmelerinde, kültürel azınlık raporlarında birer “resmî veri” olarak masaya konuyor. Yarın ise “tarihî sorumluluk” ve “kültürel alan” argümanına dönüşecek.

Sırbistan ve Makedonya ile Sınırlı Değil

Bu stratejinin coğrafi sınırları Balkan yarımadasıyla da bitmiyor. Moldova içinde özerk bir bölge olan Gagauzya’da yaşayan Türk asıllı, Hristiyan inançlı Gagauz halkından 50.000 kişi de Bulgaristan vatandaşlığı aldı.
Bu, çok farklı yerlere evrilebilecek bir hamledir. Çünkü Bulgaristan, bu vatandaşlık kartını gerektiğinde Karadeniz güvenliği, Moldova’nın siyasi dengeleri ve hatta Rusya–AB hattındaki pazarlıklarda masaya koyabilir. Yani mesele yalnızca “pasaport” değil, çok yönlü bir jeopolitik kozun hazırlanmasıdır.

Tarih Bize Uyarıyor

Balkan tarihi, bize şunu tekrar tekrar gösterdi: Kimlikler sessizce değiştirildiğinde, haritalar da sessizce değişir. Osmanlı sonrası Balkan antlaşmaları, Yugoslavya’nın parçalanma süreci, hep önce kimlik verilerinin değişmesiyle başladı. “Pasaport”, bir gün “toprak hakkı” talebinin belgesi olabilir.

Türkiye’nin Görmesi Gereken Gerçek

Türkiye, Balkanlar’da sadece Osmanlı mirasının değil, hâlen devam eden Türk–Müslüman varlığının da doğal hamisidir. Güney Sırbistan, Kuzey Makedonya ve Gagauzya’da yaşanan bu süreç, yalnızca Bulgar–Sırp veya Bulgar–Moldova dengesi meselesi değil, tüm bölgedeki güç dengelerini etkileyecek zincirleme bir gelişmedir.
Unutmayalım: Bulgaristan, bu vatandaşlık politikasını yalnızca soydaşlarına değil, stratejik çıkarlarına hizmet edecek her coğrafi noktaya uygulayabilir.

Kim Uyanık Kalırsa Haritayı O Çizer

Balkanlar’da kimlik, sadece pasaportta yazan bir kelime değildir. Bu, nesiller boyu sürecek kültürel bir hâkimiyetin ilk adımıdır.
Türkiye, bölgedeki her demografik değişimi dikkatle izlemeli, gerektiğinde hem diplomatik hem de kültürel yatırımlarla karşı hamle yapmalıdır. Çünkü kimliğini kaybeden halk, toprağını da kaybeder.

Bugün Güney Sırbistan’da, Kuzey Makedonya’da ve Gagauzya’da olanlar, yarın başka bir yerde olabilir. Balkanlar’da tarih, çoğu zaman sessiz başlar ama sonuçları gürültüyle gelir. Bu oyunda uyanık kalan, sadece masada oturan değil, haritayı çizen olur.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —