Çok uzatmadan direk yazayım. Birilerinin sosyal medyada uydurduğu gibi ne İsrail vardı, Ne İran. Azerbaycan'ın yanında Türkiye, Pakistan, Özbekistan vardı. Bu üç ülkenin 30 yıl boyunca Ermenilerle hiçbir diplomatik ilişkisi olmadı. Tek sebebi de Azerbaycan topraklarını işgal etmeleriydi.
Bazı cahiller bunu anlamaya bilir. Az çok siyasetden anlayışı olanlar bunun ne kadar büyük bir fedakârlık olduğunu anlıyor. Gel de bunu içimize sızmışların kuklasına çevrilmiş İsrail ve İran tabanı yalayanlara anlat.
İster birinci, ister ikinci Karabağ savaşında Pakistan'da Türkiye'de gücü yettiği kadar Azerbaycan'a destek verdi.
1992 yılında Azerbaycan’a Türkiye’den gelen Rüzgâr Timi olmasaydı ne Bakü Tiblisi Ceyhan boru hattı, ne oradan gelen paralar, Ne o paralarla alınan silahlar, ne de Karabağ toprakları yeniden bizim olmazdı. Rüzgâr Timi Azerbaycan'ın Gence basar bölgesini (Tovuz, Kazak, Gedebey'in Ermenilerle olduğu sınır bölge) koruyarak, Ermeni ve Rusların orayı işgal etmesine izin vermedi. Bunu kimse inkâr edemez. O gün yanımızda 30 yıldır Ermeni ile her türlü diplomatik ilişkisi olan ne İsrail, ne de İran vardı. İran ve İsrail ajanlarının uydurduğu yalan masallara karnımız tok. Onların uydurduğu çakma tarih çok da uzak değil.
Hiçbir şey sır değil ki 2001 yılında İran Hazar denizinin durumuyla ilgili Azerbaycan’a baskı yapıyordu.
Bu baskı her gün daha artıyor, İran ikide bir sınırlarımızı ihlal ediyordu. Dünya bunu neyin ki seyredir, hatta keyifle izliyordu. İkide bir bize "İsrail olmasa İran Azerbaycan'ı yerdi" diyen eblehler, bu durumdan en çok keyif alan da İsraildi. O gün yine imdadımıza koşan Türkiye oldu. F16'larını Hazar denizinin üzerinde uçurarak, milyonlarla insanı Azadlık meydanında mutluluk gözyaşına boğdu. Türkiye'mizin genelkurmay başkanı Kıvrıkoğlu ve Haydar Aliyev'in katıldığı bu gösterini Azatlık Meydanı’nda izleyen milyonların içerisinde bir gazeteciydim. O gün hüngür hüngür ağlamıştım. Benim gibi milyonlar hüngür hüngür ağlayarak sahipsiz olmadığını bir daha anlamıştı. Biz bu gururu dünya Ermenistan'ın arkasında durduğu 2020 ci yılda ikinci Karabağ Savaşı'nda bir daha yaşadık. Türkiye'mizin 7'den 70'e tüm güzel insanları Azerbaycan ile tek yürek oldu. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Mustafa Kemal Atatürk'ün "Azerbaycan'ın sevinci sevincimiz, kaderi kaderimizdir" sözün o günlerde resmen uyguladı. NATO’daki çoğu müttefiklerini böyle karşısına alarak F16’ları Bakü’ye bıraktı. Canlı yayınlarda "Azerbaycan'a yapılan bize yapılır" dedi. 44 gün boyunca bir gün bele bizi yalnız bırakmadı. Oysa Netenyahu basda olmakla bir İsrailli yetkilinin Karabağla bağlı Azerbaycan'ın lehine hem'in dönemde bir cümlesini kimse duymadı. Her gün bütün dünya liderlerinin resmi Twitter sayfasını takip edip, Özellikle İsrail ve iranı gözlemliyordum. Bugün Azerbaycan'da bazı sionist qazetecilerin küfür ettiyi Hamas bele kendi Twitter sayfasında defelerle Azerbaycan'ın haklı olduğunu paylaştı.
Bazı içimize sızan "Azerbaycanlı görünümlü" düşmanlar kabul etmese de, dünyada, biz Azerbaycanlılar da çok iyi bilirdik ki, bu zaferde Türkiye Cumhuriyeti'nin emeği kaçınılmazdır.
Azerbaycan ordusunun formalaşmasında, gelişmesinde, inkişaf etmesinde, uzman subaylarının yetiştirilmesinde Türk Silahlı Kuvvetleri komutanlarının emeği büyüktür. Savaşın gidişatı zamanı Rusya kanallarında konuşan rus yorumcular "Türk subayların eğittiği Azerbaycan ordusu, Rus ve batılı subayların eğittiği Ermenistan ordusunu yendi" demekten bile çekinmediler.
Gelelim İsrail ve İran'a. Cumhurbaşkanımız İlham Aliyev'in de söylediği kimi evet biz Hindistan'dan, İran'dan, İsrail’den, Rusya’dan ve başka farklı ülkelerden silah alırız. Paramızı verip alırız. Bu ülkelerin hiçbiri bize bedava silah vermiyor. Aynı zamanda İsrail'e birkaç sene sonra alacağımız silahların parasını nakit ödemişik. İsrail'de büyükelçiliğimizi 2022-ci ilde açtık. Ermenistan’ın ise İsrail'de 30 senedir Büyükelçiliği var. İsrail'in şehirlerinde "Ermeni soykırımı" parkları açılıp. "Olur, mu öyle şey?" diyenler Google'da arama verin. Bundan başka Birleşmiş Milletler teşkilatında ve diğer örgütlerde uydurulan masallardaki gibi İsrail hiçbir zaman yanımızda olmayıp. Tam aksine İsrail lobisinin elinde olan Fox News, Washington Post, NewyorkTimes gibi gazeteler hep bizim aleyhimize yazıp, Ermenileri savunup. Rus medyasının da Rusya'da yaşayan Yahudi lobisinin elinde olduğunu cahil insan bile bilir. Onların da 30 yıldır Azerbaycan aleyhine yazdıklarını çok iyi biliyoruz. Türk medyasının bile çoğunluğu Siyonizm’in elindedir. Her fırsatta Azerbaycan'a saldırı halindeler. İsrail Ermenistan'a silah satmadı diyenler, Ermenistan parasını vermiyor diye satmıyor. Ha bu arada ikinci Karabağ savaşında Ermenistan'ın İsrail silahları kullandığını da gördük. Doğrudur İsrail tarafı bunu Rusyalı Ermeni iş adamına sattığını itiraf etti. Ama onu Ermeni’ye satan İsrail şirketi bilirdi ki, iş adamı bu silahları yazlığını korumak için almıyor. Bu silahların Ermenistan'a gideceğini ve Azerbaycan'a karşı kullanılacağını da bal gibi bilirlerdi. Bu konuda Siyonizm’in silah tüccarlarına kızmıyorum. Onlar alacağı paraya bakar. Satdığı silah Azerbaycan çocuğunu, ya da Ermeni çocuğunu öldürmüş fark etmez. Sadece Siyonizm’le ilgili halkıma dayatılan yalan masallara kızıyorum. Milletimin kör körüne Siyonizm’in kölesi olmasını istemiyorum.
Evet devletlerarası ilişkilerimiz iyidir ve olması da gereken budur. İran, Rusya, Fransa, ABD, Avrupa, bir sözle tüm dünya ülkeleri aleyhimize olsa da devleti meraklardan diplomatik ilişkilerde alakalarımızı koruyup saklamak zorundayız. Bu bütün devletler için geçerlidir. Yarın Ermenistan’la da aynı diplomatik ilişkilerimiz olacak. Kabile kafasında değil, devletçilik kafasında olanlar ne demek istediğimi anladı.
İsrail ve İran'la ilgili uydurulan fantastik masallara asla inanmayın. Bu iki ülke ikizdir. Yüzde düşman arkada can, ciğer kardeştiler. İkisini de birleştiren esas gaye Türk düşmanlıklarıdır. Her ikisi Amerika'nın bölgemizdeki "jandarmasıdır". Biri Siyonizm’in İslam üzerindeki, diğeri Siyonizm’in Hristiyanlar ve Museviler üzerindeki kuklasıdır. 1979 İran Irak savaşı zamanı İsrail İran'ın yanındaydı ve İran uçaklarını Irak'a karşı İsrail pilotları kullanırdı. Bu gün Filistin meselesinde de İran'ın beyanatlar üzerinde itirazlarının hiçbir hükmü yoktur. Sunulan itiraz beyannameleri bile Siyonizm masasında hazırlanıp İran'a gönderilir. Yarın öbür gün İran Hizbullah'ının elbise değişip İsrail saflarında Hamas’a karşı savaştığını duyarsanız şaşırmayın.
Aslında bu konuda bir daha yazmayacaktım. Ama sosyal medya ve Azerbaycan medyasın izledikçe anladım ki, insanımız bu konularda çok cahil ve geride kalıp. Bunu iyi bilen Siyonistlerin Azerbaycan'da medyaya sızan ajanları halkımızı kandırmakla meşguldür. Siyonizm’e köle olan, ya da ruhunu korkaklığa teslim eden aydınlarımız da bu konuda konuşmak istemiyorlar. O yüzden verdiğim kararı bozdum. İnsanlarımız uyanana kadar, ölmezsem yaşarsam, her fırsatta halkımızı kandırıp, İsrail, İran masalları ile uyutan Siyonizm’in köpekliğine soyunmuş şeytanların önünde durup doğruları söyleyeceğim. Şimdilik hoşça kalın. Unutmayın Azerbaycan erkeğinin anasını, bacısını, kendi arkasın kollaya bilmeyen Siyonizm’in kuklası İsrail ve İran değil kendi yiğit oğullarımız koruyup, koruyor ve koruyacak.
