Bugün, 9 Aralık 2025 Salı

 


Tarihin hakikati bellidir: Anadolu, 1071 Malazgirt Zaferi’yle birlikte Türk’ün yurdu olmuştur. Bu toprakların Türk kimliğiyle yoğrulması, sadece bir askeri zaferin değil; bir milletin iradesi, inancı ve kültürüyle vatan inşa etmesinin neticesidir. Ne var ki son yıllarda tarihsel gerçeklikler; özellikle etnik kimliklerin siyasallaşması yoluyla bulanıklaştırılmakta, “Anadolu’da Türkler kadar Kürtler ve Araplar da vardı” söylemleriyle Türk milletinin kurucu rolü tahrif edilmektedir. Bu tür iddialar, sadece tarihsel gerçeklere değil, milletin hafızasına ve devletin temel kimliğine de açık bir zarar verir.

Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da geçtiğimiz yıllarda ifade ettiği gibi:

“Türkler, Kürtler, Araplar” denildiğinde Türk kimliği parçalanır. “Türk” ifadesinin önüne ya da arkasına ek yapılması, Türk milletinin etnik temelde çözülmesini hedefleyen bir projedir.

Bu söylem, sadece günümüz siyasetine değil, derin bir tarih ve medeniyet tasavvuruna dayanır. Gelin, konuyu çok boyutlu, bütüncül ve tarihî kaynaklarla ele alalım.


1. Malazgirt Zaferi: Türk Ordusunun Zaferidir

1071 Malazgirt Meydan Muharebesi, Sultan Alparslan komutasındaki Büyük Selçuklu ordusuyla Bizans İmparatoru Romanos Diogenes’in ordusu arasında gerçekleşmiştir. Bu savaşın tüm tarihsel kaynaklarda teyit edilen ortak noktası şudur:

 Alparslan’ın ordusu tamamen Türk boylarından oluşuyordu.
Oğuzlar, Kınıklar, Avşarlar, Bayatlar ve Karahanlılardan gelen Türk birlikleri bu ordunun ana omurgasını oluşturuyordu.

 İbnü’l-Esîr, el-Kâmil fi’t-Tarih; Osman Turan, Selçuklular Tarihi; Claude Cahen, The Formation of Turkey.

Arap ya da Kürt unsurlar, Alparslan’ın ordusunda yer almamıştır. Bazı çevrelerce iddia edilen “çok uluslu ordu” söylemi gerçekle bağdaşmamaktadır. Hatta o dönem, Anadolu’da ne Kürt nüfus bulunuyordu ne de Arap yerleşimi mevcuttu. Anadolu’nun doğusu Ermeni ve Süryani yerleşimlerine, iç ve batı bölgeleri ise Rum nüfusuna ev sahipliği yapmaktaydı.


2. Hristiyan Türkler ve Saf Değiştiren Boylar

Malazgirt Savaşı’nın dikkat çeken diğer bir yönü, daha önce Bizans ordusunda görev yapan bazı Hristiyan Türk boylarının, yani Peçenekler, Uzlar ve Kumanların savaş sırasında taraf değiştirerek Alparslan’ın safına geçmeleridir. Bu olay, etnik bilincin ve Türk kimliğinin o dönemde dahi İslâm öncesi ortak köklerden gelen güçlü bir bağla yaşadığını göstermektedir.

 Faruk Sümer, Oğuzlar (Türkmenler); Osman Turan, Türk Cihan Hâkimiyeti Mefkûresi.

Bu boyların dinî tercihi henüz İslâm olmasa da, millet bilinci onları Bizans’a karşı Türk ordusunun yanında yer almaya itmiştir. Bu durum bile Türk kimliğinin İslam’la birleşmesinden önce dahi ne kadar köklü ve etkili olduğunu gösteren önemli bir delildir.


3. Tarihsel Gerçeklik: Kürt ve Arapların Anadolu’daki Yokluğu

Malazgirt öncesi dönemde, Anadolu’da Kürt ya da Arap yerleşimine dair kapsamlı ve yaygın hiçbir tarihsel kayıt bulunmamaktadır. Kürtler, genellikle Zagros Dağları ve kuzey Mezopotamya hattında yaşarken, Araplar Hicaz, Yemen ve Suriye ekseninde bulunuyordu.

Ancak burada bir ayrıntıya dikkat çekmek gerekir:
 M.Ö. dönemlerde, özellikle Şanlıurfa ve çevresinde Bizans hâkimiyeti altına girmiş, küçük Arap topluluklarının yaşadığı bilinmektedir. Fakat bu topluluklar yerel güçten yoksun, siyasî iradeleri Bizans’a tâbi olan azınlık unsurlardı. Ne kültürel olarak ne de askeri veya nüfus yoğunluğu bakımından Anadolu’nun yapısında belirleyici bir rol oynamamışlardır.

Vladimir Minorsky, Kurds – Their Historical and Political Evolution.
 Bernard Lewis, The Middle East: 2000 Years of History.

Bu bilgi, Anadolu’nun İslam öncesinde bile Araplaşmadığını, Arap nüfusunun sınırlı ve edilgen kaldığını açıkça göstermektedir. Kürt varlığı ise Anadolu sınırlarının tamamen dışındaydı.


4. Kimliği Eşitleyerek Aşındırma Girişimi

Tarihî gerçekler bu kadar açık olmasına rağmen, son yıllarda belli ideolojik çevrelerce şu söylem sıkça kullanılmaktadır:

“Türkler, Kürtler, Araplar birlikte Anadolu’yu yurt yaptı.”

Bu ifade, görünüşte “birlik” vurgusu taşısa da; gerçekte Türk kimliğini etnik bir parça hâline getirip diğer kimliklerle eşitleme, hatta asimile etme çabasıdır. Böylece “Türk milleti” kavramı parçalanmakta, yerine çok kimlikli, gevşek bağlarla birbirine tutunan bir “kimliksizlik hâli” oluşturulmaktadır.

 Bu yaklaşım, Türk milletini kurucu aktör olmaktan çıkarıp “eşit bileşen” hâline getirerek devletin varlık gerekçesini silikleştirmeye yöneliktir.


5. Cumhuriyet’in Kurucu Ruhuna Dönüş: Tek Millet, Tek Kimlik

Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı’nın çözülüşünden sonra “ümmet” değil; millet esasına dayalı bir ulus-devlet olarak kurulmuştur. Bu milletin adı Türk milletidir.
Lozan Antlaşması başta olmak üzere, tüm anayasal belgeler, vatandaşlık temelini Türk kimliği üzerine inşa etmiştir.

Atatürk’ün veciz sözüyle:
“Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir.”

Bu tarif, etnik bir ırkçılık değil; siyasi ve kültürel aidiyeti ifade eden bütünleştirici bir tanımdır.


SONSÖZ :

Türkler, 1071 Malazgirt Zaferi ile birlikte Anadolu’yu vatanlaştırmıştır. Ne savaş öncesi Anadolu’da Kürt veya Arap nüfusu vardı ne de Alparslan’ın ordusunda bu unsurlar yer aldı.
M.Ö. dönemlerde Şanlıurfa civarında Bizans’a tâbi küçük Arap toplulukları yaşamışsa da, bu unsurlar siyasi ve kültürel bakımdan etkisiz kalmıştır.
Müslüman olmayan Peçenek ve Uz gibi Hristiyan Türk boylarının bile savaş sırasında saf değiştirerek Alparslan’ın yanına geçmesi, Türk kimliğinin tarih boyunca nasıl güçlü ve belirleyici olduğunu kanıtlamaktadır.

Bugün ise “Türkler, Kürtler, Araplar” söylemiyle bu tarihî hakikat sulandırılmakta, Türk kimliği ortaklaştırılarak aşındırılmakta, Türk milletinin tarihsel varlığı tartışmaya açılmaktadır. Bu yaklaşım ne barış getirir ne de birlik sağlar. Bilakis, tarihsiz ve kimliksiz bir toplum yaratma çabasına hizmet eder.

Anadolu Türk’tür. Çünkü bu toprak, sadece fethedilmedi; inşa edildi, savunuldu ve vatan kılındı. Bu vatanın adı Türkiye, milletinin adı Türk’tür. Ve bu gerçeği tarih değil, kandaki iz, topraktaki ter, taşta yankılanan ses yazmıştır.

Necat KACAN

Eğitimci Araştırmacı Yazar


TÜRKLERİN ANADOLU’YU VATANLAŞTIRMASI: TARİHÎ HAKİKAT VE KİMLİK TAHRİFİNİN PERDE ARKASI

Necat Kacan

15.08.2025 10:15:00

Erzurum’da Yaz Turizmi Beklentiyi Karşılamadı

Erzurum’da Yeni Eğitim Yılı Velilere Ağır Geldi

Erzurum’da Kira Artış Tavanı Belli Oldu

HZ. PEYGAMBER’İN AHLAKI İNSANLIK İÇİN KURTULUŞTUR

Erzurum Kuzey Çevre Yolu’nda erkek cesedi bulundu, soruşturma açıldı

İspir’de heyelan sonrası 70 ev tahliye edildi: Risk izleme sürüyor

Doğu Anadolu’da bugün yerel sağanak ve serin hava bekleniyor

Erzurum’da Uluslararası Tarım ve Hayvancılık Fuarı kapılarını açtı

: Erzurum Karayazı’da feci kaza: Aynı aileden 3 kişi yaşamını yitirdi

FUAT DEMİR’İN ACI GÜNÜ

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.GALATASARAY A.Ş. 15 11 1 3 21 36
2.TRABZONSPOR A.Ş. 15 10 1 4 14 34
3.FENERBAHÇE A.Ş. 15 9 0 6 18 33
4.GÖZTEPE A.Ş. 15 7 3 5 9 26
5.BEŞİKTAŞ A.Ş. 15 7 4 4 7 25
6.SAMSUNSPOR A.Ş. 15 6 2 7 6 25
7.GAZİANTEP FUTBOL KULÜBÜ A.Ş. 15 6 4 5 -1 23
8.KOCAELİSPOR 15 5 6 4 -3 19
9.RAMS BAŞAKŞEHİR FUTBOL KULÜBÜ 15 4 6 5 3 17
10.CORENDON ALANYASPOR 15 3 4 8 -1 17
11.TÜMOSAN KONYASPOR 15 4 7 4 -4 16
12.ÇAYKUR RİZESPOR A.Ş. 15 3 6 6 -6 15
13.HESAP.COM ANTALYASPOR 15 4 8 3 -11 15
14.GENÇLERBİRLİĞİ 15 4 9 2 -4 14
15.KASIMPAŞA A.Ş. 15 3 7 5 -7 14
16.İKAS EYÜPSPOR 15 3 8 4 -8 13
17.ZECORNER KAYSERİSPOR 15 2 6 7 -17 13
18.MISIRLI.COM.TR FATİH KARAGÜMRÜK 15 2 11 2 -16 8

YAZARLAR