Siyaset penceresinin manzarası…

Büyük bir ihtimalle bu haftadan itibaren yarışta ön plana çıkacak olanlar detaylı olarak belli olmaya başlar. Bu saatten sonra kimlerin sahada kalacağı veya kimlerin kenara alınacağı ve hatta hatta kimlerin diskalifiye edilip saha dışına atılacağı bugünden sonra belli olmaya başlar.

Öncelikle görevini ciddi manada layıkıyla yapan ve halkımızın nezdinde oluşturdukları ve zaman zaman bizlerin de yazılarımızla birlikte üzerine basa basa dikte ettiğimiz, gerçek bir gönül bağı sayesinde sevgilerine layık olanlarımı hürmetlerimle tenzih ederim. Onların görevlerine kaldıkları yerden devam edeceklerine ve hatta bazılarının yükselme yaparak başka alanlarda vazifelendirileceklerine inancım da, kanaatim de tamdır. Bu başkanlarımın kim olduklarını sadece biz bu şehrin insanları değil, tüm Türkiye bildiği için detaya şimdilik gerek olmayacağı düşüncesindeyim. Ama ilerleyen günlerde onlar için de elbette ki gönlümüzden geçen, kalemimizden damlayan birkaç kelamımız olacaktır.

Aslında zaman zaman yazdığımız yazılarımızda Erzurum’un Türkiye’mizin küçük bir versiyonu olduğunu, bu şehirde cereyan eden siyasi hamle ve adımların yurdumuzun büyük bir çoğunluğuna yansıdığını ifade ettiğimiz olmuştur. Bu yerel seçimde de aynısının olacağını ve Erzurum başta olmak üzere tüm yurtta benzer adımların atılacağını, yaşanacağını ve tahmin edildiğini söylememizde sakınca yok sanırım. 

Çünkü baktığımız siyaset penceresinin manzarasından görünen o… 

Penceremizde ne var ona bakalım.

Öncelikle iktidar partimizin çok iyi farkına vardığı ve hatta bu durumu kendilerine dahi itiraf edemedikleri bir oy kaybı var... 

Başta büyük bir hayal kırıklığı yaşayan ve hatta umursanmayan emekliler olmak üzere, küstürdükleri ve gönüllerini kırdıkları ve hatta ezilmeleri karşısında yalnız bırakılan kiracılar, standart bir gelir seviyesine bağlı olmayan, gözler önünde yapılan afakî zamlar karşısında ezdirilen ve sesleri duyulmayan bu ücret standardı bulunmayan ve günü birlik hayatlarını idame ettiren vatandaşlar sandık başına gittiklerinde oy verdikleri belediyelere değil mesajlarını Ankara’ya gönderecek olanlar oluşturacaktır. Yani atılan her oy sayısı Ankara’ya bir mesaj olarak yollanacaktır.

Sadece bu mu? 

Elbette ki hayır. 

Dönem içerisinde halkına postun kıllarını saydıran belediyelerin, encümen üyelerinin, muhtarların ve hatta hatta azaların hal ve hareketlerine istinaden, sandığa atılan oyları Ankara’ya mesaj olarak yollanacaktır. 

Yeter mi? Yetmez. 

Verilmeyen hizmetlerin, yolunda gitmeyen iş akışının, yanlış atılan idareci adımlarının, halka hizmet yerine zulüm uygulaması haline gelen keyfi uygulamaların ve dahi burnundan kıl aldırmayan teşkilat üyelerinin kibir dolu egolarının hesaplarının kesildiği oyların tamamı Ankara’ya mesaj olarak yollanacaktır. 

Şimdilik sonuç?

Hissedilir derecede oy kaybı.

Çözüm elbette var ama samimiyet yok. 

Pencereden görünen bu.

Samimiyet olsa idi hata yapan belediye başkanını, encümen üyesini, muhtarı ve hatta azayı ve hatta il başkanını ve hatta yönetimde olan her hangi bir üyeyi anında cezalandırarak hatalar zincirine ve bu durumu takip eden menfaat zincirine onay vermezdiniz. 

Halkın sesinden anladığımız bu, halkın bize anlattığı bu, halkın bize verdiği resim bu. Dinlemek isteyene, halkın sesinin ulaştığı yerlere gidecek olan bu… 

İktidar içerisinde olan ve çok samimi adımlarıyla birlikte gayretleri görünen o kadar çok çırpınan var ki, ne yazıktır ki bunların gayretlerine acımamak elde değil. Onların çalışmaları dahi bu yüzden görülmemekte, hissedilmemekte, yerine ve amacına ulaşamamaktadır. 

Çaresi mevcut ama samimiyet yok.

Samimiyet olsa idi bu tür asalaklar anında partiden, iktidardan, kurum ve kuruluşlardan hem de aleni olarak halka duyurularak ihraç edilirdi ve halkın menfaatleri göz önünde bulundurularak kanunlara teslim edilerek samimiyet dereceleri ortaya konurdu. Yoksa bir ilçe başkanının koskocaman bir iktidarın gücüyle milleti aptal yerine koyarak, oyuncak etmesi kimin haddine düşmüş ki?

Dediğimiz gibi buna benzer onlarca madde ve hepsi de Ankara’ya mesaj olarak sandığa yansıyacak.

Çözüm mü? Çok basit, köklü bir temizlik ve mal varlıklarına el konularak hesaplaşma…

Mümkün mü? 

ASLA…

Gelelim muhalefet kanadına.

Her zaman demişimdir. 

Yazılarımızda da mevcuttur.

Bu ülkede muhalefet (var ise) iktidara çalışan gönüllü elemanlarıdır.

Siz halkın yanında olmaya karar verdiğiniz gün, halk bunu anlayacak ve sizi yanına anında alacaktır. Ancak yapmanız gereken tek şey halkı anlayarak, halktan yana olmanızdır.

Nasıl mı?

Oyunu istediğiniz bu halkın maddi ve manevi değerlerine saygı duyarak. 

Halkın secde ettiği değerlere hakaret ederek, halkın evlatlarını şehit edenlerle el ele yürüyerek değil. Binlerce yıllık amaçları gerçekleştirmek için her yolu deneyenleri halka kabul ettirme çabasıyla değil.

Bu işi “hak” ile “batıl” davasına sokan siz olduğunuz için kaybediyorsunuz, farkına varamadınız değil mi?