Tülay Dikmen ile İronik Sorgulamalar

Tarih: 26.03.2024 15:36

RTÜK NEDEN VAR?

Facebook Twitter Linked-in

 

RTÜK: Radyo Televizyon Üst Kurulu
GÖREVİ: Radyo ve televizyon faaliyetlerini düzenlemek ve denetlemek! 

Anayasanın 133. maddesi kapsamında, 9 üyesi bulunan ve üyelerin TBMM Genel Kurulunca seçildiği, özerk ve tarafsız bir kamu tüzel kişiliğidir. 

Bu tanımla birlikte gelelim konumuza... 

Ülkemizin sosyoekonomik durumu, insanlar üzerindeki etkileri malum.. 

Bizler bu sıkıntılarla birlikte nefes alabilecek alan ararken, kendimizi çoğu zaman sosyal medya veya televizyon karşısında buluyoruz.. 

Kitle iletişim araçları tarih boyunca gelişen, kullanılan ve tanımı gereği "aynı iletiyi, aynı anda çok sayıda insana ulaştırabilen" özellikte araçlardır... 

Televizyon veya yayın içeriklerinden olan diziler, filmler, belli kuşak programları bunların başında gelir... 

Verilmek istenen örtük mesaj; dizi içinde, program içinde, bazen tek bir cümlede, bazen tek bir sahnede verilir! 

Toplumsal gelişimin şekillendirildiği bu iletişim en çok görsel iletişimle tv yayınlarında yapılabilir! 

Peki bizim tv yayınlarımızda neler var? 

Ülkemizde Türksat uyduları üzerinden yayın yapan televizyon kanalı sayısı 2023 sonu itibari ile  523 olmuş! 

Bunlardan 16 tanesi TRT, yani devlet televizyonu bünyesindeki; TRT 1, TRT 2, TRT AVAZ, TRT SPOR, TRT BELGESEL, TRT DİYANET, TRT KÜRDÎ vs gibi...
(TRT'yi ve "devlet televizyonu" kimliği özelliklerini haftaya bırakalım) 

TRT bünyesindekiler dahil, "RTÜK denetiminde olan"  523 kanalın ve medya şirketlerinin, üzerinde durduğu, yayınların çoğunluğunu oluşturan 4 ana başlık vardır: 

Haber yayınları!
"Kadın kuşağı" programları!
Yarışmalar!
Diziler/Filmler! 

Sırayla açalım... 

HABERLER.
Haber; adındanda anlaşılacağı gibi, ülkemizde veya dünyada olan biteni öğrenebileceğimiz bir yayın türü.. 

Yani bizlerin, "tarafsız" haber alma özgürlüğü!
Haberler konusu üzerine çok konuşulabilecek bir konu ancak, bugün diğer yayınların toplumsal etkilerini yazıp, bunu sonraya bırakalım.. 

KADIN KUŞAĞI!
Adı neden kadın kuşağı?
Çünkü gün içinde yayınlanan programlar bunlar..
2023 TÜİK verilerine göre:  toplam nüfus 85 milyon 332 bin..
Ve bu nüfusun; 42 m. 638 bini kadın, 42 m. 734 bini erkek yani, % 49.9'u kadın, %50.1' i erkek.. 

Ve ülkemizde yine TÜİK verilerine göre 42 buçuk milyon kadından sadece 10 milyon civarı kadın  çalışıyor...
Diğerleri yarı zamanlı veya tamamen evde! 

Bu sebeple  ülkemizde, medya şirketlerinin en büyük hedef kitlesi doğal olarak kadınlar ve program içerikleri de "Kadın Kuşağı"! 

Medya şirketlerinin hedef belirleme stratejileri elbette doğru.. 

Ancak içerik olarak ne yayınladıkları tartışma konusu! 

Özel hayatın deşifresi mantığıyla; kim kimin çocuğu, DNA testleri, kim kimi aldatmış, çarpık ilişkiler yumağı, aile içi şiddet, evden kaçan küçücük çocuklar...
Sunucuların reyting kazanmak uğruna,  aşağılayan ve psikolog edasıyla konuşmaları..
Ayılanlar, bayılanlar.... 

YARIŞMALAR: 
Nezaket kurallarının gömüldüğü yemek programları, gelin kaynana yarışmaları, bir eve veya bir adaya tıkılmış insanların birbiri hakkındaki dedikoduları vs vs...
Bunlarında adı "yarışma"! 

Ya da " Pembe Diziler"!
İsmi pembe ama hayatımıza kattığı renk tartışılır! 

İşte bunlar ülkemizde, sosyal hayatın getirdiği mecburiyetlerle evde kalan kadınlarımıza reva görülen içerikler!!


Birde haberler sonrası, akşam kuşakları var bu kanalların.. 

Bir maç üzerine kırk kişinin saatlerce aynı şeyi konuştuğu "spor" konulu programlar!
İdeolojik yapıda diziler! 

DİZİLER-FİLMLER
Toplumsal çöküntümüzün sebebi bu diziler!
Belden aşağı muhabbetlerin "komedi" adıyla kullanıldığı filmler! 

Elbette eğitici, genel kültür amaçlı yarışmalar, programlar, filmler az da olsa var..
Ama aldıkları reytingler dolayısıyla ya yayından kaldırılıyor ya da hedef kitlenin saatine göre  erken veya ileri saatlerde yayınlanıyor.. 

Peki biz şimdi bu "Hedef Kitle" olarak kendimize soralım; 

Bize neden bunlar reva görülüyor!?
Neden itiraz etmiyoruz?
Hoşumuza mı gidiyor, çarpık ilişkilerin, belden aşağı muhabbetlerin döndüğü filmleri mâaile, çoluk çocuk izlemek!? 

Sonra da "ah-vah" ediyoruz!
"Çocuğum neden böyle?"
"Kimde gördü bilmem ki?" 

Gündüz programlarında yayınlanan deşifre ailelerin çarpık ilişkilerini neden şoklar içinde izleyip "dünyanın çivisi çıkmış artık" diye anlatıyoruz ki? 

Reyting rekorlarını sayemizde kıran yayınların, filmlerin, dizilerin içerikleri ile bunlar aynı değil mi?
Bunları izlerken niye şok olmuyoruz? 

Günümüzde "sevgililik" denilen kız-erkek ilişkilerinin yaşı 10-11 lere düşmüş durumda!
Neden?
En küçük yaşından itibaren bizimle bu yayınları izlemesinin etkisi var mıdır sizce? 

Protez tırnak ve kalıcı makyaj yaptıranların yaş seviyesi bu yıl 11-12'ye düşmüş!
Güzelleşmek kız çocuklarının tek gayeleri!
Çünkü bu yayınlarda örnek olarak sadece, güzellikleri ile gündemde olan,  dişilikleri ile başaran kadınlar var!
Aklı ile, eğitimi, kültürü ile, başarıları ile popüler olan bir kadın kimlik yok!
Başarılı da olsa, erkeklere kendisini nasıl beğendirebileceği tek gaye! 

Erkeklerin örnekleri ise; asan-kesen, vuran-kıran, ahlak dışı her ilişkiyi yaşamaya hakkı olan, kadınların kendini beğendirmek ve elinde tutmak ve zorunda olduğu, hep çalışmadan zengin olan varlıklar! 

Bunları o kadın kuşağı programlarında izlerken, doğru bulmuyor ve şiddetle kınıyoruz değil mi? 

Dizi içinde, hele birde bunları çocuklarımızla beraber izleyebilmek nasıl bir tezat! 

Dönüyor dolaşıyor iş haftalarca yazdığımız eğitime geliyor... 

Eğitim deyince; akademik eğitim seviyemiz zaten yerlerde, ama şu an toplumsal düzen, ahlak yönünden eğitim seviyemizi sorguluyoruz! 

Eğitimsiz bir toplum, her türlü yönlendirmeye açıktır! 

Bizi yönlendiren bu programları biz sorgulamıyoruz diyelim...
Çünkü sorgulamanın "cıss" olduğu beynimize kazınmış! 

Peki kanun gereği yayınları takip etmesi gereken RTÜK nerede???


Değiştirilmiş son hali ile  RTÜK yasasının ilgili maddeleri: 

(Değişik: 1/7/2005-5378/37 md) a)Kadınlara, güçsüzlere, özürlülere ve çocuklara karşı şiddetin ve ayrımcılığın teşvik edilmemesi. 
b)Yayınların müstehcen olmaması.   
        
(Değişik: 3/8/2002-4771/8 md)  a)Yayınların şiddet kullanımını özendirici veya ırkçı nefret duygularını kışkırtıcı nitelikte olmaması.  
b) Suç örgütlerinin korkutucu ve yıldırıcı özelliklerinin yansıtılmaması. 
c) Gençlerin ve çocukların fiziksel, zihinsel ve ahlakî gelişimini zedeleyecek türden programların, bunların seyredebileceği zaman ve saatlerde yayınlanmaması.

İzlediğimiz tüm yayınlar tam bu içeriklere sahip iken RTÜK için “ironi” ye gerek var mı?  Olayın kendisi tek başına İroni zaten! Neyi neden sorguluyoruz biz? 

Sizin işiniz ne?


Anayasanın 133. Maddesine göre görev alıp, bizim vergilerimizle de maaş alırken, ayrıntılı yazılı bu yasalarınıza aykırı davranıyorsunuz! 

GÖREVİNİZ DENETLEMEK DEĞİL Mİ?

SAYIN TÜZEL KİŞİLİK RTÜK, YAZILI YASALARA GÖRE LÜTFEN GÖREVE!!


Peki bizler?

RTÜK görevini yapmıyor diye, herşeyi kabul etmek, izlemek zorunda değiliz!
Aklımız var!
Kendimiz etkilenmiyor olsak bile, o tertemiz yavrularımız etkileniyor, örnek alıyor! 

Düşünelim..
Sorgulayalım..
Görevini ihmal edenlere ses çıkaralım...
Sorgularsak "Cıss" oluruz diye değil, neslimizin hebâ oluşundan korkalım! 

                                             VESSELÂM....


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —