Bir Müslüman beldede ramazan ayına denk gelen siyasi mücadele ve seçim işleri nasıl olması gerekiyorsa öyle oluyordu!

Tüm adaylar, rakip parti mensupları ile aynı ülkenin vatandaşı, aynı inancın mensubu olduklarını, eleştirilerini beyan ederken oruç olduklarını unutmuyor, saygıyı ve nezaketi elden bırakmıyordu!

Kamu kaynakları hiç kimsenin lehine kullanılmıyor mevcut belediye başkanları da görevlerinden istifa ederek rakipleri ile eşit şartlarda bir seçim süreci sürdürüyordu.

Çünkü herkes, orucu bozacak sevabını azaltacak şeylerin sakız su yiyecekten ibaret olmadığını, oruçlu iken ağızdan çıkacak sözlerin ve adaletli olmayan davranışların da önemli olduğunu biliyordu.

İktidar partililer muhalefet partililere tahammüllü, muhalefet partiler de iktidar mensuplarına karşı saygılıydı.

Hiçbir parti bir önceki seçimde kaybettiği belediyeyi geri kazanabilmek, mevcut kazanımlarını korumak için iftira atmıyor, mevcut belediye başkanı ve partilileri de yapamadığı işlerin arkasına mazeretler ve laf oyunları ile sığınmıyordu.

Her aday rakip siyasi parti kadrolarının başarılı işlerini takdir ediyor, kendilerinin kazanmaları halinde doğru işlerin örnek alınacağını taahhüt ediyordu.

Seçim pusulasında yer alan, belediye başkan adayı çıkartan her parti iftar programları düzenliyor, davetli listesinin başında protokol ve kendi partilileri değil, ihtiyaç sahibi yoksul ve kimsesiz vatandaşlar bulunuyordu.

Ve muhakkak iftar sofralarına rakip adaylar da davet ediliyor, akşam ezanını birlikte bekliyordu.

Derneklerin ve Sivil Toplum Kuruluşlarının düzenlediği iftar programlarında tüm adaylara hakkaniyet çerçevesinde söz verilerek, projelerinde bahsetmelerine imkan tanınıyor, her aday bir diğerine tahammül ve saygı gösteriyordu.

Seçim bürolarında bakılmadan çöpe atılacak posterler afişler el ilanları yerine ramazan kolileri ile fitre ve zekat zarfları bulunuyor, vatandaşa oy tercihinden önce hali hatırı varsa derdi tasası soruluyor çözümler bulunuyordu.

Tüm partiler kağıdın ağaçtan yapıldığını plastiğin de doğada kolay kolay kaybolmadığını gereksiz çevre kirliliği ile sadece tabiata zarar vermeyip, besin zehirlenmelerine varan zararları olduğunu biliyordu.

Seçim araçlarını süren parti mensupları ramazan ayında olduklarının bilinci ile yüksek sesli propaganda yapmıyor, bebeği, yaşlıyı, uyuyanı, çalışanı rahatsız etmemeye özen gösteriyordu.

Din adamları da her vaazlarında iktidarların ve tüm kazanımların geçici olduğunu, tarihin sayfalarında ünlü ünsüz pek çok başkan ve yöneticinin bulunduğunu söylüyor, bir Müslüman siyasetçiye yakışacak davranış nasıl olmalı ise öyle tembihlerde bulunuyordu.

Hiçbir aday, kendim için değil sizin çıkarlarınız için adayım, tahsilim, bilgim ve yeteneklerim ile eşi bulunmaz biriyim, kendimi şehrime ve davama adadım edebiyatı yapmıyor!

Siyaseti ve politikayı sevdiğini kendisini bu alanda yetenekli bulduğunu, yapabileceklerini önce kendisine ispat edebilmek başarılarına ve özgeçmişine bir de belediye başkanlığı ilave etmek istediğini dürüstçe ifade ediyordu, hiçbir aday asla rakibini küçümsemiyor!

Kırıcı ve incitici sözler sarf etmiyordu!

Ve böyle hoş görü ikliminde bir Müslüman beldede ramazan ayına denk gelen seçimler nasıl olması gerekiyorsa, süreç öyle devam ediyordu.

Evet saygıdeğer okuyucu, bu vesile ile 4 Nisan 8976 Pazar günü yapılacak olan yerel seçimlerinin şehrimize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyor, her geçen gün Eğitim ve kültür seviyesi artan adaletli inançlı ve bilinçli bir toplumda yaşamanın mutluluğunu bir kez daha sizlerle paylaşmak istiyorum.

Pazar günümüz de mübarek olsun inşallah.

Selam ve dua ile.