Vedat Kan

Tarih: 29.03.2024 09:00

Pardon, hatırlamıyorum…

Facebook Twitter Linked-in

Pardon, hatırlamıyorum…

Yarından sonrası nanay!

Pazar akşamı gece yarısını bulmadan, kimlerin önümüzdeki 5 yıl boyunca bir yerlere belediye başkanı olacağı üç aşağı beş yukarı belli olmuş olacaktır. Ve bu heyecan ne yazıktır ki birilerinde almış başını gidiyor. 

Başka birilerinin durumu zaten belli ve daha daha başka birileri ise diken üzerinde! 

O diken üzerinde olanların durumu mazbatalarını resmi olarak ellerine alıp, makam koltuğuna oturdukları günün akşamından sonra ancak normale döner. Ondan önce bir şey beklemeyin derim. 

Yarından sonra bazı başkanlarımız bu seçimde moda olan tik-toklarına ara verip, ne zaman nerede ne söylediklerini ajandalarına kaydederlerse memnun olacağız. Çünkü es kaza başkan seçilir iseler, takiplerinde olacağımızın ve hatta en ağır bir biçimde kendilerini eleştiri yağmuruna tutacağımızın samimiyetinden kimsenin kuşkusu olmasın. Hem de öyle bir eleştiri olacak ki o birileri başkan olduklarına da, olacaklarına da pişman olacaklarını garanti edebilirim… 

Neden mi?

Verdikleri vaatlere baktığınız zaman, Kaf dağının ardından zümrüd-ü anka kuşunun kanadının tüylerini yolup getireceklerini zannedersiniz. 

Bir encümen üyeliği için dahi aday olanların söylemlerine baktığınız zaman, gören de diyecek ki TBMM başkanlığı için adaylığını ortaya koymuş ve ona göre de millete vaat veriyor. Biz çok iyi biliyoruz ki belediye meclisine seçilenlerin yüzde olarak 99 u konuşma fırsatına bile eremeden ve hatta konuşma gereği bile duymadan bir sonraki seçime çıkacak. Bırakın çalışmayı, parmak kaldırmak için üşenecek olanlarımız bile olacak.

Her mahallede çıkan onlarca muhtar adayı aynı durumda!

Sadece bu şehir için söylemiyorum ki; bir mahalleden 80 tane muhtar adayı ne demek? Bu memleketin ne kadar çok hizmeti için yananı varmış ta bizim haberimiz yokmuş. Çoğusu devlet memuru, ek olarak yapacak muhtarlığı “tabii kazanırsa” ve tabii ki “millet yerse”… 

Bu ne gurur, bu ne heyecan? 

Ve adama demezler mi? 

Niye la, senin baban muhtar mı? 

Belediye Başkanlığına adaylıklarını koyan bu tik-tokçu arkadaşların çoğu da aynısı olacak. Bir belediye başkanı olmak öyle kolay mı? 

Belediye Başkanı olmak o çıktığınız ekranlardaki yakışıklı kardeşimizin sizin için ve size özel olarak özenle hazırlamış olduğu, çalıştığınız yerlerdeki sorularla alakalı olmayacak. Hayat hep sizin karşınıza, hiç çalışmadığınız yerlerden soru çıkaracak ve siz daha önce bocalayanların olduğu kefeye çok rahat düşeceksiniz!

Daha önceden görmedik mi? Bir önceki başkanın uykusuz kalarak, özveride bulunarak veya Medine dilencisi gidip çalmadık kapı bırakmadan, toparlayıp yapabildiği/yapmış olduğu hizmetlerin üzerine sahiplenip, millete de “ben yaptım” diyenleri.  

Daha önceden görmedik mi? Yaptım dedikleri hizmetlerin tamamının fos ve boş çıktığı durumları.   

Saymaya gerek yok aslında; inanın milletin kendisi bunların hepsini sizden de, bizden de daha iyi biliyor.

Sadece Ankara’da birilerine haklı olarak kızdıkları için vatandaşımızın onlara vereceği tepki oyudur birçoğunun alacağı. Yoksa bu ülkede muhalefetin olmadığını ve muhalefetin sadece kendi çıkarlarını düşündüğünü bilmeyen tek bir vatandaşımız bile bulunmamaktadır.

Daha birkaç gün öncesinde Muğla taraflarında bir kadın seçmenimiz apaçık olarak beyan etmedi mi? “Hiç istemiyoruz, hiçbir işe yaramadıklarını da biliyoruz, turizm yöresi olan ilçemizi b…k götürdüğünü ve her hangi bir çabalarının olmadığını kendileri de biliyor ve ona rağmen yine onlara oy vereceğimizi de biliyorlar” diyerek, birçok ilimizde ve ilçemizde kemikleşmiş bir zihniyetin ürünü olan “ideoloji pisliğini” sürdürmeleri karşısında yıllardır ve hatta asırlardır sürdürdükleri yönetimi izah etmedi mi? Bu ülkeye ve bu ülke vatandaşlarına mecburen kabul ettirdikleri zihniyetlerini aşikâr etmedi mi? 

Olsun varsın, demokrasi değil mi? Saygı duyarız…    

Vaatlermiş! 

Aldatın, bu milleti aldatın… 

Büyük bir çoğunluğunuzun kazanmanız durumunda, ilk gece uykusuz kalarak; “ben ne yaptım” diyeceğine ve “ben şimdi ne yapacağım” diye de kara kara düşüneceğine de yemin edebilirim.

Elbette bu işe ciddi manada yaklaşanlarımız var. İnsanlık için, vatan ve millet için yola çıkmış olan samimi olanlarımız var. Hizmet aşkıyla yanan ve yapmış oldukları bu hizmetlerin nerelere ve kimlere sunulduğunu bilenlerimiz tabii ki var. Onlar her zaman bu yazılıp, çizilenlerin dışındadır.

Gerçi ilk başta seçim çalışmalarına iyi başlayıp, sonrasında işi tik-toka bozan başka bir kısmının kılavuzlarının karga olmasının kendilerine sandıkta sıkıntısı olacak ama bizim onlar için bu saatten sonra yapabileceğimiz hiç bir şey yok…

Ne mi diyorduk?

Halkın söylediklerine bakılırsa; oy oranlarında düşüşler yaşansa da, büyük bir çoğunluğunun devam edeceklerine inanıyorum. Zaten değişime gidecek olanların büyük bir kısmı da yine aynı cephe gerisinden gelmekte. İsmi ve flamaları farklı olsa da aynı bayrağın ve aynı kalenin askeri onlar da…

Ve ben çok iyi biliyorum ki hiç ama hiç kimse; bu sezon balını az verdi diye kovanından arıları kovup, yerlerine sinekleri doldurmaz. 

Olur ya,  bir şeylerin bahanesine kızıp doldurduğu zaman, sezon içinde veya ulaşabilir ise sezonun sonunda bal yerine eline ne geleceğini çok iyi bilir.

Bu yazıları mı?

Pardon; kim yazmış? 

Külliyen yalan, iftira.

Ben şahsen hatırlamıyorum.

Hiç hatırlamıyorum!


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —