Tülay Dikmen ile İronik Sorgulamalar

Tarih: 27.02.2024 14:41

ÖZENTİCİLİK

Facebook Twitter Linked-in


Gelin bu gün yozlaşma diyelim; ama bu yozlaşma öyle böyle değil, çığrından çıkmış durumda artık! 

Ne oluyor bize, genç nesile?
Nedir bu özenti hâli?
Nedendir?
Saygı, hürmet, ahlak, edep nereye kayboldu?
Nasıl kaybettik?
Eskiden gençler için; "saygı kalmamış" ifadesi, "otobüste yer vermedi" gibi basit olaylarla anlatılırdı..
Ya da "Bu gençler özgürlüğünün sınırı aştı!" ifadesi; akşam yemeğine gelmeyen, 8'den, 9'dan sonra eve girenler için kullanılırdı... 

Ne kadar basitmiş o zamanlar...
Ne kadar küçük şeyler için yüklenilmiş o dönem ki gençliğe... 

Şimdiki hâle bakarak küçük şeylermiş diyoruz ama, derin mânâda ne kadar da büyük ve güzel hasletler, sorumluluklar ve sorgulamalarmış... 

Ya şimdi?
Ne haldeyiz, ne halde gençlik? 

Tek kelime ile "ÖZENTİ" hâlinde! 

Bu özentiler; konuşma tarzlarını, giyim tarzlarını, aile içi veya toplumsal ilişkilerini, eğitim hayatlarını ve hepsinin sonucu olarak da gelecek yaşamlarını şekillendiriyor. 

Ve biz yetişkinler olarak, onların bu davranışlarına; "Özgürlük", "Modern hayatın gerekliliği", "Medeniyet", "Kendini ifade etme", "Anlayışlı anne-babayız", "Kendi otokontrolü gelişmeli", "O da bir brey", "Herkes böyle" deyip kendimizi rahatlatıyoruz.. 

Şimdi düşünelim biraz:
* Küçücük çocukların ağzında, büyük insanların dahî söyleyemeyeceği küfürlü veya argo ifadeler, büyüklere veya yaşıtlarına karşı saygısızlık mı "kendini ifade etme!" ? 

*Arkadaşlarının kim olduğunu bilmeden, nerede ne yaptığını bilmeden, her istediği yere gidebilmesi, saat sınırı olmaması mı "özgürlük!" ? 

*Kız olsun erkek olsun, daha çok küçük yaşlarda karşı cinsle yaşadığı ilişkileri bilmek ve onaylamak, hattâ belki gerçekten bir ilişki yaşayacağı yaşa gelene kadar, 3-5 tane sevgili eskitmiş olması veya "eski sevgilim" karakterini yeni sevgilisi ile rahatça tanıştırabilmek mi "modernlik!" ? 

*"Modern hayatın gerekliliği" diye kullandığımız tabir ya da kılıf; artık neredeyse çıplak sayılacak derecede açık giyinmek, gece geç saatlere kadar dışarıda kalmak, sokakta, parkta açık alanlarda fütursuz bir şekilde kız-erkek ilişkilerini yaşayıp, teşhir etmeleri mi ? 

*Daha gelişim çağında olan bedenlerine zarar verecek, dövme, piercing, dolgu, botox vs için için izin vermek mi "Otokontrolünü geliştirmek!"? 

*Aile içi iletişimi kesip; sanal dünyada, kim olduğunu bilmediği insanlarla "tek başına" bağ kurması, büyük/küçük kavramını bilmeden, yaşına uygun olmayan her şeyi öğrenerek büyümesi mi "Brey olmak!" ? 

Bütün bunları yapınca biz; otokontrolünü sağlamış, kendini özgürce ifade eden, modern, medeniyet seviyesinde çocuk yetiştiren  ve "takdir" edilen "Anlayışlı Anne-Baba" oluyoruz sanırım? 

Cidden içler acısı bir haldeyiz! 

Daha ortaokul çağındaki kız çocukları, o tertemiz ciltlerine bakım maskeleri, kremler, kalıcı makyajlar vs yaptırmaya başladı, farkında mısınız? 

Geçen gün ortaokul öğretmeni bir arkadaşım anlattı..
Makyajın yasak olması dolayısı ile, 7.sınıf bir kız öğrenciyi uyarıyor silmesi için, ve aldığı cevap: "Silemem öğretmenim çünkü kalıcı makyaj bu!! 

Pdr brimi aile ile görüşüyor, aldığı cevap: "Biz bağnaz değil, modern yaşayan insanlarız, çocuklarımızı özgür yetiştiriyoruz, o kendini böyle mutlu hissediyor, bu kadar büyütmeyin bu olayı çocuk bunlar!!" 

İfadelerdeki tezatlık cidden tez konusu.. 

Madem çocuk, çocuk gibi yaşatın! Modernlik veya özgürlük tanımı; çocuğu korumadan yoksun, kuralsız, sınırsız büyütmek mi? 

Bu ve benzerî olaylar, maalesef hepimizin artık sıkça tanık olduğu ve ciddî anlamda düşündürücü olaylar.. 

Bu konuda anne-baba diyoruz hep.. 

Elbette ki hiç birimiz çocuğumuza bunları bilerek aşılamıyoruz, ama en basiti "birlikte" seyrettiğimiz dizileler bile başlı başına büyük bir sorun! 
Bizim başaramadığımızı onlar ters istikâmette başarıyor! 

Ensest veya çarpık ilişkiler yumağı, aile içi asîlik, çalışmadan mükemmel hayat seviyeleri, zorbalıkla veya şiddetle kazanılan güçler..
Aldatmak, aldatılmış olmak, küfür hakaret..
Müstehcen sahneler, fit, ful makyajlı edep dışı giyim tarzı zaten çok sıradan..

Kendimize gelelim artık.. 

Çocuklarımızı "modern dünya  gerekliliği" tabiri ile medeniyet seviyesine ulaştırmak bu değil, olamaz! 

Karşısındakine sıradan bir hal hatır sormayı dahî bilmeyen, arkadaşı ile konuşmak yerine yazışmayı tercih eden, hatta bu yazışmaları bile doğru dürüst yapmayıp, üşengeçlikle "nbr, tşkr, tmm, by, kib," gibi yazan bir nesil oluştu.. 

Çocuklara tasarruf öğretmişiz ama nerede kullanacaklarını da öğretelim..
"Harften tasarruf" yapıyorlar sanırım.. 

Gerçekçi olalım, kendi muhasebemizi yapalım.. 

Sadece "Nereye gidiyor bu gençlik" diyerek işin içinden sıyrılamayız.. 

Biz açıyoruz o gittikleri yolu! 

Özenti diyoruz, özenecekleri şeyleri biz seçemezsek bu özenticilik oyununu çocuk halleri ile oynamaya ve daha sonrada yaşamaya devam edecekler!

Hepimizin şapkasını önüne koyup düşünme ve çözüme yönelik bir yol bulma zamanı geldi de geçiyor! 

İçinden çıkılamaz her durumda, sıkıştığımızda, öğrendiğimiz en büyük çıkış yolu bahanemiz hep "dış güçler" olmuştur.. 

Terse çevirelim..
Bu kez "İÇ GÜÇLER" olarak kendimiz kendimize, çocuğumuza yapıyoruz! 

Düşünmeye, düşündürmeye niyetle... 

                        VESSELÂM


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —