Muradınız oldu mu?

Aylar öncesinden söyledik ve hatta hemen her yazımızda da dile getirdik; bu seçimde halk tedirgin. 

Yönetimlerinizden, belediyelerinizden, muhalefetinizden, göstermelik adımlarınızdan ve bilhassa üzerine basa basa haykırarak, sesli olarak duyurmaya çalıştık “emekliler” dedik. Acımasız ev sahiplerinin “gaddarlığı ve kiralarda oynanan soygun olayı” dedik. Zincir marketlerin vatandaşın cebindeki eli dedik ama başta iktidar olmak üzere kimselerden ses gelmeyince ve tam da bu sırada sandığı da vatandaşın önüne koyunca, olan oldu işte…

Muradınız oldu mu?

Sizin; var olduğu halde, yok hükmünde saydığınız emekliler, sandığa gidip verdikleri cevaptan umulur ki birileriniz mesajı okuyabilmiştir.

Zannetmiyorum ama zaman her şeyi gösterecek nasıl olsa…

Bu arada başka birileri hemen ortaya atlayıp, halkın bile isteye bu kayıtsızlığa tepki olarak rast gele dağıttığı oyları, kendi kazanımlarıymış gibi gören başta muhalefet olmak üzere sahiplenmesi de ayrıca tartışılacak ender durumlardan bir tanesidir.

Cumhurbaşkanı yapmış olduğu balkon konuşmasında “biz mesajımızı aldık” derken bu durumu nasıl okuduklarını ve vatandaşa geri dönüşünün nasıl olacağını, hep beraber göreceğiz ama bu noktada bilinmelidir ki tabandan başlayıp, tavana doğru geniş ve kuvvetli bir silkeleme yapmadığı müddetçe bu iş buraya kadardı denebilir… 

Gelelim bu ülkede, bu şehirde ve hatta bu ilçede olamayan muhalefete… 

Şu an gelinen noktada, Cumhuriyet tarihinde vatandaşın istekleri doğrultusunda almış olduğunuz en yüksek oy oranına sahip olmanızın tek müsebbibi, iktidarın ta kendisidir.

 Sizler bütün muhalif partiler olarak çeyrek asır bu iktidara çalışıp yorulmadınız, bu iktidarı canla – başla zirvelerde taşıdınız ve hatta bu seçim başlangıcında dahi taşımaya devam ettiniz…  

Ama iktidar kanadında baş gösteren bir takım ruh halleri sayesinde, “var olan” bir halkı görmemeye başlamaları ve onlara kısaca “emekliler” adı ile hitap etmeleri ve ne yazıktır ki yine “onları” yok hükmünde saymaları sayesinde, kendi ayağına sıkarak sizin yolunuzu açmıştır. İktidarın alt kadrolarında başlayan ve kendilerini dev aynasında görme hastalığı da buna eklenince, gözünüz aydın olsun… 

Yani anlayacağınız durum biraz duygusal.

Yoksa bu sizin başarınız falan değildir.

Olması da muhtemel değildir.   

İşte, yapılan açıklamaların en manalısı. İstanbul’da DEM adayı Danış’tan geldi; iyi tahlil edin. Ne dedi Danış? Özetle dedi ki bir kez daha iktidara vermektense sizi o koltukta tutan biz olduk dedi…

Bunlar Türkiye’de siyaseti de, siyasetçileri de ellerindeki maşalarla diledikleri gibi karıştırmaktan müthiş keyif almaktadırlar. Ama aynanın diğer tarafında “başarı” sloganı atanlar bunu halka yine farklı anlatıyor.

Siz hiçbir şehirde veya bir ilçede halkın yanına gitmeden, halkın arasına çıkmadan, halk ile bir sohbet etmeden oy alarak koltuğa oturan muhalif parti adayı koltuk kazananı gördünüz mü? Bu seçimde var.

Bu seçimde yok, yok…

Hepsi var.   

Neler kaybettiğimizin veya iktidar olarak sizin inadınız yüzünden neleri kaybettirdiğinizin farkında bile değilsiniz. Hâlbuki sizde çok iyi biliyorsunuz ki, sizi bu zamanlarda ayakta tutan ve yol gösteren “sırtımızda yük” dediğiniz ve halen daha yok hükmünde saydığınız bu emekliler olmuştur.

İstanbul gibi bir nadide yerde kanunlarla korunan bir terörist sevici ve destekçisiyle, koskoca kadim Türkiye’de de “sırtımızda yük” hakaretiyle bizleri düşürdüğünüz durumu siz istediniz…

Muradınız olsun!