Bugün, 29 Nisan 2024 Pazartesi

Mimar Sinan, 1490 yılında Kayseri’nin Ağırnas köyünde doğdu. 9 Nisan1588 yılında İstanbul’da öldü. Hayatı ile ilgili bilgiler çağdaşı olan Mustafa Sai Çelebi’nin Tezkiret ül-Ebniye ve Tezkiret ül-bünyan adlı eserlerine, yazarı bilinmeyen yazmalara (Tuhfet ül-mimarin, Risalet ül-mimariye, Adsız risale) kendi vakfiyelerine ve baş mimarlığı dönemindeki yazışmalara dayanır. Bu kaynaklara göre Sinan, Yavuz Sultan Selim döneminde (1512) İstanbul’a getirildi, önce taşra hizmetinde çalıştırıldı. Daha sonra Yeniçeri Ocağı’na yani bugünkü deyimle asker ocağına alındı. Sekiz yıllık Enderun eğitiminden sonra bugünkü deyimle İstikam Subayı olarak Kanuni Sultan Süleyman’ın Belgrat (1521) ve Rodos (1522) seferlerine katıldı. Mohaç seferinde (1526) zemberekçibaşılığa (bugünkü deyimle Baş teknisyenliğe) getirildi. Viyana (1529) ve Irak (1534–1535) seferlerine katıldı. Van gölünü aşacak üç geminin yapımında gösterdiği başarısıyla hasekiliğe yükseldi. Boğdan seferi sırasında (1536) Prut nehri üzerine on üç günde kurduğu köprüyle dikkati çekti. Acem Ali’nin ölümünden sonra sermimaran-ı hassa (saray baş mimarı) oldu ve bu görevini Sultan II.Selim ve Sultan III.Murat dönemlerinde ölümüne kadar sürdürdü. Mimar Sinan’ın görevi bugünkü Şehircilik Bakanlığına (Bayındırlık ve İskan Bakanlığına) denk bir görevdir. Osmanlı Cihan Devletinin en güçlü çağında yaşayan Mimar Sinan, hassa mimarları örgütünü düzenleyip yönetmesinin yanı sıra gerçekleştirdiği eserleriyle klasik Osmanlı mimarlığının oluşumunu ve gelişimini sağladı. Çeşitli kaynaklara göre; 84 cami, 52 mescit, 57 medrese, 7 darülkurra, 22 türbe, 17 imaret, 3 darüşşifa, 6 suyolları ve kemerler, 8 köprü, 8 mahzen, 20 kervansaray, 35 saray, 41 hamam olmak üzere üç yüz altmışı aşkın yapısı vardır. Sinan’a bağlanan yapıların iki yüz seksenden fazlası İstanbul ve yakın çevresiyle Trakya’ da bulunmaktadır. Diğer yapılar Balkanlar, Ortadoğu ve Arabistan’a kadar uzanmaktadır. Bu durumda yapıların bir bölümünün onun denetimi altında öğrencileri ya da ona bağlı mimarlarca gerçekleştirildiği sanılmaktadır. Baş mimar olmadan önceki yapıları arasında Üçbaş mescidi ve medresesi (1530/1531), Muhsine hatun Mescidi (1532/1533), Kasımpaşa Camii (1533/1534) belirtilebilir. İstanbul’daki Haseki Külliyesi baş mimar olarak gerçekleştirdiği ilk eseridir. (1538–1539). Beş yıl sonra bitirdiği ve ilk önemli eseri olan Şehzade Külliyesi’ni (1543–1548) çıraklık dönemi eseri olarak nitelendirir.

Bu yapıda Sinan, dört ayağa oturan ve dört yarım küreyle desteklenmiş merkezi kubbe şemasını uygulamıştır. Bunun ardından Üsküdar’daki Mihrimah Sultan Camisinde ise yarım kubbelerin sayısı üçe indirilmiştir. Kendisinin kalfalık eseri olduğunu belirttiği Süleymaniye Külliyesi (1550–1557) yapılarının yerleştirilişindeki ustalık ve düzenin yanında, ekonomik ve kültürel işleviyle de klasik dönemin simgesi olmuştur. Camide dört ayağa oturan kubbeyi giriş ve mihrap yönlerinden yarım kubbelerle desteklenmiş, diğer cephelere üçer kubbeli mekanlar ekleyerek daha ferah ve aydınlık bir iç görünüm sağlamıştır. Taşıyıcı ve örtü düzenine ilişkin denemelerini, kubbeyi altıgen bir plana oturttuğu Sinan Paşa, ana mekanı tek bir kubbeyle örttüğü Edirnekapı Mihrimah Sultan, çok ayaklı, çok kubbeli ulu camiler planındaki Piyale Paşa camilerinde de sürdürmüştür. Klasik Osmanlı mimarisinin en büyük eseri olan ve Sinan’ın ustalık eseri olarak nitelendirdiği Selimiye Camiinde (1569–1575) daha önce Rüstem Paşa Camiinde uyguladığı, kubbeyi sekizgen plana oturtma düşüncesini geliştirdi; taşıyıcı ayakları ince tutup çapı 31metreyi aşan kubbeyi (en büyük kubbesi) daha belirgin biçimde öne çıkardı. Onun denemelerinin sonucu, merkezi plan Osmanlı mimarisinin ana şeması oldu, kubbe tarihi yapıyı biçimlendiren temel öğe durumuna geldi.

Sinan’ın önemli denemelerine sahne olan bir başka yapı türü de türbelerdir. Şehzade Mehmet’in türbesi aşırı süslemeli cephe düzenlemesi ve dilimli kubbesiyle dikkati çekerken, Kanuni Sultan Süleyman’ın olgun görünümlü türbesinde, Türk mimarisinde çok az kullanılan çift yüzlü kubbeyi deneyerek, iç kubbeyi ayaklara, dış kubbeyi ise dış duvarlara oturttu. Sultan II. Selim’in türbesinde ise, geleneksel altı ya da sekiz köşeli şema yerine, köşeleri pahlanmış kare planı uygulandı.

Taşıyıcı öğelerinin ve temellerinin sağlamlığıyla dikkati çeken ve günümüzde de ayakta duran anıtsal yapıları mimarinin yanı sıra mühendislik açısından da önem taşır. Bu yüzden kendisi, ”ser mimaran-ı cihan ve mühendisan-ı devran” olarak anılmıştır. Yani mühendislerin ve mimarların en büyüğüdür. Selimiye Camiinde denediği olabildiğince büyük bir mekanı kubbeyle örtmek ve üç şerefeli bir minarede her şerefeye birbirini görmeyen ayrı basamaklarla çıkabilmek, onun mühendislik anlayışının çarpıcı örnekleridir. Mühendislik alanında dikkati çeken öteki eserleri arasında, İstanbul’un su sorununu çözümlemeye çalıştığı Kırkçeşme su yapıları ve Mağlova kemeriyle, dört bölümden meydana gelen 635,5 m. uzunluğundaki Büyükçekmece köprüsü özellikle belirtilebilir.

Mimar Sinan Süleymaniye Külliyesi içindeki türbesinde gömülüdür.

Önemli gördüğüm bir hususu siz okurlarımla paylaşmak istiyorum. Mimar Sinan’la ilgili bir çalışma yapmak için 2005 yılında İstanbul’a gitmiştim. Sinan’ın dev eserlerinin bakımsızlığını gördükçe kahrolmuştum. Geçtiğimiz 5–6 yıl içinde olumlu çalışmalar yapıldığını, özellikle Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Vakıflar Genel Müdürlüğünün azami gayret gösterdiğini biliyoruz. Bu nedenle yetkilileri tebrik ediyorum. 

Mimar Sinan İstanbul’a çocuk yaşta gitmedi. İstanbul’a gittiğinde 22 yaşında idi. Ve bu yaşına kadar Osmanlı Cihan Devletinin en büyük meslek örgütü olan ahilik eğitimi görmemiş olması imkânsızdır. Üstelik bütün kaynaklar dedesi Yusuf Doğan Ağanın yanında marangoz çırağı olduğunu yazar. Haliyle ahiliği, o günkü çıraklık sistemini bilmeden Mimar Sinan’ı anlamanın mümkün olmadığı kanaatindeyim.

Mimar Koca Sinan’ı rahmetle anarken içinde bulunduğumuz anormal durumu arz etmek zorundayım. Mimar Sinan 1588 yılında öldüğünde 360 dan fazla birbirinden harika eserler bıraktı. Bu bize Osmanlı Cihan Devletinin o devirde ilimde, kültürde ve sanatta zirvede olduğunu gösterir. Ama bugün teknoloji üreten, teknoloji satan durumda olmamız gerekirken, halen teknoloji alan durumdayız. Yani Mesleki ve Teknik konularda başka ülkelere bağımlı durumdayız. Çünkü son 35 yıldır (Bu rakam 50 yıl olarak ta telaffuz edilebilir) Mesleki ve Teknik Eğitimin üzerinde kara bulutlar eksik olmadı. Hele 28 Şubat 1997 den bu yana mesleki ve teknik öğretim ötekileştirildi. Ötekileştirme faaliyeti halen devam ediyor. Bir düşünün Teknik Eğitim Fakülteleri çok kıymetli elemanlar yetiştirdi. Sanayinin önderlerini yetiştirdi. Ama bugün mezunlarının teknik eleman kabul edilmediği bir dönemi yaşıyoruz. Üstelik 3795 sayılı kanuna rağmen yaşıyoruz. Seçilmişlerin çıkardığı kanunun atanmışlar tarafından uygulanmadığı bir dönemi yaşıyoruz. Meslek Liseleri sanayinin teknik elaman ihtiyacını karşılamaktan uzak. Öyle bir dönem yaşıyoruz ki meslek lisesinin üniversite sınavlarında sınav adaletsizliğini yaşıyoruz. Öyle bir dönem yaşıyoruz ki Teknik Eğitim Fakülteleri kapatılmış Mesleki ve Teknik Eğitim Kurumlarına öğretmen yetiştiren kurumlar yok olmuş.

Ülkemizde meslek liselerinden, Meslek Yüksek Okullarından ve Teknik Eğitim Fakültelerinden yılda 400 bin civarında kişi mezun olmaktadır. Bu rakam 25 yılda 10 milyondan fazladır. 

Bugün biz mesleğin, tekniğin ve sanatın önüne Çin setti gibi engel çıkaran atanmışlarla karşı karşıyayız.

Ölümünün 436’ıncı yılında Mimar Koca Sinan’ı rahmetle anıyor, yetkililerin yeni Mimar Sinanlar yetiştirecek olan mesleki ve teknik eğitim kurumlarına sahip çıkmasını bekliyoruz. 

Bu vesile ile Türk-İslam Dünyasının mübarek Ramazan Bayramını tebrik eder, bayramın huzur ve mutluluk getirmesini dilerim.

Allah’a Emanet olunuz.

 


MİMAR KOCA SİNAN’I ANARKEN

Sami Nogay

8.04.2024 23:30:00

Futsal Türkiye Finallerinde Erzurum da var…

Bahaneye çok erken başlamadınız mı?

Siz bizim gönlümüzün kahramanlarısınız…

Başkan Uçar “her zaman ki gibi” yine kayıtsız kalmadı…

Erzurum’da renkler gözyaşı döktü…

Erzurum Valiliğinde Curling ziyareti

Erzurum’da Hayvancılık Gelişiyor

Çocuklar ölürken susulmaz!

Erzurum’da 2024 yılı İkinci Olağan İl İstihdam Mesleki Eğitim Kurulları Toplantısı Yapıldı…

TÜBİTAK 2204-B Ortaokul Öğrencileri Arası Proje Ödül töreni

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 34 30 1 3 59 93
2.Fenerbahçe 34 28 1 5 58 89
3.Trabzonspor 34 18 12 4 15 58
4.İstanbul Başakşehir 34 15 12 7 7 52
5.Beşiktaş 34 15 13 6 5 51
6.Kasımpaşa 34 14 13 7 -3 49
7.Rizespor 34 14 13 7 -6 49
8.Alanyaspor 34 12 10 12 3 48
9.Sivasspor 34 12 10 12 -4 48
10.Antalyaspor 33 11 10 12 0 45
11.Adana Demirspor 34 9 11 14 2 41
12.Kayserispor 34 11 13 10 -9 40
13.Samsunspor 34 10 15 9 -7 39
14.Ankaragücü 34 8 12 14 -3 38
15.Konyaspor 34 8 14 12 -14 36
16.Gazişehir Gaziantep 34 9 18 7 -15 34
17.Fatih Karagümrük 33 8 16 9 -5 33
18.Hatayspor 34 7 15 12 -10 33
19.Pendikspor 34 7 18 9 -32 30
20.İstanbulspor 34 4 23 7 -41 16

YAZARLAR