Bir zamanlar bir güvercin, uzun bir hurma ağacının tepesine yuva yapmış ve yavrularını burada besliyordu. Ancak bir gün bir tilki geldi ve güvercine, yavrularını aşağıya atmasını yoksa ağaca tırmanıp hepsini yiyeceğini söyledi. Güvercin çaresizce tilkinin isteğini yerine getirdi ve yavrularını kaybetti. Daha sonra tekrar yuvasına yumurta bırakan güvercin, bu duruma oldukça üzgündü.

Durumu gören leylek, güvercine niçin üzgün olduğunu sordu ve güvercin tilkinin tehdidini anlattı. Leylek, tilkinin aslında ağaca tırmanamayacağını, bu yüzden bir daha ona inanıp yavrularını feda etmemesi gerektiğini söyledi. Günler sonra tilki tekrar gelip aynı tehdidi savurduğunda, güvercin leyleğin verdiği akıl sayesinde artık tilkiden korkmadı ve yavrularını korudu.

Ancak tilki, bu aklı güvercine veren leylekten intikam almak için bir plan yaptı. Leyleğe gidip çeşitli sorular sordu, en sonunda da leylek kafasını kanatlarının arasına soktuğunda ona saldırarak onu öldürdü. Tilki, leyleğe "Başkasına akıl vereceğine, biraz da kendin için bu aklı kullansaydın ya!" dedi.

Bu hikaye, bireysel ve toplumsal düzeyde dersler içerir, özellikle de milli güvenlik bağlamında önemli çıkarımlar yapılabilir. Güvercin, ilk başta tehdidi anlayamadığı için savunmasız kaldı, ancak doğru bilgi ve strateji ile tehditten korunmayı öğrendi. Ne var ki, leylek, verdiği aklı kendi güvenliği için kullanmadığı için tilkiye yenik düştü.

*Milli Güvenlik ve Stratejik Akıl*

Güvercin ve tilki hikayesinden yola çıkarak, milli güvenliğin de benzer bir yaklaşıma ihtiyaç duyduğunu söyleyebiliriz. Ülkemiz, zaman zaman farklı tehditlerle karşı karşıya kalıyor ve bu tehditlere karşı bilinçli, stratejik bir duruş sergilemek zorundayız.

Tıpkı güvercinin leylekten aldığı bilgiyle kendini savunmayı öğrenmesi gibi, devletlerin de doğru istihbarat ve bilgiyle donanmış olması şarttır. Ancak bu bilgiye sahip olmak yetmez, aynı zamanda doğru bir şekilde kullanılmalı ve uygulanmalıdır. Leyleğin düştüğü hata, milli güvenlik stratejisinde de sıkça görülebilir: Başkalarına doğru akıllar verirken, kendi savunmamızı ihmal etmek. Eğer doğru bilgiyi kullanmaz ve tehditleri küçümsersek, düşmanlarımıza karşı zayıf düşeriz.

*Tilkilere Karşı Hazırlıklı Olmak*

Ülkemizin dört bir yandan farklı tehditlerle karşı karşıya olduğu bir dönemdeyiz. Ekonomik yaptırımlar, siber saldırılar, bölgesel çatışmalar gibi dış tehditler, iç güvenliği zayıflatmak için kullanılan unsurlar olarak karşımıza çıkıyor. Bu nedenle, güçlü bir savunma mekanizması kurmak ve bu mekanizmayı akılcı bir şekilde kullanmak zorundayız.

Milli güvenlik, sadece askeri güçle sağlanmaz; aynı zamanda ekonomik istikrar, toplumsal dayanışma, diplomatik ilişkiler ve teknolojik yeniliklerle de desteklenmelidir. Tıpkı güvercinin leylekten öğrendiği aklı kullanarak yavrularını koruduğu gibi, biz de stratejik akıl kullanarak ülkemizi korumalıyız. Ancak, leyleğin yaptığı hatayı tekrarlamadan, sahip olduğumuz bilgiyi ve stratejiyi doğru bir şekilde uygulamalıyız.

*Son Söz*

Milli güvenlik, çok boyutlu bir olgudur ve her açıdan güçlü bir duruş sergilemeyi gerektirir. Güvercin ve tilki hikayesi, bizlere tehditlere karşı hazırlıklı olmanın, doğru bilgiye sahip olmanın ve bu bilgiyi etkin bir şekilde kullanmanın önemini hatırlatır. Ülkemizi dört bir yandan kuşatan tehditlere karşı, akılcı stratejilerle ve kararlılıkla yaklaşmalı, milli güvenliğimizi her zaman en üst düzeyde tutmalıyız. Tilkilere yem olmamak için, tıpkı güvercin gibi dikkatli olmalı, ancak leylek gibi rehavete kapılmamalıyız.