Bugün, 9 Mayıs 2024 Perşembe

Ülkenin gündemini ne belirliyor, ya da nasıl bir anda değişebiliyor? 

Bizler iyiniyetli ve duyarlı bir milletiz..
Bizlerin bu duyarlılığı; tarafı veya ideolojik bakışı ne olursa olsun, bir anda aynı tarafta birleşip, tepki veya destek oluşturabiliyor değil mi? 

Peki; hangi konularda destek veriyoruz?Tepki veriyorsak, bu tepki süreli mi? 

Ya da o konu gündemden düştü diyelim, çözülmüş olarak mı düşüyor? 

Veya bu gündemlere, sadece o tepki-destek grubunda olmuş olmak için mi katılıyoruz? 

Gelin bugün bunları, kendi muhasebemizi yaparak açalım... 

Başlıkta "balon" ifadesini kullandık.
Balon dışarıdan hava ile şişirilir, fazla şişirildiğinde patlar..
Küçük bir delik açtığınızda yavaş yavaş havası iner..
Ve her iki şekilde de,  içindeki hava olmadığında balon özelliğini kaybeder değil mi? 

Tıpkı bizim o "millî-manevî" değerlerimizle, duygularımızın sel olup coştuğu ya da coşturulduğu, (yada şişirilen) gündemler gibi.. 

Bir anda doluyoruz.. Neredeyse patlayacak gibi, ama sonra  bir yerden birileri çaktırmadan iğne batırıyor da hava kaçırıp, patlamaktan vazgeçip sönüyoruz sanki.. 

Meselâ son zamanlarda sırayla tur dönen gündemlerimizi sıralayalım:

*Depremzedeler
*Evlerimizin deprem dayanıklılığı
*Olası depremler
*Savaşta olan Gazze halkı
*Şehit haberleri
*Kadın-çocuk şiddeti veya istismarı
*Sokak hayvanlarının içler acısı hâli 

Bu yazdığımız maddeler; güncel tabirle "günlük tt" olup geçen gündemlerden farklı olarak, hafta veya ay gibi daha uzun soluklu gündemlerimiz.. 

Bu gündemlerin süresini “medya” belirliyor!


Haber kanallarında kaç gün gündemde kalırsa o kadar gündemimizde! 

Meselâ depremzedeler.. 
Bitti mi herşey?
Bizim o sosyal medya paylaşımlarında kullandığımız, izlemeye yüreğimizin dayanmadığı görüntülerin sahipleri ne halde şu an?
Bilmiyoruz!
Çünkü artık görmüyoruz! Ya da gösterilmiyor mu? 

Evlerimiz, işyerlerimiz depreme dayanıklı mı oldu birden, çözüldü mü bu sorun, niye sustuk? 

Olası deprem senaryoları için artık deprem uzmanları, jeoloji mühendisleri yayınlarda yok diye, deprem olasılığı yok sayılıp, deprem çantaları da boşaltıldı galiba? 
Deprem korkusuyla bir ara  satışları pik yapan düdük, fener, pil vs lerin fiyatları da birden düştü! 
Neden maliyetleri mi düştü? İmkansız!

Peki savaş...
Filistin-İsrail savaşı bitti mi?
Veya diğer savaşlar?
Haftalarca hikayelerimizde, durumlarımızda paylaştığımız o zulümler bitti mi?
Bitmedi! Aynen devam ediyor!
Yine çocuklar ölüyor, yine feryatlar arşa yükseliyor!
Sadece biz artık daha az görüyoruz.(ya da az gösterilme zamanı gelmiştir!) 
Ve bu sebeple bizim sosyal medya balonu hava kaçırıyor sanki,  bu balon da küçüldü  yine farkında mısınız? 

Ya şehit haberleri...
Türkiye 1984 ten beri şehit haberleri  sarsılıyor, içimiz yanıyor!
Peki şehit haberi aldığımız o gün veya sonraki 2-3 gün "şehitler ölmez, vatan bölünmez" balonları patlayacak gibi şişip, sonra ne oluyor da hava kaçırıyor gibi  bir anda küçülüyor?
Aldığımız son şehit haberi miydi, yoksa bitti mi terör?
Veya o şehidin geride bıraktığı ailesi-çocuğu için; "yürek dayanmaz" diye paylaştığımız halleri geçti mi acaba, iyiler mi?
Bilmiyoruz!
Bilmediğimiz halde, yine de balon küçüldü! 

Bu balon bazen siyasî bir görüş, bazen bir haber, bazen bir futbol maçı, bazen bir diziye tepki veya destek de olabiliyor..
Bunun gündem oluşunu da, yine medya belirliyor! 

Ya medya gündemini kim neye göre belirliyor?

Bunları yazarken öz eleştri yapalım veya duygularımızla kim nasıl oynuyor acaba diye sorgulayabilelim diye yazıyoruz! 

Üniversitede gazetecilik bölümünde "Medya Okur-Yazarlığı" diye bir ders vardır.
Medyanın yansıttığı olayları, haberleri doğru anlamak adına, onlar işleri gereği yönlendirilmeyi yaptıklarında; önce analiz edip sonrasını da takip etmek veya zararlarını görebilmek için, her breyin alması gereken bir eğitimdir aslında.. İnternet ortamında online olarak eğitimler var. Alın aldırın lütfen.. Doğru okumayı anlamayı öğrenmeliyiz çünkü…

Bu durumun vehâmetini daha iyi anlamak için şöyle bir örnek verelim...


Kene ısırması sonucu hayatını kaybeden bir vatandaşın haberi, medyada tutulup abartılır! 
Aslında istatistiklere bakıldığında; kişinin trafik kazasında ölme ihtimali çok daha yüksek olmasına rağmen, medyanın bu şişirme etkisi ile kendi bahçesine dahî çıkmaz olur. Piknikçilerin sayısı azalır, yine piknik için kullanılan malzeme satışları bir anda dibi boylar, "kene ısırmasına iyi geliyor, keneyi uzak tutuyor" başlıklı çoraplar, kremler vs saçma sapan bir sürü ürün, bir anda fırsatçıları iş başına geçirir! 
İlaçlama şirketlerini hiç saymayalım bile! 

Ya da daha yakın yaşadığımız Covit-19!
Şu an hastanelerin yoğun bakım servislerinde yer yok! Covit varyantlı hastalarla dolu! Haberlerde var mı? Yok!
Bir dönem evimizin içindeki hastanın odasının kapısından geçmiyorduk!
Maskeler fahiş fiyatlarla kara borsada idi!

İçinde ne olduğunu bilmediğimiz, yeni üretilip satış patlaması yapan dezenfektanlar!

Ya aşılar? 

Şu an DSÖ'nün (Dünya Sağlık Örgütü) araştırma sonucu; son bir yılda pıhtılaşma sorunu ile, kalp krizi, beyin kanaması vs  sebepli âni ölümlerin  çok arttığı ve sebebinin ise  bu aşılar olabileceği! 

Peki bu durum neden hiç gündemde yok? Bize 3-5-7 hatırlatma dozlu zorâki yaptırılan aşıların sonucu ne olacak?


En küçük gribal enfeksyonun bile doktorlar tarafından, "covit varyantı" olduğunu söylenmesine rağmen gayet rahatız!
Neden?
Çünkü medya artık o balona üflemeyi de bırktı…

Başka sektörlerin hareketlenme zamanıdır belki?
Bu yüzden yeni balonlar şişirmekle meşgul! 

Her balon covit kadar uzun soluklu olmak zorunda  da değil demek ki!


*Şehit haberleri gibi günlük olur, bayrak satışları patlar, sosyal medya paylaşımı ve  o kullanımlardan kazanılan pay edilir belki! 

*Kadın cinayeti, çocuk istismarı gibi haftalık olur, yine sosyal medya patlatılır, kazanç katlanır!
Biz ahlar vahlar eşliğinde "nerede adalet, bunlar idâm edilmeli" vs diye paylaşırıken, birileri çıkıp "çocuğun rızası varmış veya aile içi bir durum, namus cinayeti vs" der balon yine söner! 

*Savaş ay olarak gündemde tutulmalıydı demek ki, İsrail karşıtlığı diyerek, bazı markaların kime ait olduğu araştırma gereği dahî duyulmadan, boykot çağrısı aldı başını gitti! 
[(Anti parantez; TBMM de "tepki" adıyla coca cola satışı durdurulup, halka boykot çağrısı yapılırken Ağustos 2023'te Resmî Gazete'de yayımlanan  devlet teşvik listesine bakın derim!  Coca cola en başta!(Kaldı ki zaten ürün menşei İsrail de değil!)]
Yaz yaz bitmeyecek…

Şimdi siz; "Ya ne yapalım, gündeme sessiz mi kalalım, tarafımız belli olmasın mı veya sesimizi çıkarmayalım mı?" dediniz değil mi? 

Tabiki hayır.. 

Başta da belirttik; biz halk olarak duygusal, duyarlı, merhametli, millî-manevî yönde çok güçlü bir milletiz..
Sessiz kalamayız, kalmamalıyız da! 

Ama dememiz o ki; bu ses çıkardığımız, taraf olduğumuz, yeri geldiğinde vicdanımızın sesinden uykularımızın kaçtığı, yemek yemeyi, çocuğumuzu sevmeyi zûl gördüğümüz, kısacası en üst dozda etkilendiğimiz olaylara tepki verelim eyvallah..
Ama tepkiden sonra ne değişti ona da bir bakalım! 

Medyanın gücü tartışılmaz.. Gündemi takip etmek gerekli elbet..
Ama medyayı doğru okumak, yapılanları ya da bazen kasıtlı yapılmayanları analiz edebilmek de bizim sorumluluğumuz! 

Bizim o şişirilen gündemlerle duygu yoğunluğu hissettiğimiz dönemlerde; tek haykırış kaynağımız veya hesap sorma aracı olarak gördüğümüz şey sadece "sosyal medya" farkına varalım! 

Oradaki tepki veya destekle hiçbir şey çözülmüyor!
Görmüyoruz belki ondan çözülmüş sayıyoruz..Bunun farkına varalım!
Ya da o paylaşımla üstümüze düşeni yaptık deyip pes ediyoruz... 

Ama onlar tekrar farklı amaçlarına yönelik  bize "gördürene" kadar tabi... 

Balonlar hazır zaten, hangisine ihtiyaç varsa onun gazı açılıyor sırayla, ihtiyaç kadar şişirilip, duruma göre indiriliyor! 

Kim neyi nereden kazanıyor, ne kaybediyor anlayalım…

Sosyal medya sadece bu durumlarla da değil, her yönüyle insan hayatının merkezinde artık! 

Peki biz ne için kullanıyoruz, kimlere neler kazandırıyoruz? 

Türk halkı duyarlıdır, merhametlidir, şevkatlidir evet. Ama akıllıdır da…

Gelin bugünlük yazılanları düşünüp, bu yönüyle kendimizi analiz edelim..
Diğer yönlerini de haftaya bırakalım... 

Doğru düşünme ve düşündürneye niyetle.. 

                                         VESSELÂM


MEDYA BALONU

PEKİ ŞİŞİREN KİM YA DA KİMLER?

Tülay Dikmen ile İronik Sorgulamalar

9.01.2024 15:21:00

Magazinsel şov artı basın eşittir domates…

Gelin hep beraber Erzurum'u "Uzak Şehir” olmaktan çıkaralım

Önce insan olmak, insan olmayı bilmek!

Gündeme Dair Meseleler

ERZURUM SPOR FK EYÜP SPOR İLE İSTANBUL'DA KARŞILAŞACAK

ERZURUM BEYAZŞEHİR SPOR KULÜBÜNDEN FUTBOL İL TEMSİLCİSİ FERİT KARAKOCA ' YA ZİYARET

SERKANDAŞ SİGORTA U-15 YAŞ GRUBU PLAY-OFF YARI FİNAL MÜSABAKALARI BAŞLIYOR

Valimiz Sayın Mustafa Çiftçi’nin “Vakıf Haftası” Mesajı

Palandöken’in çok özel ziyaretçileri vardı

Biz çoktan başladık…

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 35 31 1 3 64 96
2.Fenerbahçe 35 28 1 6 58 90
3.Trabzonspor 35 18 13 4 13 58
4.İstanbul Başakşehir 35 16 12 7 10 55
5.Beşiktaş 35 16 13 6 6 54
6.Alanyaspor 35 12 10 13 3 49
7.Kasımpaşa 35 14 14 7 -6 49
8.Rizespor 35 14 14 7 -7 49
9.Sivasspor 35 12 11 12 -9 48
10.Antalyaspor 35 11 12 12 -4 45
11.Adana Demirspor 35 10 11 14 3 44
12.Samsunspor 35 11 15 9 -5 42
13.Kayserispor 35 11 13 11 -9 41
14.Ankaragücü 35 8 12 15 -3 39
15.Fatih Karagümrük 35 9 16 10 -2 37
16.Konyaspor 35 8 14 13 -14 37
17.Gazişehir Gaziantep 35 9 18 8 -15 35
18.Hatayspor 35 7 15 13 -10 34
19.Pendikspor 35 8 18 9 -31 33
20.İstanbulspor 35 4 24 7 -42 16

YAZARLAR