Bu süreç, sadece askeri bir strateji değil, aynı zamanda milli bir bilinç, vatan sevgisi ve fedakarlık gerektirir. Bugün, bazı siyasi söylemlerin Mavi Vatan’ı "masal" olarak nitelendirmesi, bu kutsal mücadelenin önemini göz ardı etme anlamına gelmektedir. Bu anlayış, tarihsel bağlamdan uzak ve milli çıkarları göz ardı eden bir yaklaşımdır.

Mavi Vatan, sadece bir stratejik kavram değil; aynı zamanda Türkiye’nin ulusal kimliğinin, bağımsızlığının ve onurunun bir ifadesidir. Bu bağlamda, Mavi Vatan’a sahip çıkmak, Türkiye’nin geleceği için kritik bir meseledir. Bu kutsal vatanda bize düşen, geleceğe umutla bakarak gerçekçi yaklaşımlar ile stratejiler geliştirip uygulamaya koymaktır. Bu konuda halkımızın bilinçlendirilmesi ayrıca çok önem arz eden bir konudur.

“Mavi Vatan ayrılamaz ve parçalanamaz. Parçalamak isteyenlerin akıbeti malum. Bunlardan kimileri denizlerde boğuldu. Kimileri dağlara çukurlara gömüldü. Mavi Vatan, Karadeniz’de ve Ege’de karasuları, kıta sahanlığı münhasır ekonomik bölge, deniz yetki alanları denizlerimizin üstündeki ve altındaki her türlü hak ve menfaatlerimiz denizlerdeki Misak-i Millimizdir”

Somali ile kurulan dostluk ve iş birliği, bu mücadelenin sadece denizlerde değil, karada da devam ettiğinin kanıtıdır. Mavi Vatan’a olan bağlılık, Türk milletinin güçlü bir geleceğe sahip olmasının temel taşlarından biridir. Vatan sevgisi, yalnızca sözde değil, eylemde de var olmalıdır. 
Mavi Vatan doktrininin sahibi Amiral Cem Gürdeniz, harika bir cevap kaleme aldı Tan’ın masal ifadelerine karşı:

“Mavi vatana masal demek:

1.Kısaca Doğu Akdeniz’de ve Ege’de 200.000 kilometrekarelik kıta sahanlığımızdan vazgeçerek AB ve ABD’nin dayattığı Sevilla haritasına evet demektir.

2.Ege’de Türkiye’nin Akdeniz’e doğrudan erişimini kesecek şekilde Yunan Karasularının 12 mile çıkmasına evet demektir.

3.Ege’de Kardak benzeri 153 ada, adacık ve kayalığın egemenliğini sorgusuz sualsiz Yunanistan’a devretmek demektir.

4.Kuzey Kıbrıs’ta KKTC’yi sonlandırarak Annan planı benzeri bir federasyonu desteklemek ve ikinci donanma etkisi yaratan Türk kolordusunu geri çekmek demektir.

5.Montrö Türk Boğazlar Sözleşmesini sulandırarak batı emperyalizmi ve NATO çıkarları için Karadeniz’de aktif Tarafsızlığımızı sonlandırarak, ABD yanında vekâlet savaşına girmek demektir.

6.Son tahlilde Güneydoğu’da Irak ve Suriye’yi de kapsayan, İsrail jeopolitiğine hizmet edecek, denize çıkışı olan kukla bir Kürt devletine evet demektir.”

Mavi Vatan, esasen Atatürk’ün “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir” emridir.

CHP eğer gerçekten hala Atatürk’ün partisi olsaydı, Mavi Vatan’a “masal” diyen bir kişi bir dakika daha o partide duramazdı.

Şimdi bakıyoruz fotoğrafa, bir yanda Mavi Vatan’a sahip çıkanlar diğer yanda ona masal ve ulusalcı edebiyatı diyenler!

Unutmayalım ki, 
Mavi Vatanı koruyamayanlar, Ana Vatanı da koruyamaz!

Bu kutsal topraklarda yaşayan her bir birey, bu sorumluluğun bilincinde olarak, ülkemizin geleceğine umutla bakmalıdır.

Gökalp Şentürk