Bugün, 19 Aralık 2025 Cuma
Eleştirmek ve eleştirilmek bana göre çok kıymetli. Çünkü gelişimin en temel desteği eleştirinin içerisinde yatar. Eleştiriyi yapan bana göre eleştirdiğine değer veriyor demektir.
Yoksa kişi eleştirmeye değer bulmaz, üzerinde durmaz ve ilgilenmez diye düşünürüm. Bazen eleştirinin kantarını topuzunun kaçtığı yer ise, eleştireyim derken kendi görüşünü dayatmaya kalkması ve iletişimi diyalogdan ziyade tek taraflı monoloğa döndürme baskısıdır.
Bu ikna çabası bana çok itici gelir ve eleştirinin nevini yok eder. Eleştiren ve eleştirilen bir yöntem benim kabul ettiğim yöntemdir. Maalesef eleştiriye tahammülsüz insan ve toplulukları görüyor, tavırlarını anlamlandıramıyorum. Sanki kendi doğruları dünyanın tek hakikati imiş havasındalar.
Siz hakikat iseniz sizin gibi düşünmeyen fikirler neden var diye sormak lazım. İdeolojiniz, ekonomiye bakışınız, millet ve inanç aidiyetiniz, tüm bu ve benzeri değişkenlerin size yön verdiği öğrendiğinizi düşündüğünüz içsel yaşam rehberiniz, diğerleri ile aynı olabilir mi? Olur ise eleştirilmemeniz normal ama kesinlikle aynı değil. O zaman bırakın birileri de fikirlerini söyleyebilsinler. En çokta bir fikri savunanların, ideolojiye veya inanca bağlı olanların hayata bakışlarının rijit duruşları ile diyaloga kapalı olmaları ve eleştirilmekten ziyade fikirlerini dayattıkları görülüyor. Tek doğru bildiğimdir düsturu ile konuşmaya başlıyorlar ya, orada bendeki film kopmaya başlıyor.
Bu arkadaşlar ile bir konuda anlaşmak lazım, eleştirilmeye açık değilseniz, eleştirmeyeceksiniz. Sizin fikriniz salt doğru ise dünyada tüm insanlar sizin ile aynı fikirde değilse eleştiriye hazır olacaksınız. Yoksa iki tarafın avam bir tartışmaya girmesine vesile olacağınızı bilmelisiniz. Bir de önemsediğim bir konu da, eleştirinin çözümünü de eleştiren tarafından ortaya koymak gerekliliğidir.
Yoksa apaçık nifak olur. Tüm bunları yazdıktan sonra kime yazıyorum diye düşündüm ve bu kadar yazmanın yeterli olduğunu kabul ettim. Çünkü anlamak isteyenlerin bu kadar yazımdan çıkartabilecekleri çok ders olduğunu veya bana katıldığını, anlamak istemeyenlerin ise kitap yazsam aynı şekilde devam edecekleri hakkında kafamda bir ışık yandı. O anlamda beni bu yazıdan sonra eleştirmenizi beklerim. Hatta bu yazımı da eleştirebilirsiniz.
Hakan Dikmen/Uzman Araştırmacı Yazar
