1. Kirli Gerçekler Gün Gibi Ortada
Bu ülkede her şey gözümüzün önünde yaşanıyor. Rüşvet çarkları, ihalelerden doğan servetler, suç örgütü liderlerinden gelen açık itiraflar, bakan isimleriyle anılan skandallar, her gün patlayan rezillikler… Evet, hepsi ortada. Ne gizli saklı kaldı, ne üstü örtülebilecek bir şey var artık. Video var, ses kaydı var, belge var. Ama ne oluyor? Koca bir hiç!
Ne bir savcı harekete geçiyor, ne bir meclis soruşturması açılıyor. Yargı sus pus, medya diz çökmüş, muhalefet bile zaman zaman bu bataklığa ayak uydurmuş.
2. Takım Tutar Gibi Parti Tutanlar
Ve tüm bu rezaletin üstünde dimdik duran bir kitle var: Takım tutar gibi parti tutanlar! Lideri suçüstü yakalansa bile “yine de bizimkiler” diyen, kendi fakirleşirken zenginleşenleri alkışlayan, sömürüldüğünü bile bile biat eden bir kitle… Bu, demokrasi falan değil; bu, bir akıl tutulmasıdır.
Eleştirdiği zihniyetin aynısını kendi partisinde görünce "ama onlar yaptıysa vardır bir hikmeti" diyen bir seçmen, artık seçmen değil, sadıktır. Kutsal metin gibi savunulan parti programları, peygamber gibi yüceltilen liderler… Ne farkı kaldı tarikat mensubundan?
3. Bu Tecavüzde Rıza Vardır!
Evet, ağır konuşuyorum. Ama bu milletin bir kısmı hâlâ "mevcut iktidardan medet umuyor, güveniyor" diyorsa, kusura bakmasın kimse, bu tecavüzde küçüğün rızası vardır. Çünkü artık cehaletle, saflıkla, kandırılmışlıkla açıklanacak bir durum yok.
Sen her gün artan hayat pahalılığıyla boğulurken, çocuğuna harçlık veremezken, birileri lüks yatlarda poz veriyorsa ve sen hâlâ onlara oy veriyorsan, sen artık mağdur değilsin. Suç ortağısın.
4. Peker’in Elinde Dosyası Olmayan Milletvekili Var Mı?
Sedat Peker’in ortaya koyduğu iddialar havada kaldı. “Elimde videosu olmayan siyasetçi yok” dedi, kimse üstüne alınmadı. Süleyman Soylu gibi bir figür hakkında onlarca iddia ortaya atıldı, hukuk sustu, medya sustu. Devlet sustu!
Soruyorum: Peker’in dosyası olmayan bir milletvekili kaldı mı?
Ama daha acısı şu: Bunca ifşaya rağmen, "bizimkiler yapmaz" diye savunmaya geçen, her şeyin dış mihrak oyunu olduğuna inanan bir toplum kesimi var. İşte o kesim, ülkenin çöküşüne alkış tutuyor, haberiniz olsun.
5. Bu Düzenin Değişmesi İçin Önce Zihinler Değişmeli
Bu bataklıktan çıkmak istiyorsak önce düşünce devrimini yapmalıyız. Partilere değil, ilkelere sadakat duyan bir toplum olmalıyız. Kendi zenginini değil, milletin geleceğini düşünen kadrolara yönelmeliyiz. Bu halk artık; “kim daha dindar, kim daha milliyetçi” yarışını değil, “kim daha temiz, kim daha adil” mücadelesini sormalı.
Aksi takdirde tarih seni "bir dönemin mağduru" olarak değil, "bir dönemin suç ortağı" olarak yazacak.