Ben aslında pek dizi izlemem, Türk milli yapısına uygun ve tarihi, milli gerçeklere dayanan birkaç dizi dışında. Fakat,  “Kızıl Koncalar” dizisi için çok farklı yorumlar ve fikirler duyunca merak uyandı, özellikle İslam Dini aleyhine olduğu söylentilerini duyunca izlemek ve nasıl, ne seviyede bir yanlış var görmek istedim.

İlk bölümden çıkardığım anlam bu oldu: bu dizide verilme istenen mesaj, İslam dinin asıl kaynağından öğrenip, deha matematik, tıp, geometri alimlerinin aslında Avrupa’dan önce Müslümanlardan çıktığı,  tarikat ve cemaatlerin gerçek İslam’ı araştırıp, öğrenmeğe duvar gibi engel olduğu (ki, kesinlikle buna katılıyorum),  katı kurallar yerine İslam’ı ilim ve bilimle sevdirmenin daha çabuk yayılacağı,  çocuk yaşta evlendirilmenin İslam’a değil, tarikatlarda uygun görüldüğü ve çocuk gelinlerin değil, ilim- bilim insanı olacak kızların, kadınların önünün açılmasının topluma fayda getireceği fikirleridir.

Ve bu dizide verilen bu mesajlarla tam razıyım.  Özgü Namal’ın canlandırdığı Meryem’in inancına göre bir ambalajın üzerinde “Has tereyağlı” yazıyorsa Müslümana yakışan doğrulukla o böreğin gerçekten de has tere yağı ile pişirilip, asla içeriği belirsiz yağlarla karıştırılmamalıdır. Tarikat şeyhinin Meryem’i – bilmediğim yağla börek yapamam, yoksa kutusunun üstündeki “has tere yağlı” yazısını kaldırın demesi üzerine azarlaması günümüzde tarikat ve cemaatlerin İslam dininin adalet, dürüstlük, tartı ve üründe şeffaflık gibi dinimize has kurallarını ihlal etme yetkisi varmış gibi büyüklenmesinin benzer örneklerini  gerçek yaşamda çok duyduk, çok okuduk. Şeyhin elinin “itaat” niyeti ile öpülmesi de dinimizde yoktur.  Büyüklerimizin ellerini saygı niyeti ile öperiz, ama tapmak,  kul gibi itaat etme niyetine el öpülmesi “kula kulluk” demek olur. Nitekim İslam gibi mükemmel dinimizde : Dininizi parçalayıp bölmeyin, cemaatlere ayırmayın, birlik olun manasında - Dinlerini parça parça, bölüp,  bölük bölük fırkalara ayrılanlarla hiçbir ilgin olamaz ve şüphe yok ki onların bu hareketlerini Allah soracaktır ancak ve sonra da işledikleri işleri haber verecektir onlara. (En’am suresi 159. Ayet)- ayet açıkça tarikatlara ayrılmanın dinimizde yeri olmadığını göstermektedir.

Dizide- 14 yaşında bir kız çocuğunu okula göndermeyip matematik dehası bir çocuğu hemen evlendirmenin acelesine düşen tarikat mensubu babaların tutumu da eleştirilmektedir. 

Çağımızda hür doğup hür yaşama hakkını devletimiz erdiği halde hala okula göndermeyi günah sayan gerici ve Kuran’ı sadece ezberlemekle her şeyi bildiğini, halis Müslüman olduğunu sanan cahil ebeveynlerin aramızda olduğu da inkar edilmez gerçektir. 

Beni düşündüren asıl neden bu dizinin eleştirildiği için Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının “Kızıl Koncalar” dizisine çekim izni yasağı getirmiş olmasıdır.

Aklıma birkaç sene önce eski Aile Bakanının tecavüze uğrayan çocuğun haklarını korumak ve suçluları Türk Adaletine teslim ederek en caydırıcı ceza alması yerine, “Bir kereden bir şey olmaz” diyerek olayı boş ve önemsiz vaka gibi geçiştirmesi geldi.

Eğer bu dizide dinimize aykırı tutumlar varsa, o zaman kaç yıldır tv kanallarında hiç yasağa düşmeyen bir çok diziler var, yasak ilişkileri normal gibi empoze eden, alkol, sigara, uyuşturucu gibi dinimizde taktir edilmeyen, sağlığa zararlı maddelerin kullanımını, şiddeti, zorbalığı normal gösteren,  evli aile , çocuk sahibi erkeklerin başka kadın için ailesini dağıttığı,  genç kızların evlilikten önce rahat ilişki yaşaya bilmesi,  aşırı açık- seçik kıyafetlerin giyimine özendirilme gibi dinimizce hoş görülmeyen bir çok sakıncalı yaşam tarzlarını empoze edip, zengin olmak için her türlü yola başvurula bileceği fikrini topluma normalmiş gibi yansıtan dizilere neden engel olunmuyor?

Bu dizilerin sayesinde kolay para kazanma tuzağına düşerek şu günlerde polislerce yakalanan bir çok sosyal medya fenomenleri yüzlerce insanı etrafına toplaya bilmiş,  toplumda sahtekarlıkla da olsa, haksızlıkla ve başkalarını kullanarak da olsa milyonlar kazana bilmenin bir mahsuru olmadığı fikrini insanların aklına düşürmeyi başarmış. Buna neden engel olunmuyor? Değil mi ama?

Vüsale  ALİ

Kayseri