"Kavga Devri Çocukları"ndan...
Okulda, bahçede, yatakhanede, kantinde, yedi gün yirmi dört saat, sıcak mermiler dolaşırdı başımızın üstünde...
Ama izinsiz sinek bile uçmazdı mahallemizde!
Genelde yakışıklı gençler olsak da güzel olmaya çalışmazdık biz kavga devrinde....
"Sevecen" sözü daha yeni girmişti resmi sözlüğe...
Kompozisyon sınavında bile pek kullanmazdık!
Oturuşumuz, sefer molalarında çatılmış tüfeklere benzerdi.
Kaşlarımız çatık olurdu genelde...
Neyimiz varsa üstümüzde, düşmana korku salmak içindi.
Yürüyüşümüz küçük çaplı bir askeri manevra gibiydi.
Gözlerimiz mermi taşırdı mevzîye...
Bu yüzden resmimizi çekerken, kimse "çekiyorum" demezdi bize...
Çünkü ne derse desin durum değişmezdi.
Küçük bir tebessüm bile taviz demekti yerine göre..
Kaşlarımız bugün de o yüzden çatıktır bizim...
Bakışlarımız izli mermi gibidir.
Çünkü o gözler, aşktan da önce ihaneti görmüştür.
Bayrağa diklenmeyi görmüş, vatana ihaneti sezmiştir.
Şehit arkadaşlarımız vardır bizim...
Çoğu abimizdir, kimi de kardeşimizdir.
Ama ağlamayı, ağıt yakmayı sevmeyiz.
Çok sıkılınca segâh makamı bir tekbir getiririz.
Kavga devri çocuklarıyız biz...
Lale devri değil...
Eğilmeyi bükülmeyi bilmeyiz.
Ölürüz biz de herkes gibi bir gün sessizce...
Ama yolumuzdan dönmeyiz.
Gökalp Şentürk