Bu günlerde yine artan salgın hastalıklar nedeni ile sosyal medya platformlarında hastanelerin yoğun bakım, acil birimlerinde aşırı yoğunluk olduğu haberleri dolaşıyor ve diğer yandan da  Dünya  Sağlık Örgütünün “talimatı ile” algı operasyonları düzenlenerek yeni salgın türleri ve adları hakkında haberler yayınlanıyor. 

Yeni salgının adı: “Hastalık X”! bu salgının Bill Gates’in milyonlarca dolar harcayarak sürekli yatırım yaptığı laboratuarlarda geliştirildiği söylenmektedir.

Son   Davos zirvesinde bu yeni salgın türüne değinerek simülasyon yapıldığı ortaya çıktı. Bu salgının nedeni ile   olası insan kaybı: 140 milyon! 

Ve küresel el, insanlığı parmaklarında oynatarak bizleri  yavaş yavaş laboratuarlarında geliştirdikleri virüslere  hazırlıyor. 

Oysa dünya kamuoyunda gerçekler araştırılıyor ve ilginç kişiler ilginç açıklamalarda bulunuyorlar:

Covid-19 uygulamalarının “babası” sayılan Anthony Fauci Amerika Temsilciler Meclisinde verdiği ifadede -Koronavirüs sürecinde uygulanan “koruma tedbirlerinin” – yani aşıların bilime dayanmadığını itiraf etmiştir.  Covid-19 sürecinde sağlık birimleri tv kanalları aracılığı ile ünlülere aşıların kesinlikle yapılmasını tavsiye ettirirken bazı aydın ilim- bilim insanları, duyarlı ve sorgulayıcı vatandaşlar olarak biz bu aşıların içeriği hakkında şüphe duyduğumuzu, net açıklama yapılmasını talep ettiğimizde çok eleştirildik.

Bu kez  virüsün kaynağı genetiği değiştirilmiş sivrisineklerdir.  Yakın geleceğimizi sağlık açısından  tehdit eden unsurlarla toplumlara “algı operasyonları” aracılığı ile dayatıyorlar. Asıl tehdit bana göre “bağımsız” olduğunu her zaman ileri süren devletlerin ve bizim ülkeler de dahil yetkililerinin bu algı operasyonları hakkında halkımızı gerçek bilgilerle aydınlatmamalarıdır. Rockfeller Vakfının desteklediği 100 milyonluk projede genetiği değiştirilmiş sivrisineklere virüsleri enjekte ederek  doğaya salıyor ve nedenini de –“insanlar  üzerinde nasıl etki bırakacağına dair deney yaptıklarını” ifade ediyorlar.  Bu aralar sıtma, kızamık, nefes darlığı hastalıkları artarak yoğun bakım üniteleri dolmuş durumda. Azerbaycan’da kızamıktan ölen çocukların  sayısı sadece Aralık ayının başlarında 4 çocuk kızamıktan hayatını kaybetmiş. Azerbaycan Sağlık Bakanlığının verdiği habere göre son dönemde  284 kızamık hastalığına yakalanan hasta sayısı kayda alınmıştır. 

Vakfın  aracılığı ile kurulan  üretim tesislerinde  30 milyon sivrisinek genetiği değiştirilerek virüsle enjekte olunmuş halde dünya genelinde doğaya bırakılmış ki, son dönemlerde sıtma hastalığı artmış,  viral hastalıklar çoğalmış hastanelerde gece –gündüz yoğunluk yaşanmaktadır. 

Önceki makalemde vurguladığım gibi yine tekrar ederek iddia ediyorum ki, bilinçli gazetecilerin, vicdanlı alimlerin araştırmalarına ve analizlerine katılarak bu projenin BİYOLOJİK SİLAH  olduğuna kesin inananlardanım. 

Geçtiğimiz Covid -19 sürecinde aylarca eve kapanmanın, sosyal tesislerin, iş yerlerinin kapalı tutulmasının ülkemiz ekonomisine ağır darbe olduğunu normalleşme sürecine girdiğimiz andan itibaren belirgin ve net yansımalarını görmeye başladık. Bir daha kapanma söz konusu dahi olursa, zaten ayakta kalmaya çalışan ülke ekonomisi, halkın ruh sağlığı ve psikolojisi asla bu kapanmayı kaldıramaz. Daha Covid-19 sürecinin ağır , negatif etkileri bitmemiş, tersine bu günlerde bir çok alacak-verecek kavgaları ile illerde silahlı kavga olayları artmış, ekonomik yönden daralan kaç iş insanı, esnaf, aile sahibi insanlar intihar etmiş, veya illegal yollardan borçlarını kapatmaya çalışırken suçlara karışarak hapislere düşmüşler. 

İnanıyorum ki, devlet  yetkililerimiz,  Dünya Sağlık Örgütü gibi insanlığa bırak fayda sağlamayı, küresel baronların milyon dolarlarına satılarak  insanlığa düşman kesilen  “salgın korkusu yaratma” algısını ilke edinmiş ve bu yönde hızla ilerleyen bir kurumdan bağımsız hareket etmeyi başaracak, dış operasyonlarda Milli İstihbarat Teşkilatımızın zekası sayesinde başarılı olduğu gibi, yine Teşkilatımızın derin devlet aklı ile bu Siyonist ağın tuzaklarını çöpe atacaktır!

Türk milleti  eve kapanmaya değil çalışıp üretmeye, dünyaya yön vermeye alışmış, pasif  yaşam tarzı  ve kölelik sistemi  milletimizi çökertir. 

VÜSALE  ALİ

KAYSERİ