FRANSIZ MİLLİ BAYRAMINDA ATATÜRK'ÜN SÖYLEDİĞİ NUTUK
Henüz son taarruz yapılmadan ve memleketin alacağı şekil kat'i surette taayyün etmeden, Gazi Mustafa Kemalin zihninden geçenleri anlamak kolay bir iş değildi. Bir çok tahminler yapıliyor, fakat sıhhati üzerinde kimsenin inancı bulunmuyordu.Fransız sefaretinde Ankarada 14 Tem1838 de Fransız milli bayramı münasebetiyle verilen ziyate bu toplantya şeref veren Gazi Mustafa Kemalin Fransız ahkamına nutku
- Fransız milletinin milli bayramı münasebetiyle tertip iniz bu ziyafette hazır bulunduğumdan dolayı memnunum. Pansiz milletinin 14 Temmuz milli bayramı biraz da ruhunda Suriyet ve istiklâl aşkını taşıyan bütün milletlerin bayramıdır. Çünkü pek kanh safhalar takip etmiş olan Fransız İhtilâlinden eri hürriyet ve istiklâl mücadelesinin bu, zaferi olarak her milin haklı takdir ve hürmetini kazanmıştır.
Efendiler, aziz dostumuz Mösyö Mujen siyasetten bahsetmemeği tercih ettiğini söylediler. Ben de bu hususta kendierine iştirak ederim. Tarihe atfı nazar edersek 1789 tarihine kadar Fransadaki idare usulü ve halkın içtimai teşkilâtı kronuvustai mahiyette idi. Sunufu ahali kanun nazarında başka başa mevkilerde birleşiyordu. Kralın ise iktidar ve salâhiyetinin hududu yoktu. Halkın mahsulü mesaisi, miktarları mahdud asiladelerle hükümdara yarıyordu ve bu yüksek tabaka halkı köle, ve memleketi kendi malikâneleri telâkki eyliyordu. Binnetice mumi halk kütlesinde sefalet ve mahrumiyet muvcuttu. İşte milli feveran, nihayet bir ihtilâl yarattı ve bu, bütün beşeriyete mükemmel bir örnek oldu.
Efendiler, ihtilâllerin başlıca üç sebebi vardır. Birinci sebep hürriyetsizliktir. Halk aralarındaki imtiyazlı muameleyi, haklarına karşı vaki müdahaleyi mesaisinin takdir edilmemesini hoş karşılamaz. İkinci sebebi, iktisadi bünyede görürüz. Sefalet ve mahrumiyet, aile geçimsizliklerinin ve ferdlerin hayata karşı mukavemetlerinin tahribi demektir. İnsanlar buna da tahammül edemezler. Üçüncü âmili, idaresizlikte, halka karşı yaplan muamelede aramak lâzımdır. Hükûmet olarak idare edenlerin yüklendiği ağır vazifelerin suiistimali bunu icap ettirecektir. İşte bütün bu âmiller ihtilâl yaratır.
Efendiler, herhangi bir şahıs, bir milleti ihtilâle sevkede bilir. Fakat ihtilâli milletin hakiki hedefine tevcih ve isal ancak bütün milletin alâkası sayesinde mümkündür. O.zaman milletin iradesini millî meclisler ifade eder. Ve bidayette isyan ve ihtilâl şeklinde görülen hareket yerini bir inkilåba terkeder. Fransız ihtilâli de bu safhalardan geçmiş ve milletin ma'şeri vicdanında yerleşmiştir. Onun için álemşümul olmuştur. 1789 da Versay'da toplanan Etajenero, Meclisi Millî, adını aldı. Korku ve dehşet içinde kalan saray, meclis binasını derhal seddettirdi. Fakat millet vekilleri top oyunu salonunda ve ayakta içtima ederek, kanunu esasiyi elde edinceye kadar dağılmamağa yemin ettiler. Daha sonra tekrar millet vekillerine açılan Mecliste Kralın emirlerine itaat edilmesini isteyen teşrifat nazırının yüzüne halk mümessili Mirabo bağırmıştı.
- Gidiniz, efendinize söyleyiniz ki biz buraya milletin arzusu ile geldik, Kralın emriyle çıkamayız. Eğer efendiniz, bizi buradan çıkarmak istiyorsa süngü kuvvetine müracaat etmelidir!.. Buna rağmen saray bir türlü mağlûbiyetini kabul etmiyordu. Paris'in etrafına para ile tutulmuş Hassa kuvvetler yığıldı. Kral, halk taraftarı Neker'i azletti. Bu milletin husumetini körükledi ve bir asırda inşa edilen meşhur zulmün ve tahakkümün timsali olan Bastil hapishanesi, bir günde ve bir gecede hâk ile yeksan edildi. Bastil lâlettayin bir bina değildi. Bastil, asırlardanberi tahakküm ve tasallutun, müstebitlerin ve harislerin saltanatı temsil eden bir tehdit âbidesi idi. Fakat ne oldu bir gecede tahrip olundu.
Efendiler, işte bugün 1789 Temmuzunun 14 üncü gününü burada tes'id ediyoruz ve bu Fransızların millî bayramı olduğu kadar, henüz hürriyetlerine kavuşmamış milletlerin de sevinecekleri bir gündür. Bugün, insanlığa en güzel örneklerden birini vermiştir. Bu sebeple bizi buraya dâvet etmiş olan muhterem miralayı, böyle bir milletin evlâdı olduğu için tebrik ederim.
Efendiler, mütareke senelerinde bizim de hali içtimada bulunan bir Meclisi Mebusanımız vardı. Bu dağılmış, âzası tevkif olunarak Maltaya sürülmüş, Türk milletinin ezeldenberi haiz olduğu hürriyetler susturulmuştu. Fakat bunyada bütün müstevlilerin ve bütün müstebitlerin unutmaması lazım gelen bir hakikat vardır. Hiç bir zaman fikirler, cebir ve şiddetle, top ve tafekle öldürülemez. Bilákis her tazyik aksi tesirle daha şiddetli neticeler doğurur, hürriyet ve istiklal ateşiyle galeyan eden bir milletin ise nelere muktedir olduğunu tarihte bize en güzel bir örnek olarak Fransız ihtiláli vermiş bulunmaktadr. 1792 ve 1799 senelerinde Fransız topraklarını istilėya koşan cesim orduların karşısında bir milletin ne harikalar yaratacağını yine Fransız halkı bize göstermiştir. Valmi'de Fransız askerlerinin ortasına düşen prusya toplarına rağmen yere düşenlerin:
Yaşasın Fransa!.. diye bağırdığını gören Alman edibi
Geote bile hayret ve takdirini şu satırlarla izhar etmişti:
- Tarihi álemde bugünden itibaren yepyeni bir safha başbyor! Evet, filhakika Fransızlar ihtilál tarihinin bir devrini kapiyor ve asrı hazır dediğimiz yeni bir devrini açıyordu. Türk tarihinde de müstevli orduların İzmirden denize dökülmesi bizim milli tarihimiz için ve belki de müstevli zihniyeti taşıyan milletler için dünya tarihinde yepyeni bir safha olacaktır. Bu da artık istila ile hiç bir memleketin hürriyet ve istiklâllerini imha etmeğe imkân olmayışıdır. Eğer mağdur Asya ve Afrika milletleri, bizim İstiklâl Mücadelemizden bir ibret dersi almışlarsa kendileri için pahalıya da mal olsa, bu yola gireceklerdir. Hürriyet ve istiklálsiz bir millet için yaşamanın ne mânası, ne de zevki vardır.
Efendiler, bizim Asyayı kıyam ve cidale sevk edişimiz, Fransız milletini kahramanane hareketlere sevkeden sebeplerden daha az kuvvetli ve daha az mantıkî değildir, çok ümid ederim ki hürriyet ve istiklâli için milyonlarca evlâdını topraklara gömmüş olan Fransanın bugünkü çocukları da, Türkiyemizin haklı isteklerini kavramış bulunsun, söylediğim sözlerde siyasetten içtinap hususundaki vaadime sadık kaldığımı, sadece tarihe temas ederek geçmişten örnekler sıraladığımı zannederim. Ve sözümü bitirirken Fransızların mümessili Miralay Mojeni bu mutlu günde tekrar tebrik ederim>>
İşte bu nutuk hem fransanın hem italyanın hemde İngiliz lerin gardını düşürmüş ve Türk milletinin şahlanışını hızlandırmıştır.
Hatıranın sahibi Emekli süvari Albay Merhum Hüsameddin ERTÜRK dür