ERMENİ VE SİYONİSTLERİN BİTMEYEN DÜŞMANLIĞI 1
Ermeniler, birçok defalar Çarlık Rusya’nın öncülüğünü yapmışlar, doğup büyüdükleri Anadolu toprakları üzerinde beraber yaşadıkları vatandaşları olan Türklerin imhasına çalışmışlardı. Saf Ermeni kütlesini bu kötü yola sevk eden, onlar ekmeğini yedikleri bir memlekete karşı, nankörlüğe sevk eden hakikatte Ermeni Taşnak ve Hınçak komiteleri idi. Bu hal, İstanbul’daki Ermenilere de sirayet etmişti. Hâlbuki Osmanlı İmparatorluğu ticaretinin gayrimüslimlerin elinde oluşu ve Ermenilerin de bu işte ehemmiyetli bir mevkide bulunuşu, onları devlete itaatten başka bir şekilde düşündürmemeli idi. Istanbuldaki Ermeniler Kumkapıdaki büyük Ermeni kilisesinde toplanarak Osmanlı hükümeti aleyhine karar vermişlerdi.
Arzuları, müstakil bir Ermenistan idi. Ermeniler bu karardan sonra Babıâli’yi bastılar, diğer bir grup da Galata da Osmanlı Bankasını işgal etti. Hatta sokağa bir de bomba atarak her zaman olduğu gibi, halkı korkutmak teşebbüsünde bulundular. Sadrazam Said Paşa derhal askerî kuvvetlerle Osmanlı Bankasını çevirmiş, Babiáliyi basan Ermenileri de jandarma kıt'aları ile tedib ettirmişti, gümrük hamalları ellerindeki sopalarla işe girişerek Ermenileri hem Babiâliden, hem de Osmanlı Bankasından tabancaları toplamışlardı. Kumkapıda Ermeni kilisesindeki mukavemetçiler, tabanca ve bomba kullanmışlardı. Askeri kit'alarla buradaki bozguncular, saatlerce müsademe etmiş, nihayet teslim olmuşlardı. Rus sefiri araya girerek Rus tebaası olan Ermenilerin Rus bandıralı bir vapurla memleketten çıkarılmasına müsaade etmişti. Buna muvafakat edildi. Bu suretle Ermenilerin yarattığı mesele kuvveden fiile çıkamamıştı.
Babıâli baskını, Galatadaki Osmanlı Bankasının işgali, Kumkapıda Ermeni kilisesindeki mukavemet, örtbas edilmişti. Fakat ne Çarlık Rusya, ne de Ermeni Taşnak ve Hınçak komiteleri Ermeni istiklâlinden vazgeçmişti. Hatta bu hâdiseden bir kaç gün sonra Sultan Abdülhamidi sarayında ziyaret eden büyük devletlerin sefirleri, Padişahı yemekten kaldırmışlar, kendileriyle görüşmeğe mecbur etmişlerdi. Abdülhamid soğukkanlılıkla sefirleri bir salona götürmüş, burada duran ve yığınlar teşkil eden Ermenilerden alınan silâh ve tabancaları göstererek tercümanlara:
Bu efendilere şunu söyleyiniz ki Rusya tebaası Ermeniler, tebaayi şahanem olan Müslümanlara bu silâhlarla tecavüz etmişlerdir. Bunların fabrikası memaliki şahanemizde yoktur.
Sonra misafirlerini ikinci bir odaya götüren Padişah, bu odada istif edilmiş bir yığın sopa göstererek:
Kendilerine şunu da anlatınız ki, tebaam da bu sopalarla müdafaai nefste bulunmuştur. Bu değnekler bizim ormanlarımızdan tedarik edilmiştir.
Sultan Hamid in bu mantıkî izahı karşısında söyleyecek bir şey bulamayan sefirler, Padişahı hürmetle selamlayarak çekilmişlerdi. Rusya Ermenilere bir yurt istemekte daima ısrar eylemiş, fakat Abdülhamid her defasında hâdiseleri küllendirmiş, fakat kıvılcımlar, Birinci Cihan Harbinde tekrar parlamıştı. Ermeniler, İstanbul’daki isyanda muvaffak olamayınca, Abdülhamid i ortadan kaldırmağa karar vermişlerdi. Bu maksat için İsviçre’ de komitecilerden mürekkep bir toplantı düzenlenmiş ve aralarında iş bölümü yapmışlardı. Tam bu sırada müstakil bir İsrail yurdu olarak düşünülen Kudüs için taleplerde bulunmak üzere Siyonistliğin kurucularından Teodor Herzel ile Hahambaşı, girdikleri huzurdan, Abdülhamid tarafından kovulmuşlardı. Eseri Hazırlayan/Yazan; Samih Nafiz Tansu