Ekolojik direnç, bir ekosistemin dış etkilere karşı ne kadar dayanıklı olduğunu ifade eder. Şehirlerde ekolojik direnç, çevresel etkilere karşı dayanıklılığı ve uyum yeteneğini içerir. Doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımı, çevresel kirliliğin azaltılması ve biyoçeşitliliğin korunması gibi unsurlar, ekolojik direncin sağlanmasında önemlidir.
Ekolojik Olarak Dirençli Şehirlerin Özelliklerine bakarsak, 
Sürdürülebilir Ulaşım Sistemleri: Toplu taşıma, bisiklet yolları, yaya dostu alanlar gibi çevre dostu ulaşım seçenekleri şehirlerin ekolojik direncini artırır.
Yeşil Alanların Korunması ve Artırılması: Parklar, bahçeler, ağaçlar ve doğal habitatların korunması ve yeni yeşil alanların oluşturulması, şehirlerin ekolojik dengesini sağlar.
Enerji Verimliliği ve Yenilenebilir Enerji Kullanımı: Binalarda enerji verimliliği önlemlerinin alınması ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, şehirlerin karbon ayak izini azaltır.
Atık Yönetimi ve Geri Dönüşüm Sistemleri: Atık azaltma, geri dönüşüm ve atıkların yeniden kullanımı gibi uygulamalarla atık yönetimi sürdürülebilir hale getirilir.
Su Yönetimi ve Su Kaynaklarının Korunması: Yağmur suyu toplama sistemleri, su tasarrufu önlemleri ve su kirliliğinin önlenmesi gibi su yönetimi stratejileri şehirlerin ekolojik direncini artırır.
Ekolojik Olarak Dirençli Şehirlerin Avantajları ise, 
Çevresel Sürdürülebilirlik: Ekolojik olarak dirençli şehirler, doğal kaynakların sürdürülebilir şekilde kullanılmasıyla çevresel sürdürülebilirliği sağlar.
İklim Değişikliği ile Mücadelede Etkinlikte,  Düşük karbon emisyonu ve çevre dostu uygulamalar ile ekolojik olarak dirençli şehirler, iklim değişikliği ile mücadelede önemli bir rol oynar.
Sağlık ve Yaşam Kalitesinin Artması: Temiz hava, su ve yeşil alanlara erişim, ekolojik olarak dirençli şehirlerde yaşayanların sağlık ve yaşam kalitesini artırır.
Ekonomik Faydalar: Enerji verimliliği, atık yönetimi ve sürdürülebilir ulaşım gibi uygulamalar ekonomik tasarruflar sağlar ve yeşil iş fırsatlarının oluşmasını teşvik eder.
Kopenhag, Danimarka: Bisiklet kullanımını teşvik eden altyapı ve sürdürülebilir ulaşım projeleriyle öne çıkar.
Curitiba, Brezilya: Toplu taşıma sistemleri ve yeşil alanların korunmasıyla ekolojik direnç sağlar.
Singapur: Su yönetimi ve atık geri dönüşümü gibi uygulamalarla ekolojik olarak dirençli bir şehir haline gelmiştir.
Kamu-Paydaş İşbirliği: Politika yapıcılar, yerel yönetimler, iş dünyası ve sivil toplum kuruluşları arasında işbirliği ve ortak vizyon oluşturulması önemlidir.
Teknolojik İlerlemelerin Kullanımı: Yenilenebilir enerji teknolojileri, akıllı şehir çözümleri ve çevresel izleme sistemleri gibi teknolojik yeniliklerin kullanımıyla ekolojik direnç artırılabilir.
Eğitim ve Farkındalık: Halkın çevresel konularda bilinçlenmesi ve sürdürülebilir yaşam tarzlarının teşvik edilmesi için eğitim ve farkındalık programları düzenlenmelidir.
Sonuç olarak, Ekolojik olarak dirençli şehirler, gelecek nesiller için yaşanabilir bir çevre sağlayarak sürdürülebilir kalkınmanın temelini oluşturur. Bu nedenle, şehir planlaması ve yönetimi alanında çevresel ve sosyal sorumluluk bilinciyle hareket etmek önemlidir.