Milli Eğitim bakanlığında bulunan, en üstten en alta bütün yetkililere sesleniyoruz!
Bu sistemi bu hale getirmenizin amacı nedir?
Cidden soruyoruz. Çünkü bizler sıradan halk olarak, veli olarak, öğretmen veya idareci olarak hatta öğrenci olarak yıllardır kendimizi bu sistemi anlamaya ve kabul etmeye çok zorladık, halen de devam ediyoruz.. Ama biz anlamaya zorlarken biraz daha zorlaştırdınız, sonra biraz daha, sonra, sonra.... bitmiyor, yetmiyor!!
Bu konudaki üst limit hedefiniz nedir? Söyleyin de bari kendimizi ona göre hazırlayalım!
Sistem adını eklediğiniz "eğitim" aslen nedir?
Anlamına TDK'dan bakın, "Eğitim: Önceden saptanmış esaslara göre; insanların yaşlarına, konumlarına, yetenek ve kapasitelerine uygun olarak, davranışlarında belli gelişmeler sağlamaya yarayan planlı etkiler dizesidir."
Peki ya " öğretim" nedir? Yine TDK diyor ki:
"Öğretim:1- Kişiye, belli bir ereğe ulaştıracak bilgileri öğretmek işi.
2- Öğrenmeyi kolaylaştıracak etkinlikleri düzenleme, araç gereçleri sağlama ve öğrenmede yol gösterme işi.
Şimdi söyleyin lütfen, kelime mânâlarına uygun mu bu "Eğitim-Öğretim Sistemi"niz?
Eğitimin TDK kelime mânâsında altı çizili yazdığımız, yaşına,yeteneğine, konumuna ve kapasitesine uygun cümlesi ne ifade ediyor size?
Eğitim müfredatını hazırlayan siz değerli bakanlık çalışanları!
İronik olarak düşünüyoruz ki; sizler elbette "eğitim" anlamının içinde olan bütün bu ayrıntıları baz alarak bu müfredatı belirliyorsunuzdur zaten!
Hattâ bu konuda pedagojik destek de alınıyordur illâ ki!
Ancak yeni bir pedagoji bilimi geliştirdiniz sanırım, çünkü müfredatlar bildiğimiz pedagojiyle veya çocuklarımızın pedagojik gelişimiyle pek uyumlu değil..
Bu müfredatlara her geçen gün yeni ve daha zor bir şeyler eklerken, destek alınan pedagoji olamaz, bu mümkün değil!
Bu "sisteminiz" için, olsa olsa yeni geliştirdiğiniz bir bilim dalıdır diye düşünmeye başladık. (Hâlâ düşünebiliyorken)
Peki adı nedir bu geliştirdiğiniz bilim gibi şeyin ya da sistemin?
Biz veliler henüz adını bilemiyoruz ama tahminimiz şu ki; alanı kesinlikle çocukların gelişimidir!!!(Size göre)
Ulaşılmak istenen hedef ve yolları da şunlar olmalı;
BİRİNCİ HEDEF KİTLE= ÖĞRENCİLER!
*/Çocuğun yaşına, yeteneğine, imkanlarına, kapasitesine bakılmaksızın yüklenebildiği kadar gereksiz bilgi yüklensin!
*/Yüklemeler sürekli zorlaşsın ki öğrenip gelişemesinler!
*/Öğrendiği şeyin ona uygunluğunun önemi yok!
*/Veya öğrendiklerini anlaması da gerekmez, sadece ezberlesin, kafası sürekli dolsun yeter!
*/Boş kalıp düşünmeye, mantığa sakın yer kalmasın!
*/Bir şey olmaz, en kötü psikolojisi bozulur veya robotlaşır!
*/Ancak bu şartlarda istediğimiz kıvama gelir!
*/Çünkü hedefimiz; sorgulamayı unutan, yeteneğini köreltmiş, kapasitesi kendi alanı dışında olduğu için yetersizlik hissi ile boş bir nesil!
İKİNCİ HEDEF KİTLE=AİLELER!
*/Onlar da bu konuda "bilinç"lendirilsin!
*/Çocuklarının ders çalışmak, soru çözmek ve tamam demekten başka bir çarelerinin olmadığını kabullendirme çabamızda, bize sorgusuz sualsiz destek olsunlar!
*/Bu konuda hâlen itiraz eden veli kaldıysa! gerekirse onlara da seminerler düzenlenip, psikologlar! ve pedagoglar! tarafından, eğitim sistemimizin çocuklarına "sorumluluk almaları adına ne kadar önemli katkılar sunduğu!" anlatılsın!
*/Ayrıca bu seminerler, haberler vs her kanaldan ve kesinlikle sürekli olmalı ki normalleşsin!
*/Çünkü veliler de asla boş bırakılmamalı ki mazallah sorgularlar!!
*/Ayrıca, veliler için diğer seminer konularında şunlar da olmalı:
Bu bahsedilen "sorumluluk" kabullendirme aşamasında, çocuklarıyla iletişimlerinin zarar görmesinden korkmamaları gerektiği, +Bu istenilenlerin çocuklarının iyiliği! veya geleceği! için olduğu, +Çocukları itiraz ederse hemen kural veya yaptırımlarla bastırmaları gerektiği, +Malum zaten "ergen" oldukları için bunu anlamadıkları, + İtiraz etmelerinin sebebinin velilerin kararlı tutum sergilemeyi başaramadıklarından dolayı olduğu!.....
Ekleyeli mi daha?
ÜÇÜNCÜ HEDEF KİTLE= EĞİTİMCLER!
*/Onlara da velilerde olduğu gibi bunlar seminerlerle, eğitimlerle anlatılsın!
*/Velilerde kullanılan dili eğitimciye yönelik değiştirip, aynı konularda çocuklara zorla da olsa yaptırmaları konusunda ikna edilsinler!
*/Gerekirse bolca şikayet edip, topu veliye atıp ilgilenmeleri gerektiği söylensin!
*/Kilit cümlemiz her fırsatta veliye ve öğrenciye tekrar edilsin, tekrarı bırakmamanız gereken bu kilit cümle çok net:
"Aslında hiç zor değil, bütün arkadaşları yapıyor, sizinkininde kapasitesi var ama YAPMIYOR!"
*/Aman dikkat! Yapamıyor değil, yapmıyor denilsin!
*/Aksi takdirde çocuğa yapamadığını niye veriyorsunuz der belki veli!
*/Öğrencilerin ve hatta velilerin de; hafta içi, haftasonu, ara tatil vs tüm boşta kalabilecek zamanları ödevlerle hedeflerle doldurulsun!
*/Düşünmeye, sorgulamaya zamanları kalmasın!
*/Ailelere çocuklarının sınavlara daha "konsantre" hazırlanabilmesi için; kendi sosyal yaşantılarını, aile içi etkinliklerini, gezme veya misafir programlarınıda buna göre düzenlemesini, hatta gerekirse sosyal ilişkileri sıfırlamaları gerektiği konusu bolca anlatılıp "bilinç"lendirilsin!
*/Özellikle sınav grubu çocukların; resim, beden, müzik gibi sosyal aktivite dersleri kaldırılsın! Çünkü sosyalleşen çocuğun ufku açılır, bakarsınız sistemi sorgulamaya başlar sonra al başına iş!
*/Son olarak veliler; okullarda verilen ile sınav eşit olmayacağından, çocuklarını dışarıdan muhakkak desteklemeleri için dershane ve özel derse vs yönlendirilsin ki, bunların ödemesi için daha çok çalışmak zorunda kalsınlar ve bizi sorgulayacak boş vakitleri kalmasın!
*/Ve unutmayın; eğitimin başarılı olması üç ayağa bağlıdır!
"EĞİTİMCİ- VELİ- ÖĞRENCİ" Bu ayakları hep sağlam tutmak ve veli toplantılarında sürekli bu üçlüyü hatırlatmak sizin göreviniz!
Ancak bütün bu konular dikkatle ve hassasiyetle uygulanabilirse amacımıza ulaşabiliriz..
Program amacımız: ÇOCUKLARIN "SAĞLIKLI" GELİŞİMİ.
Elde etmek istediğimiz sonuçlar:
--SORGULAMAYI UNUTMUŞ,
--ROBOTLAŞMIŞ,
--DUYGUSU VE YETENEĞİ KALMAMIŞ,
--DERS ÇALIŞMAKTAN SOSYAL HAYATI BİTMİŞ,
--AİLE İLİŞKİSİ İSE İTİŞ KAKIŞLA ZEDELENMİŞ,
--DÜŞÜNMEYİ BIRAKMIŞ,
--İTİRAZSIZ İTAAT EDEN,
--HER KONUDA NÖTR BİR NESİL!!
Evet; sevgili ve sagıdeğer MEB..
Yeni geliştirdiğiniz ve kararlılıkla uygulayıp, oluşturmaya çalıştığınız sistemin içeriği bu olabilir mi? Nasıl çözmüş müyüz?
Halen düşünebiliyorken biraz kafa yoralım dedik olmuş mu?
Ah ki ne ah!!
Yazdıklarım ciddi ironi tabiki..
Ve nüktedanlıkla yazabildiğim kadarı..
Daha sayfalar dolusu yazılabilir..Eksikleri de siz tamamlayın..
Sonuca gelirsek; şu anki "Eğitim- Öğretim Sistemi" denilen ama, eğitimin tanımıyla dahi uzaktan yakından ilgisi olmayan ve yukarıda yazdığımız ironilerin şekillendirdiği bu sisteme yeni bir isim bulsak ne olurdu?
Yazı başından sonuna seslendiğimiz MEB yetkililerinden bir cevap gelmeyeceğinden emin olduğumuz için, gelin ismini de biz verelim..
Ben derim ki;
**DELİRTİM SİSTEMİ** olsun..
(Hemde yıldızlı:))
Çünkü az kaldı, her gün çocuklarımızla harala gürele itaate devam edelim, yeni sistemin bendeki adına, yani "delirtim sistemine" uymadıysak da yakındır, uyarız!
Ya sizin isim öneriniz nedir? Düşünün onları da yazalım:)
DİP NOT: Nüktedanlıkla konuyu tersten anlatmaya çalışırken kullandığım; psikolog, pedagog, eğitimci, öğretmen, öğrenci, veli sıfatları tamamen ironidir. Bu sıfatlarda tanıdığım bütün herkesi ve gerçek anlamda çocukların gelişimine önem vererek bu konuda mücadele verenleri tenzih ediyorum.
Teşbihte hata olmazmış..
Sürçilisan ettiysem affola...
Ayrıca, bu konuyu şu an ironi ile yazdım ama seri olarak devam ettirme düşüncesiyle, bu kez ciddi olarak öğretmen, veli, idareci, pedagog, psikolog kimlikleri ile röportajlar yaparak hepsinin düşüncesini eğmeden bükmeden bir dahaki yazımda paylaşacağım rahat olun..
Delirtilmediğimiz günlere niyetle inşallah...
VESSELAM...