Bugün dünya petrol ya da toprak için değil; veri, yapay zekâ ve çipler için yarışıyor. Geçmişin altını petroldü, bugünün altını çipler. Artık devletlerin gücü toprak büyüklüğüyle değil, nanometre küçüklüğündeki çip üretim kapasitesiyle ölçülüyor.
Amerika’nın Çin’e uyguladığı çip ambargosu, Tayvan'ın dünyada çip üretiminde tekelleşmesi ve Avrupa’nın geç kalmış yatırımları gösteriyor ki geleceğin savaşları çip hatları üzerinden çıkacak.
Savaş tanklarıyla değil, veri merkezleriyle, nükleer bombalarla değil, yapay zekâ algoritmalarıyla olacak.
Bugün bir telefon üreticisi bile, dünya devi bir devletin kaderini değiştirebilir hâle geldi. Çünkü bu küçük ama kudretli çipler olmadan; uçaklar uçmaz, arabalar çalışmaz, yapay zekâ öğrenemez.
Peki çip neden bu kadar kritik?
Çünkü çip, her şeyin kalbi. Askerî sistemlerden hastanelere, cep telefonlarından uydulara kadar her şey çipe bağlı. Bir ülkenin çip teknolojisine erişimi yoksa, o ülke bağımsız değildir. Çipin kontrolü; silahı, bilgiyi ve parayı kontrol etmek demektir. Bugün süper güçlerin yeni hedefi enerji değil, teknolojik egemenliktir.
ABD – Çin – Tayvan Üçgeni
ABD, Çin’in teknolojik yükselişini durdurmak için en kritik noktadan vuruyor: Çip ambargosu. Çin, bu ambargolarla kıskaca alınırken, Tayvan’da bulunan TSMC (Dünyanın en büyük çip üreticisi) adeta bir jeopolitik barut fıçısına dönüşüyor. Tayvan boğazındaki bir kıvılcım, sadece Asya’yı değil tüm dünyayı ateşe verebilir.
Türkiye Nerede Duruyor?
Peki biz? Türkiye, çip savaşlarında nerede duruyor?
Bugün savunma sanayimizde, KAAN, Bayraktar TB3, HAVA SOJ gibi ileri teknolojiler üretirken; bu sistemlerin kalbi olan çipleri hâlâ dışarıdan almak zorunda kalıyoruz. Bu, gelecekte bizi savunmasız bırakabilir. Çip üretiminde millîleşme, artık bir tercih değil, bir zorunluluk.
Türkiye’nin milli çip projesi “ÇAKIL” ve ASELSAN’ın mikroçip üretimi umut verici. Ama bu hız yetmez. Eğer 21. yüzyılın oyunu çiplerse, bizim sadece seyirci değil, sahada oyuncu olmamız gerekir. Aksi hâlde teknolojiyi ithal eder, bağımsızlığımızı ihraç ederiz.
Yeni Savaşlar Nanometrelerle Ölçülüyor
Gelecek, çip üretenin olacak. Savaşlar artık tanklarla değil, transistörlerle kazanılacak. Müttefiklikler üretim zinciriyle kurulacak, düşmanlıklar yazılım kodlarıyla doğacak. Yani, yeni savaş cepheleri artık sınır boylarında değil; laboratuvarlarda, Ar-Ge merkezlerinde, silikon vadilerinde olacak.
Ve şu soru her ülkenin zihninde çınlayacak:
Çip yoksa gelecek var mı?