Kasım 2023 itibariyle, dünya genelinde tek bir "Dünya Avukatlar Birliği" örgütü bulunmamaktadır. Bu eksiklik, küresel düzeydeki haksızlıkların, hukuksuzlukların, işgallerin, soykırımların ve zulümlerin karşısında etkili bir hukuki dayanışma mekanizmasının eksikliğini gözler önüne sermektedir.
Dünya genelinde birçok bölgede insan haklarına yönelik ihlaller, hukuksuzluklar ve adaletsizlikler gün geçtikçe artmaktadır. Bu durum, adalete duyulan ihtiyacı daha da acil hale getirmektedir. Küresel barış ve hukuk düzeni için atılması gereken adımların başında, uluslararası bir "Dünya Avukatlar Birliği"nin oluşturulması gelmektedir.
Suriye'den Yemen'e, Kerkük'e Gazze'ye, Myanmar'dan Doğu Türkistan'a, Nijer'den Etiyopya'ya kadar birçok ülkede yaşanan insan hakları ihlalleri ve savaş suçları, uluslararası hukuka olan güveni zedeliyor. Soykırımın yaşandığı bölgelerde, zulme uğrayan topluluklar için adalete erişim zorlaşıyor. Hukuksuz işgaller ve toprak anlaşmazlıkları, milyonlarca insanın yaşamını etkiliyor ve barışın tesisini engelliyor.
"Dünya Avukatlar Birliği" kurularak, bu küresel meselelere karşı etkili bir mücadele yürütülebilir. Bu birlik, uluslararası hukukun korunması, insan haklarının savunulması, zulme uğrayan toplulukların temsil edilmesi gibi konularda önemli bir rol üstlenebilir. Zulme uğrayan her bireyin adil bir şekilde temsil edilebilmesi, bu birliğin temel amaçları arasında yer almalıdır.
Buna ek olarak, hukuk sistemlerinin bağımsızlığına ve tarafsızlığına vurgu yaparak, ülkeler arasında adil bir hukuki sistem oluşturulmasına katkı sağlanabilir. Bu birlik, ülkeler arasında hukuki işbirliğini artırarak, suç işleyenleri uluslararası mahkemeler önüne çıkarma konusunda etkili bir rol oynayabilir.
Ancak, bu hedeflere ulaşabilmek için uluslararası düzeyde güçlü bir destek ve katılım gereklidir. Adaletin tesisi için dünya genelindeki avukatlar, hukukçular ve insan hakları savunucularının bir araya gelerek, ortak bir çözüm bulma çabasına girmesi kritik bir öneme sahiptir. Unutmamalıyız ki, sadece adil bir dünya, sürdürülebilir bir barış ve refahın temelini oluşturabilir. Bunun için Dış İlişkiler Bakanlığımızın ve devletimizin desteği ile birkaç Türk hukukçu ve avukat, bu önemli girişime öncülük edebilirler. Daha yaşanabilir bir dünya için harekete geçmek zaruridir. Ben böyle düşünüyorum...