Falcılık, astroloji, medyumluk vs konuları, gayb konusunda kesin hükmün yalnızca Rabbimizde olduğunu geçen hafta tüm detayları ile yazdık. 

Bu  hafta da bu konuların farklı versiyonlarından olan; olan, büyü, muska, cinler-periler, 
cinci-üfürükçü diye tabir edilen hocalar vs kavramları açıp, yine bu konuların hakikatlerini ve dinimize bakan yönünü ele alalım...


Kişinin hayatı içinde yolunda gitmeyen bir takım şeylerde, "yine manevî" eksiklik ile, o işlerin ters gidişinde bir sebep arama çabası ile, şeytanın da insanoğlunun zayıf ânını veya tarafını bulduğu an yaklaşması sonucu, eski zamanlardan beri cinlerin dahli konuşulur durur.. 

*"Üç harfliler musallat olmuş!"
*Cin çarpmış!"
*"Filanca  bana cinleri kullanıp büyü yapmış!"
*"Kısmetimi bağlamışlar!"
*Eşime büyü yapmışlar!"
*"Bir hoca var, adam evimdeki muskayı cinlerine buldurdu!"
*"Bu hocanın nefesi çok kuvvetli, bana bir muska yazdı bütün işimi çözdü!"
Vs, vs...
Bu ve benzer cümlerin hepsinde cinlerin doğa üstü güçlerinin varolduğu, gaybtan, kayıplardan, başımıza gelecek olaylardan haberleri olan, veya o "hoca" diye tabir edilen kişilere itaat etmiş varlıklarmış gibi bahsedilir.. 

Halbuki; İslam’a göre cinler; akıl, idrak, irade ve şuur sahibi varlıklardır. 
Bu sebeple  sadece Allah’a (CC) iman etmekle, O'nun emirlerine itaat ve ibadet etmekle mükellef oldukları da; gerek Kur’an-ı Kerim’de Cin Suresinde ve diğer ayetlerde, gerekse hadisi şeriflerde bildirilmektedir.
Yine ayetlerin bir çoğunda cinlerin gaybı bilmek, kader planına müdahale etmek gibi özelliklerinin olmadığı da açıkça bildirilmiştir. 

Cinler de bizler gibi bu dünyada imtihan edilerek; iman edip salih amel yaparsa cennete, inkar edip kafir olanları, iman ve tevbe etmeden ölenleri de cehenneme gidecekler ve ceza göreceklerdir. 

Kur’an-ı Kerim’de bir çok ayet "Cinler ve İnsanlar" ifadesi birlikte geçer!
Örneğin: Zâriyat süresi 56. Ayette tam  Rabbimiz net olarak ifade eder:

"Ve ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım!" 

Cinlerin varlığı ve varlık amacı ayetlerle sabit iken, maksadımız cinleri yok saymak değil elbette..
Bu sünnet ve ayet ile sabit iken yok demek direkt inkâr olur!
Onları görmüyor olmamız, yok oldukları anlamına da gelmiyor. 

İnsanoğlu yaratılışı gereği var olupta göremediği, korku, ağrı, akıl vs şeyler gibi, onları da göremez.. 

Evet varlar, ama bizim gibi kendi alemlerinde yaşayan varlıklardır. 

Şeytan gibi ateşten yaratılmış, tıpkı bizde olduğu gibi, içlerinde şeytanın kandırdığı ve kötülük yapanları da vardır.


Cinlerin farklı yaratılmış bir varlık türü olduğunu ancak, bizlerle aynı mükellefiyetleri taşıdıklarını unutmamalıyız.


"Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin çevresinden geçmeye gücünüz yeterse hadi hemen geçin! Fakat Allah'ın verdiği bir güç olmadan geçemezsiniz!"(Rahman,55/33)
Ve bu ayet ile de görmeliyiz ki, cinlerde tıpkı insanlar gibi.. 

Öyle gelipte evimizdeki muskayı bulup, ya da içimize girip vs işler yapamazlar!
Ayet sabit! 
Hatta aynı ayetin devamı "O halde Rabbinizin hangi nimetini yalanlayabilirsiniz!" diye devam eder..
O halde cinlerin o "üstün yetenekli hocalarına" itaat ile bize bir şey yapmaları, bir dertten kurtarmaları vs mümkün mü? 

Ya da gaybtan haber verip, olacakları bilmek gibi bir yetenekleri var mı sizce?


Bu tarafı ile ilgilide ayet verelim:
“Süleyman’ın ölüm fermanını çıkarmamızdan sonra, cinler ve çevresindekiler onun öldüğünü, ancak dayandığı asasını bir ağaç kurdunun yemesi sonucunda, kendisinin yere yıkılmasından sonra anlayabildiler. O, yere düşünce cinler kesin olarak anladılar ki şayet gaybı bilmiş olsalardı kendilerini zelil ve perişan eden angarya işlerde devam edip gitmezlerdi.” (Sebe, 34/14)
Bu ayet, Hz Süleyman'ın cin tâifesine hükmettiğini, onları gördüğünü hattâ çalıştırdığını gösteriyor...(Kıssayı araştırıp okumanızı tavsiye ederim.) 

Ve yine o dönemde de cinlerin gaybı bildiği vs gibi inanışların yoğunluğundan dolayı böyle bir mucizenin gerçekleştiğini bu ayetle Rabbmiz bildiriyor!
Verilen mesaj çok net..
(Özellikle hadis değil ayetleri yazdık ki; bu konuda sahihliği vs tartışma konusu olmasın) 

Ayrıca o "hoca"lar madem bu kadar iddalı bu konuda neden kendi başlarına geleceği bilemiyorlar? 

Meselâ bir süre önce, bir baskında cin çıkarma seansı yapar iken suçüstü yapılıp, gözaltına alınan bir "hoca" vardı hatırlarsınız..
O hocaya her türlü itaat eden cinleri neden haber vermedi acaba?
İşte yukarıda verdiğimiz ayette geçen  Hz Süleyman mucizesi, tam da bu düşünceki insanlar için vuku buldurulmuş Rabbimiz tarafından.. 

Bu konuda tersini düşünün düşünebilirseniz! 

Gelin yine cinler ile ilgili can alıcı,  kafamızı netleştirecek bir ayet daha verip bitirelim..
"Ve o inkâr edenler muhakkak diyecekler ki: 'Ey Rabbimiz, İNSANLAR ve CİNLERDEN bizi saptıranlardan ikisini de bize göster ki, onları ayaklarımızın altına alalım ve en aşağılıklardan olsunlar!" 

Bu ayette ne var?
Allah (CC) biz kullarının ve cinlerin diyeceklerini bildirilmiş evet..
Peki başka ne çıkarmalıyız bu ayetten?
Saptıranlar sadece cinler değil!
İnsanlar da saptırırmış!


Yani; ez cümle...
Bizi "insan" çarpmıyorsa(!) cin de çarpmaz rahat olun! 

Daha açık yazalım..
Gözümüzün gördüğü,  hattâ belki tanıdığımız; bizi bile isteye uçuruma götüren, veya ruhî dengemizi bozan, kötülükte, zulümde sınır tanımayan, bizi birbirimize düşüren, yalancı, riyâkâr, münafık, şeytanlaşmış "insan"lardan mı yoksa görmediğimiz varlıklar olan cinlerden mi bize zarar gelir? 

Başlıkta “CİNCİ HOCALARA İTHÂF” etmiştik ya konuyu..

Onlarda alan değiştirse, "insan çarpmışları" ele alsa daha çok para kazanırlar sanki ne dersiniz? 

Çünkü bu yaptıkları işin para kazanma dışında dîni bir dayanağı veya amacı yok! 

Son olarak; Efendimiz (SAV) tarafından yazdırıldığı iddia edilen  "Name-i Peygamber/Cin Mektubu" adlı yazıyı cinlerin musalltlığına karşı yazdırdığı, o kişini yastığının altında tutması, veya boynuna asması, bilmem kaç kere okunması vs şekilleri tavsiye ettiği hakkında internet ortamında dönen bir konu da var..(Efendimiz'in şahsına da büyü yapılmıştır evet, bu konuyu ve şifalanma yolunu da haftaya detaylı yazarız)

Ancak bu cin mektubu konusu tamamen düzmecedir, böyle bir mektup yoktur! Böyle bir tavsiye yoktur! Sakın alet olmayınız!


Zîra ayetler net! 

Okuyup anlayalım diye vahyedilmiş... 

E akıl da verilmiş!
Okuyalım, doğru anlayıp düşünelim inşallah...


                                              VESSELÂM...