CHP'nin Kurtuluş Yolu: Atatürk İlkeleri ve Altı Ok
Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) gerçek kurtuluşu, Mustafa Kemal Atatürk'e ve onun kurduğu partiye sırt dönmekle değil, tam aksine eşsiz önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün ilkelerine ve Kemalist devrimlerle kurulmuş olan bu Cumhuriyete sıkı sıkıya sarılmakla mümkündür.
CHP'nin Kemalizm'e ve Altı Ok Devrimleri ‘ne sıkı sıkıya sarılmak yerine sağdan, Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlarına kapılarını açması, partinin sonunu hazırlayan yanlış söylem ve siyasi eylemleridir.
Mevcut Kavganın Arka Planı ve Siyasi Yetersizlik
CHP içinde yaşanan bu kavga ve siyasi yetersizlik, AKP'nin 20 yılda yıktığı Cumhuriyeti ve Türk milletini karşı devrimden kurtarmak bir yana, Atatürk'ün savaş cephelerinde kurduğu CHP'yi kapatmaya yönelmiş, dünün ve bugünün seçilmişlerinin bir rant ve paylaşım kavgasıdır.
Peki, bu kavga neden 23 yıldır AKP ve MHP bu Cumhuriyeti yıkarken verilmedi? Cemaat ve tarikatlar Cumhuriyeti bir ahtapot gibi sararken neden ses çıkarılmadı? Sağda solda kirli çıkarlar için mücadele edilerek, kişisel menfaatler için kavga verildi.
Bugün "vatan millet" yalanlarıyla kavga edenlerin hepsi, son 25 yıldır CHP çatısı altında gerek yönetici, gerek milletvekili, gerek belediye başkanı olarak siyasete hiçbir şey üretememiş, siyaseten çürümüş kişiler değil midir? Bugün koltuk ve makam için CHP'yi yerden yere vuran kavgaları verirken, tamamı bu suçun ortakları değil mi? Kemal Kılıçdaroğlu ya da bir başkası ne fark eder? 25 yıldır aynı yolun yolcusu olan dünün CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve bugünün Genel Başkanı Özgür Özel, CHP Grup Başkan Vekili değil miydi? Bu sözde bulunmaz siyasetçiler dün de aynıydı, bugün de aynı; 23 yıldır AKP karşısında siyaset yapan kişiler değil miydi?
Bugün kim kimi aldatıyor Atatürk'ün kurarak Türk Milletine emanet ettiği CHP'de? AKP ve çürümüş, çağ dışı zihniyeti bu Cumhuriyete çökerken, CHP'deki bu "bulunmaz" gökten inmiş siyasetçiler de Atatürk'ün kurduğu CHP'ye çöktü.
Geçmişteki Hatalar ve Sorumluluklar
Kılıçdaroğlu, "iki seçim kaybedersem genel başkanlıktan ayrılırım" demişti; bugün hâlâ koltuğunu geri istiyor. Bu, Türk Milletini ve Cumhuriyeti AKP'den, çürümüş zihniyetten ve Türk milliyetçisi olduğunu iddia eden AKP işletmesi çürümüş MHP'den kurtarmak için miydi? Tabi ki hayır. Öyle olsaydı Kılıçdaroğlu 2010 yılında CHP Genel Başkanı seçilmişti, dört dönem Genel Başkan olarak Atatürk'ün koltuğunda oturdu. Neden bu Cumhuriyet yıkıldı, neden?
Peki, yıllardır hiçbir becerisi olmayanlar Kılıçdaroğlu ile birlikte her seçimde yan yana dururken, bugünkü sözde milletvekili ve belediye başkanı olan CHP yönetimi o dönem Kemal Kılıçdaroğlu'nun siyasi yanlışlarına itiraz etmedi de bugün ne değişti? Bugün CHP'de ön planda olan İmamoğlu, Özgür Özel veya diğerleri neden şimdi itiraz ediyor? Bu isimlerin %80'i, en az 3-4-5-6 veya 7 dönem milletvekili, belediye başkanı, il başkanı olarak Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte CHP'de siyaset yapıyorlardı. Kılıçdaroğlu, Atatürk ve Altı Ok ilkelerini askıya alırken, CHP'nin üst yönetiminden kimse neden itiraz etmedi, özellikle de bugün CHP Genel Başkanı olan Özgür Özel? Oysa o dönemler CHP'de ikinci adamdı, grup başkan vekiliydi ve dört dönem bu görevi yürüttü.
Çünkü edemezlerdi. Çünkü emperyalist güçlerin talimatı böyleydi: AKP, Atatürk'ün gece gündüz demeden şarapnel parçaları altında o cepheden o cepheye koşarak, bin bir mücadele vererek kurduğu bu Cumhuriyeti yıkacak; CHP yönetimi ve seçilmişleri de yıkılan Cumhuriyete bakacaktı.
Kılıçdaroğlu, Ekmeleddin İhsanoğlu'nu Cumhurbaşkanı adayı ilan ettiğinde, CHP'deki bu sözde siyasetçiler neden Kılıçdaroğlu'na karşı çıkmadı? Kılıçdaroğlu, CHP'yi Atatürk'e ve Cumhuriyete hakaret eden, laiklik karşıtı, Türk düşmanı kişilere açarken, Atatürkçü ve Kemalist yurtsever devrimcileri sakıncalı ilan ederken, bugün çıkarlar için kavga edenler neden o dönem Atatürkçü Kemalistler CHP'den ayak oyunlarıyla saf dışı bırakılırken itiraz etmedi? Bu ne yaman bir çelişkidir?
Başta Ekrem İmamoğlu ve dört dönem üst üste grup başkan vekili olan bugünün CHP Genel Başkanı Özgür Özel, itiraz etti mi? Hayır. Çünkü o gün işler öyle yürüyordu.
2017 referandumunda mühürsüz oylar kabul edilerek tek adam sistemine geçildiğinde, CHP'nin bu "bulunmaz" siyasetçileri itiraz etti mi? Hayır. Peki, bugün sözde yeni CHP yönetimi neye itiraz ediyor? Sırf koltukları gitmesin diye, sanki bu Cumhuriyete ve Türk milletine bir katkıları varmış gibi...
Erdoğan "Atı alan Üsküdar'ı geçti" dediğinde Kılıçdaroğlu bunu kabul etti. Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş ve Özgür Özel'den itiraz eden oldu mu? Kılıçdaroğlu "Partim geçmişte ağır yaralar açtı" diyerek Atatürk'ü suçlayıp Cumhurbaşkanı adayı olduğunda CHP'den ve üst yönetiminden itiraz eden oldu mu? Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş, tıpış tıpış Cumhurbaşkanı yardımcısı olmayı kabul ettiler.
Kılıçdaroğlu, "Cumhurbaşkanı olursam CHP genel başkanlığından ayrılacağım" dediğinde Özgür Özel gözyaşlarına boğulmuştu. Kılıçdaroğlu'nun tüm yanlışlarına ortak olanlar, Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanlığı seçimini kaybedince, Ekrem İmamoğlu ve arkadaşları gizli toplantılar yaparak onu tartışmalı bir kurultayla saf dışı bıraktılar.
Tüm bu yanlışları, sanki kendileri hiç yokmuş gibi bugün Kılıçdaroğlu'nun üzerine atarak kendilerini temize çıkardılar. CHP'deki kavga, partinin halkçı, devrimci ve tam bağımsız Türkiye mücadelesi kavgası değildir.
Çözüm ve Atatürkçülerin Sorumluluğu
Ülkemiz tarihinin en ağır ekonomik, siyasi ve milli güvenlik sorunlarını bu siyasetçilerin yanlışları sayesinde yaşıyor. Erdoğan 23 yıldır iktidarda ve Atatürk'ün cepheden cepheye koşarak bin bir mücadeleyle kurduğu bu Cumhuriyete AKP ve onu oluşturan çağ dışı, çürümüş zihniyet, 25 yıldır CHP'de siyaset yapan bu "bulunmaz" sözde seçilmişlerin gözlerinin içine baka baka çöktü.
Son 25 yıldır CHP'de öyle ya da böyle görev yapmış tüm seçilmişler tasfiye edilmeden ne bu Cumhuriyet ne de Türk milleti karşı devrim yönetiminden kurtulabilir.
Atatürkçü, Kemalist, yurtsever devrimciler olarak bizler, Atatürk'ün cephede kurduğu bu Cumhuriyete ve bu Cumhuriyeti oluşturan başı dik, onurlu Türk milletine dün cephede olduğu gibi bugün de bu Cumhuriyetin karşı devrimden kurtuluşu için sahip çıkarak, "sen, ben" demeden Mustafa Kemal'in askerlerini de yanımıza alarak bu tarihi sorumluluğu üstlenmekten ülkemiz ve Türk milleti adına gurur duyuyoruz.
Biz Atatürkçü, Kemalist, yurtsever yurttaşların derdi makam değil, Atamızın kurarak biz Türk Milletine emanet ettiği tam bağımsız Cumhuriyetimizin karanlığa sürüklenmeden kurtuluşunu sağlamaktır.
Peki yıllardır CHP'de makam, mevki, rant için siyaset yapan sözde Atatürkçü ve CHP'li geçinenler, sizin derdiniz nedir?
Kuşkusuz ki şu an CHP çatısı altında siyaset yapmıyorum.
Sizlerin yetersizliği nedeniyle Atatürk ilkeleri ve Altı Ok ilkeleri doğrultusunda Kemalist Atatürkçü bir siyasi parti kurmak zorunda bıraktığınız için bizleri, ülkemizi ve Türk milletinin kurtuluşu için bir arayışa yöneldik. Ancak biliyoruz ki sizler her ne kadar AKP karşısında yetersiz olsanız da CHP Türk milletine ait dünyanın en eski siyasi partisidir. CHP olmadan bu Cumhuriyetin kurtuluşu mümkün değildir. Bu bilinçle, 1999 yılında CHP Genel Başkan Aday Adayı olmuş bir Atatürkçü Kemalist yurtsever aydın olarak bu yazıyı kaleme alma ihtiyacı duydum. Ali Behram ŞAHBUDAK