Bugün, 9 Mayıs 2024 Perşembe

Taburcu kelimesinin çıkış hikayesini bilir misiniz?
Çanakkale Savaşı'nda yaralanan askerler sahra çadırında tedavisi bittiği zaman ana baba yurtlarına gidecekleri yerde; evlerine değil arkadaşlarını yalnız bırakmamak tekrardan savaşmak için taburlarına dönermiş. 
İşte bu yüzden sağlığına kavuşup hastaneden ayrılanlara “taburcu oldu” diyoruz!

Çanakkale sadece bir yer deĝil; Çanakkale Savaşı sadece bir savaş değildir!
Ölümü korkutan korkusuz yüreklerin dil terminolojisine duygusal anlam yüklü  yeni kelimenin türetildiği yer ve savaştır!

Savaşa ara verilmiş, silah arkadaşları Şehitler taşıyıp yaralılarla ilgilenirken!
Yerdeki yaralı bir yaralı asker, yaralılara  yardım eden askere “su” diye seslenir.
Silahtaşı elindeki su kabıyla sesin geldiği yere koşturur, tam geldiğinde, başka bir yerden aynı sesi duyar.
Yanına geldiği asker “Benim durumum iyi ilk önce arkadaşıma suyu ver” der. 
Tartışacak zaman değildir, elindeki suyla diğer askere koşturduğunda aynı ses başka bir askerden duyulur. İkinci yaralı askerde birinci yaralının söylediğini söyleyince,  elinde su kabıyla diğer yaralıya koşturur; ama, son gittiği yaralı o gidinceye kadar Şehitlik mertebesine ulaşmıştır.
Hiç vakit kaybetmez, ikinci yaralıya koşturur, o da Şehit olmuştur, hemen diğer yaralı askere koşturur. 
Ona da geç kalmıştır! 
Elinde su kabıyla yardım etmek isteyen asker, kalbindeki acıdan yansıyan bacaklarınının isyanına dayanamaz, su isteyen ilk yaralının yaralının yanına çöker kalır!
Üç Şehidin Şühedası gibi;
Önce su kabı, sonra su toprağa dökülür; sonra da gözyaşları!

Çanakkale, Çanakkale Savaşı sadece zafer, savaş değildir!
Toprak oluk oluk kana doymuştur ama;
Paylaşılmak istenen son bir yudum suyun ikram edile edile paylaşılması nasip olmayan yerdir!

İngiliz komutanın Çanakkale Savaşı anısı:

Gene Savaş meydanında ara verilmiş. Otlarla kocaman yarası kapatılmış askerimiz yaralı İngiliz askerine yardım ediyor; tercümanını çağırıp neden yardım ettiğini sormasını istemiş.
Cevap çok acı ve duygusaldır:
“Benim kimsem yok, bekleyenim de yok, askeriniz bana annesinin resmini gösterdi; bekleyeni var kurtulsun annesine kavuşmasını istiyorum”

Akşam olur, İngiliz komutanın aklına yaralı askerimiz gelir, yaverine “askerimize yardım eden Türk askerden haberin var mı?” diye sorar:
“Efendim, sizle konuştuktan kısa bir süre sonra öldü” cevabını alınca gözyaşlarına hakim olamaz.

Çanakale sadece bir yer adı değil, Çanakkale Savaşı sadece savaş, zafer değil;

İşgal komutanının bile insanlık duygularını depreştirip ağladığı yerdir!

Asker, koşa koşa komutanına yaklaşır; 
“Komutanım, tüfeğimin ettiğine basıyorum çalışmıyor, bozuldu, bana yeni tüfek verin” der.
Komutan önce silahın tetiğine bakar, tetikte sorun yoktur; sonra tetiği çeken parmağa bakınca sorunu anlar ve duygulu bir tonla:
“Tetikte birşey yok oğlum, tetiği çeken parmağın kopmuş”

Çanakkale, Çanakkale Savaşı sadece bir savaş değildir;
Çanakkale Savaşı vatan sevgisinin verdiĝi motivasyonun, kopan uzvun acısının önüne geçtiği yerdir!

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde hoca ders anlatmak sınıfa girer ama sınıf boştur; tahtaya gözü kayar;
Tahtada koskocaman bir yazı: “Hocam, biz savaşa Çanakkale'ye gidiyoruz, hakkını helal et!
Ne mi olur?
Savaşa giden çocukların olduğu dönem İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi mezun veremez!

Çanakkale Savaşı sadece savaş, zafer değildir!

Şimdilerde bize ters gelse de;
Vatan sevgisinin; ikbali, gençliği, doktorun az olduğu dönemde ileride kazanılacak çok parayı ezim ezim ezdiği yerdir!

Mermisi bittiĝi için geri çekilirken, Mustafa Kemal'in “ Merminiz bittiyse süngünüz var, süngünüzü takın; savaşmayı değil ölmeyi emrediyorum” emrini yerini getirerek hiçbirisinin sağ kalmadığı 57. Alayı bilirsiniz!

Çanakkale Savaşı, Çanakkale aynı zamanda;
İlk ve en temel içgüdü olan yaşama içgüdüsünün; komutanın bir emriyle ölümle öldürüldüğü yerdir.

Görevli askerlerimiz su almak için yakındaki bunara giderler; yaklaştıklarında birde ne görsünler, aynı görevle düşman askerleri çeşmenin başındalar.
Ateş edip öldürebilecekleri konumda olsalar da, saklanıp onların sularını doldurup gitmelerini beklerler.

Çanakkale Savaşı, düşman askerlerini bunar başında gafil avlayıp oracıkta tepelemek yerine;
Kendi vatanlarında, vatanlarına göz diken onları öldürmeye gelen düşman askerleriyle Vatan suyunun paylaşılarak  insanı duygunun düşmanlık duygusunu bir kenara bırakıp sel suyu enginliğinde boğduğu yerdir.

Ve Çanakkale;
Ahmetlerin, Mehmetlerin, topraktan elleri çatlamış mis kokulu anaların elleriyle huşu içinde evlatlarının saçlarına kına yakıp, Vatana kurban gönderildiği yerdir.

Yıllar sonra Savaşın komutanı ve kısa bir süre sonra da Türkiye Cumhuriyeti'nin liderinin askerlerini öldürmek için Dünya'nın öbür ucundan gelen düşman askerlerinin annelerine yazdığı mektupta;

Bu memleketin topraklarında kanlarını döken kahramanlar!
Burada, dost bir vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükun içinde uyuyunuz. Sizler, Mehmetçiklerle
yan yana koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı
dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve rahat uyuyacaklardır. Onlar bu
topraklarda canlarını verdikten sonra, artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.”

Çanakkale, Çanakkale Savaşı;
Yurdumuzu işgal etmeye gelen ve ölüp ülkemizde yatan Düşman askerlerinin evlat olarak kabullenilecek kadar, Türk’ün yüce kalpli bakış açısıyla evrensel insan destanı yazılan ders üstüne derslere konu olacak yerdir.

Çanakkale, makalelere sığmasa da; bütün Şehitlerimizin Aziz Ruhları önünde saygı ile eğilirken, onları küçük bir ukte anlatmış olmak umuduyla yazımı Vatan Şairinin onlar için yazmış olduğu şiiriyle bitireyim:

Vurulmuş tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid’i…
Bedr’in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
“Gömelim gel seni tarihe” desem, sığmazsın.

Sağlık, huzur, saygıyla kalın!


ÇANAKKALE SADECE YER; ÇANAKKALE ZAFERİ SADECE ZAFER DEĞİLDİR!

Hasan Barın

18.03.2024 22:42:00

Magazinsel şov artı basın eşittir domates…

Gelin hep beraber Erzurum'u "Uzak Şehir” olmaktan çıkaralım

Önce insan olmak, insan olmayı bilmek!

Gündeme Dair Meseleler

ERZURUM SPOR FK EYÜP SPOR İLE İSTANBUL'DA KARŞILAŞACAK

ERZURUM BEYAZŞEHİR SPOR KULÜBÜNDEN FUTBOL İL TEMSİLCİSİ FERİT KARAKOCA ' YA ZİYARET

SERKANDAŞ SİGORTA U-15 YAŞ GRUBU PLAY-OFF YARI FİNAL MÜSABAKALARI BAŞLIYOR

Valimiz Sayın Mustafa Çiftçi’nin “Vakıf Haftası” Mesajı

Palandöken’in çok özel ziyaretçileri vardı

Biz çoktan başladık…

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 35 31 1 3 64 96
2.Fenerbahçe 35 28 1 6 58 90
3.Trabzonspor 35 18 13 4 13 58
4.İstanbul Başakşehir 35 16 12 7 10 55
5.Beşiktaş 35 16 13 6 6 54
6.Alanyaspor 35 12 10 13 3 49
7.Kasımpaşa 35 14 14 7 -6 49
8.Rizespor 35 14 14 7 -7 49
9.Sivasspor 35 12 11 12 -9 48
10.Antalyaspor 35 11 12 12 -4 45
11.Adana Demirspor 35 10 11 14 3 44
12.Samsunspor 35 11 15 9 -5 42
13.Kayserispor 35 11 13 11 -9 41
14.Ankaragücü 35 8 12 15 -3 39
15.Fatih Karagümrük 35 9 16 10 -2 37
16.Konyaspor 35 8 14 13 -14 37
17.Gazişehir Gaziantep 35 9 18 8 -15 35
18.Hatayspor 35 7 15 13 -10 34
19.Pendikspor 35 8 18 9 -31 33
20.İstanbulspor 35 4 24 7 -42 16

YAZARLAR