"Düşüncenin mecrası"

Tarih: 24.04.2024 16:26

BUGÜN 23 NİSAN

Facebook Twitter Linked-in

BUGÜN 23 NİSAN

 

Bugün 23 Nisan, neşe doluyor insan. Sahi gerçekten neşeli olabiliyor muyuz? 

Haydi biz yine de kutlayalım; Çocuk Bayramını kutlayalım: Gazze’de öldürülen, Afrika’da açlıktan bir deri, bir kemik kalan çocukların bayramını kutlayalım; bakımsızlıktan sakat kalan çocukların bayramını kutlayalım, Siyonist İsrail’in okulsuz, öğretmensiz, yolsuz ve ışıksız bıraktığı çocukların bayramını kutlayalım; tamirhanelerde, elleri yüzleri kir pas içinde çalışan parmak kadar çocukların bayramını kutlayalım; Doğu Türkistan’da Çin zalim oligarşisinin öksüz ve yetim bıraktığı çocukların bayramını kutlayalım. Misyonerlik faaliyetleri kapsamında kaçırılan çocukların bayramını kutlayalım.  Pazar yerlerinde hamallık yapan, çocuk bahçelerinin önünde simit satan yedi yaşındaki çocukların bayramını kutlayalım; «Egemenlik ve Çocuk Bayramını» kutlayalım. Çocukların, özgür ve egemen olacak çocuklarımızın bayramlarını kutlayalım”

Uğur Mumcu’nun 45 yıl önce yazdıklarını okuyunca, ne kadar haklı olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum. Nitekim  o da benzer serzenişte bulunmuştu. Aklın yolu birdir; dini, inancı ve fikri ne olursa olsun, insan istedikten sonra doğrunun adresine çok kolay bir şekilde ulaşabiliyor.

Devam edelim..Biz hayatı sıradanlaştırdık. Bazen kutladığımız şeylerin içeriğini idrak etmekten yoksun kalabiliyoruz. Çocuk bayramı ne ifade ediyor? Çocuk bayramının en önemli amacı sağlık, sosyal, eğitsel, kültürel, sportif sorunlarına eğilmek, o sorunları çözmek ödevini yüklemek değil mi bizlere? Bizim çocuklarımız bayram kutlarken, Ortadoğu coğrafyasında savaş ve çatışmaların çocukların dünyasını ne hale getirdiğini hiç düşündük mü?  Öldürülme, işkence ve kötü muameleye maruz kalma, ebeveynlerini ve yakınlarının yaralanması ve ölümü, şiddet (fiziksel, psikolojik, cinsel) mağduru veya faili olma, çocuk asker olarak savaş ve çatışmalarda kullanılma, zorunlu göçe tabi olma, göç edilen yerlerde bu ötekileştirilme, dışlanma, aşırı politik ve milliyetçi eğilimler edinme, hastalık, yoksulluk ve yetersiz beslenmeye maruz kalan çocukların haklarını kim iade edecek? 

7 Ekim 2023'te başlayan Gazze- Filistin savaşı durmaksızın devam ediyor. Dünya liderlerinin çapsızlığı ve Müslümanların vurdumduymazlığı yüzünden şu ana kadar Gazze'de 30 binden fazla kişi hayatını kaybetti.  İsrail Filistin topraklarını neden işgal etti? İsrail, Gazzeli Müslümanlardan ve özellikle çocuklardan ne istiyor? Biliyoruz ki Savaş Hukukunda çocuklara, kadınlara, yaşlılara mabetlere ve ağaçlara dokunulmaz! İsrail için hukukun, demokrasinin insan haklarının ve insanlığın hiçbir önemi yok. İsrail şu anda hem hukuk anlamında, hem uluslararası kamuoyu alanında hem işgalci bir zorbadir, hem de soykırım yapan katil bir devlettir!

 GAZZE'NİN DÜNYAYA AÇILAN TEK KAPISI MISIR REFAH KAPISIDIR 

Şu anda mazlum Gazze halkı ateşkes diye dünyaya yalvarıyor. İsrail terör devleti Refah kapısına doğru bir kara harekatı başlatması durumunda, eğer Mısır hükümeti Refah Kapısını tam olarak açmaz ve içeriye sivil toplum örgütlerinin yardım malzemelerini almaz ise Gazze halkını çok büyük bir felaket bekliyor. Biliyoruz ki şu anda Refah Kapısı ne tam olarak kapalı ne de tam açıktır. Uluslararası kamuoyunun ve özellikle İslam dünyasının tepkilerini almamak adına kapıyı kısmen açık tutan Mısır, yardım malzemelerinin girişine kısıtlı olarak müsaade etmektedir. İsrail terör devletinin bölgedeki tek Arap destekçisi Mısırdir . Gazze'deki vahşete, Birleşmiş Milletler başta olmak üzere tüm Avrupa ülkeleri, Arap ve Müslüman ülkeler karşı çıkmalarına rağmen sırf İsrail istiyor diye bu işgal ve katliam devam ediyor. Hiçbir arabulucu girişim fayda sağlamıyor. Bu savaş hukuk ve insanlık dışı bir soykırımdır.

Filistin, Gazze ve Mescid-i Aksa hakkında çok şey söylenip yazılabilir. Nitekim konunun ve bölgenin uzmanları bu hususları sürekli gündemde tutarak İslam dünyasını ve uluslararası kamuoyunu harekete geçirmeye çalışıyorlar. 

Beni asıl üzen ve ilgi alanım olan husus ise, Gazze'de  katledilen çocuklar ve kadınlar. Maalesef 2023 yılını da çocuklar için yaşanabilir bir dünya kuramadan bitirdik. Yine dünyanın birçok yerinde çocukların bedenleri birçok istismarlara vesile kılındı  Yine şiddetle taciz olaylarıyla koskoca bir yılı daha devirdik. Savaşın, şiddetin ve katliamın olmadığı bir dünyayı özlüyoruz. Hiç düşündünüz mü; İsrail'in Gazze'de uyguladığı abluka, savaş ve soykırım neticesinde, acaba kaç çocuk hayatını kaybetti? Bugün 23 Nisan, neşe doluyor insan…

            Kaç çocuk yetim ve öksüz kaldı? 

Gazze sokaklarında ateş ve barut kokuları arasında kalan, soykırıma şahitlik eden bir çocuğun halet-i ruhiyesini merak ediyorum. Filistinli çocukların hayatlarının her karesinde savaş var. Şiddet ve savaş konusunu işleyen filmlerde dahi çocukların izlememesi öngörülür. Gazze'de izlenen bir film değil, bizzat savaşın ta kendisidir.

Ey kahpe dünya, !

Ey çocukların katledilmesine sessiz kalan müslümanlar !

Gazze'deki çocukların çığlıkları, sizi hiç mi rahatsız etmez?

Gazze'deki çocukların temel hak ihlalleri kimsenin umurunda değil. İslam dünyasının başındaki basiretsiz, kifayetsiz idareciler yüzünden Filistin'de çocukların eğitim alma, yeterli barınma ve sağlık hizmetlerine erişim gibi temel insani hakları ellerinden alınıyor. Ve biz buna sessiz kalıyoruz. Gazze şeridinde şu anda gökten, karadan ve denizden gelen saldırılar, en başta çocukların dünyasını katlediyor. Filistinli annelerin ve çocuklarının özgürlük ve yaşam hakkını savunmayan liderler, bu soykırımda en az İsrail kadar sorumludurlar. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'ne taraf olan tüm ülkeler, şu anda Gazze'deki katliama dur demek zorundadırlar.Filistinli çocukları katleden, onların temel yaşam haklarını ellerinden alan siyonist rejim, bir savaş suçlusu ilan edilmelidir! Çocukların zihin dünyasında tamir edilemeyecek yaralar açan Siyonist rejimi kınıyorum, lanetliyorum. Bu zulme sessiz kalan Müslümanları da kınıyorum.

Gazze'nin 2,3 milyonluk nüfusunun nerdeyse yarısı çocuklardan oluşuyor. İsrail'in, abluka altındaki Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarında hayatını kaybeden çocuk sayısı dünyada son 3 yılda öldürülen çocuk sayısının üzerinde. Bir şekilde hayatta kalan çocuklar ise büyük bir travmayla karşı karşıyalar. Şiddete maruz kalan çocuklar, önce büyük bir travma yaşıyorlar, ardından da korku reaksiyonlarıyla  stres bozukluğu başlıyor.

Tabii olanlar sadece bunlardan ibaret değil. Ayrıca fiziksel olarak yaralanma, kaçırılma, uzuv kaybı gibi durumlarla da muhatap olan Gazzeli çocuklar, kelimelerin anlatmaya kifayet edemeyeceği bir dramla karşı karşıyalar. II. Dünya savaşı sonrasında çocuklar ruhsal hastalıklara yakalanmıştı. Yerlerinden ve yurtlarından olma ve yakınlarını kaybetme neticesinde, o nesil ruhsal hastalıkların muhatabı oldular. 

Eğer Gazze'de bir ateşkes sağlanmaz ise, savaş sonrasında hayatta kalan çocukları büyük bir travma ve beraberinde ruhsal hastalıklar beklemektedir. Dolayısıyla tüm dünya Müslümanlarının ve uluslararası kamuoyunun Gazze' deki savaşı bir an önce durdurup barışın sağlanması gerekmektedir. Çocukların güvenli bir hayata ve uygun koşullarda yaşayacakları ortamlara ihtiyaçları var. Bunu sağlayamaz isek, Gazzeli çocukların ölümüne seyirci kalacağız demektir.

Bugün 23 Nisan, neşeli olamıyor insan…

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —