Bugün, 8 Ekim 2024 Salı

Bismillahirrahmanirrahim 

Kıymetli kardeşlerim; uzun bir ara verdikten sonra yine köşe yazılarımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz. 

Bütün dünyanın sahip olması gereken tek eksik olan sevgiyi İslami çerçeve içerisinde el alacağız. Bir lafa Cenabı Allah u Teâlâ peygamber efendimize hitaben kur'an-ı Kerim'de Ey Habibim "Sen olmasaydın eflakı yaratmazdım diyor" Yani direkt olarak bütün âlemin yaratılma sebebi Allah u Teâlâ’nın Peygamber Efendimize duymuş olduğu aşk sevgi ve muhabbet içeriyor. 

Fakat günümüzde İnsanların birbirine olan tahammülü bile kalmamış. 

Evladın anneye-babaya, kardeşlerin- kardeşe, komşunun-komşuya, iş yerindeki insanların birbirlerine tahammülü kalmamış. Yunus Emre bu sevgiyi ele alırken güzel bir sözle bunu süslemiş "Yaratılanı severim Yaratandan ötürü.  

Kıymetli okurlarım, kıymetli kardeşlerim insan ilk önce kendisini yaratan Allah u Teâlâ’yı sevecek. İnsan sevdiğini üzmemek kırmamak için elinden geleni yapar. Başta bizim Allah u Teâlâ’ya duymuş olduğumuz sevgi ve muhabbet sahtekâr.  Allah u Teâlâ günde beş kere gelin buluşalım diyor, namazdan kaçıyoruz. İçki içmeyin, zinaya yaklaşmayın emirleri olmasına rağmen sanki Allah u Teâlâ hiç yokmuş gibi bu günahlara dalmış yürüyoruz. Bu da başka kalbi karartmakla kalmıyor insanın Allah u Teâlâ’ya olan uzaklık mesafesini arttırıyor. 

Oysa Cenabı Allah u Teâlâ siz bana bir adım gelirseniz, ben size bin adım gelirim diye kendisi bizzat söylüyor. Yani insan ilk önce kendisine dürüst olup Mevlasını sevecek ve mevlasına olan görevlerini yerine getirdikten sonra insanlara olan merhameti sevgisi artmış olacak. Rabbine karşı nankör olan bir insan zaten insanlara karşı diğer bütün canlara karşı nankörlük içerisinde olur.

 Bunu bir yaşanmış olayla taçlandıralım. 

Velilerden biri bir gün umreye gider. Yanında talebeleri vardır Umre vazifesi yaptığı zaman Uhud Dağı'na giderler. O Veli dönüp talebelerine kısa bir soru sorayım der" burada Uhud Savaşı'nda bulunan kırk okçunun ismini kimler biliyor?” 

Talebeler birbirlerine bakarlar, sanki bir eksiklik varmış gibi hiçbir kaynakta görmedikleri bu isimleri, o Veli olan zata “biz bu isimleri hiçbir kaynakta görmedik okumadık bilmiyoruz” derler. Bu soruya muhatap olan talebeler sanki böyle bir bilgi varmış da onlar bilmiyormuş gibi hareket ederler. Veli zatın cevabı çok manidardır. " Evet kıymetli kardeşlerim, ben de sizin gibi bu Uhud Dağı'ndaki o gün bulunan kırk okçu sahabeyi tanımıyorum der. " yani kıymetli kardeşlerim Ashap birbirlerinin arasında yapmış oldukları hatayı bile örtecek kadar büyük şuur ve idrak sahibiydiler. Eminim ki bu hatayı günümüzde insanlar yapmış olsa o insanı adeta tefe koyup çalarlar. Yani günümüzde İnsanlar birbirinin hatasını kusurunu ayıbını araştırıp bulmak için adeta yarışıyor. Oysa Cenabı Allah u Teâlâ şöyle" Siz,  eğer başkasının ayıplarını araştırır ve meşgul olursanız; ben de mahşerde sizin ayıplarınızı ortaya koyarım " derken, Cenabı Allah u Teâlâ bizzat “Settar” sıfatıyla başkasının yanında işleyip de yerin dibine gireceğimiz günahları Cenabı Allah'ın huzurunda işlememize rağmen Settar sıfatıyla örtüyor ve Hiç kimseye bunu deşifre etmiyor. Yine Musa Aleyhisselam zamanında yaşanan bir kıtlıkta Musa aleyhisselam dua ediyor ama bir türlü yağmur yağmıyor.

Peygamber duası kabul olması lazım Nuh Aleyhisselam kendisinde bir sıkıntı olduğunu düşünerek Cenab-ı Allah'a münacat ta bulunuyor. Allah u Teâlâ aranızda günahkâr bir kul var, ondan dolayı yağmur yağdırmıyorum, diyor. Bunun üzerine Musa Aleyhisselam oradakilere dönerek aramızdaki günahkâr her kim ise derhal tövbe etsin, o günahkârın yüzünden yağmur yağmadığının bilgisini aldığını söylüyor. 

O günahlar ise o zaman öyle korkuyor, öyle korkuyor ki; “Ya Rabbi diyor beni burada eğer deşifre etmezsen ben de söz veriyorum bir daha günah işlemeyeceğim” diyerek tövbe ediyor. 

Musa Aleyhisselam Allah u Teâlâ’ya o günahkâr kulun kim olduğunu bana göster Onu buradan uzaklaştırayım dediği zaman Allah u Teâlâ "Ey Musa,  Bu zamana kadar onun bana içerdiği günahları hiç kimseye şifre etmedim, yalnızken işlediği günahlara tövbe eden zatı şimdi bu kadar insanın içerisinde açık edeyim mi diyorsun?  Bu bana yakışmaz diyor.  

Bakınız bu örnekleri anlattım ki insan hakkıyla Allah u Teâlâ tövbe eder, bir daha yapmamak üzere o günahları terk ederse Cenabı Allah affedeceğini bildiriyor.

 Yani tövbe bize ne kazandırır? Tövbe ilk önce bizim kul olduğumuzun farkına varıp aciz günahkâr, her şeyiyle Allah u Teâlâ’ya muhtaç olan bir kul olduğumuzun farkına varır ve Allah'ın da bizim Rabbimiz olarak ona sığınmamızın delili olmuş olur. 

Yani insan tövbe ettiği zaman kulluk görevini yerine getirmiş olur. Çünkü Rabbinin rabbevvab sahibi olduğunu bilir, kendisinin de aciz ve günahkâr olduğunu farkına varır ve Rabbine sığındığı için günahları af olmuş olur. Olur ki insan Cenab-ı Allah'ı sığındığı için Allah u Teâlâ onu Salihler zümresine de çıkarabilir. Kısacası kıymetli kardeşlerim, İnsan ilk önce Rabbini sevecek, nasıl bir Rabbe kulluk ettiğini, secde ettiğinin farkına varacak günahlarından tövbe edip beri duracak, bu durum onun kalbine sevgi tohumlarını ektirecek ve bu sevgi tohumları aynı Bâyezîd-i BistâmÎ Hazretlerinin Yahudi komşusundan çektiği sıkıntıları görmezlikten geldiği gibi olacak. Asıl ki o Yahudi Bâyezîd-i Bistâmî hazretlerinin kapısının önünden devamlı pis sularını ve lağım sudan dökmesine rağmen hiç ses çıkarmadığını görünce, ey Ey Bestami sana her gün bu kadar zulüm etmeme rağmen sesini çıkarmıyorsun sebebi nedir diye sorduğunda, Bâyezîd-i BistâmÎ hazretleri biliyorum ki bu yaptıkların Allah ü Teâlâ’nın bana vermiş olduk imtihandır. Ben de sabrediyorum cümlesi üzerine o yahudinin de Müslüman olmasına sebep olacak kadar büyük bir nimettir sabır şükür ve tövbe. 

İşte kıymetli kardeşlerim, aramızdaki bu kadar husumetin birbirimize olan tahammülsüzlüğün birbirimize olan sevgi azlığının sebebi ilk önce Cenabı Allah u Teâlâ olan bizim sevgimizin gösteremediğimiz gibi ona olan hadsizliğimizden kaynaklanıyor. İnsan Rabbine layıkıyla kulluk edip döner, secde eder,  tövbe eder ise ve gelen her şeyi Allah u Teâlâ’dan bilip o şekilde bağırma basıp onları sabır nimetiyle üstlenmiş olacak. 

Bazen şöyle düşünüyorum; bir insan, bir kameranın olduğu bir yerde kameranın onu çektiğini bile bile hiçbir günah işlemeyip, o kameranın kontrolünde böyle nasıl intizamlı yaşıyorsa onu 24 saat gecesi ile gündüzüyle her anıyla gizlisiyle, gizlinin en gizlisiyle bilen Cenab-ı Allah'ın huzuruna nasıl günah işleyebilir. Ya biz Allah u Teâlâ’yı hafife alıyoruz, ya da Allah u Teâlâ’nın varlığını kabul edip, sen orada dur hiçbir şeyimize karışma; biz bildiğimizi yapalım diyoruz.  Bu iki şıktan başka bir şey aklıma gelmiyor. 

Şu sonsuz kâinatın her zerresinin bir düzen içerisinde yürüten Allah u Teâlâ’nın kudreti karşısında insanın bu kadar hadsiz davranması akıl kârı değil kıymetli kardeşlerim. 

Evet; insan bu kadar sınırsız kâinatı, sınırsız evreni bir düzen içerisinde yürüten Cenab-ı Allah'a karşı ne kadar şuursuz hareket ettiğini farkına varıp, kulluk nimetine dönüp tövbe edip Yunus mertebesine ulaştığında, yaratılanı severim Yaradan'dan ötürü sırrına ulaşmış olacak. 

Mevlana'nın ne olursan ol yine gel, sözüne mazhar olan İnsanları olduğu gibi kabul edip, onlara kendi bulunduğu konumun derecesine göre hizmet etmeye başlayacak. Diğer canlıların hakkını koruyup gözetip kollayıp ve diğer bütün duadaki canlılara da merhamette yakınlaşmış olacak. Sözümüzü toparlayalım kıymetli kardeşlerim, sözümüzün özeti şudur ki insan Rabbine olan sadakatli sevgisini zihniyatıyla gösterdikten sonra kalbindeki merhamet pınarı fışkıracak ve diğer insanlara ve bütün canlılara olan merhamet duygusu yeşerecek, o yaşanan tohumlardan kendisine sakin esirlere Allah u Teâlâ’yı anlatacak. 

Allah u Teâlâ’nın güzelliğini, merhametini, azametini, kudretini anlatacak ve kendisine sakinesi'nde diğer insanlara her şeyi yaratan Allah'tır, Allah güzelse yarattığı da güzeldir diyerek, belki bir tohumunu bütün dünyaya saçmış olacak. 

Efendim sabırla buraya kadar okuduğunuz için size özel teşekkür ediyorum görüşmek üzere.

 


Muhammed hoca
21.07.2024 12:28:15
Hayırlı olsun inşallah güzel seçim

Bismillahirrahmanirrahim

.

Fırat Aksoy ile İslami ve İlmihali...

21.07.2024 11:36:00

ATATÜRK ÜNİVERSİTESİNDEN İSTİHDAM GARANTİLİ İŞ BİRLİĞİ PROTOKOLÜ

Turizm işletmeciliği bölümüne akreditasyon belgesi verildi

Erzurum Enerji Kentleri Birliği’ne ev sahipliğini yaptı

77 yıllık zulüm…

Belesi daha hoş…

ERZURUM BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ U-18 YAŞ GRUBU 4' ÜNCÜ HAFTA MÜSABAKALARI TAMAMLANDI..

ERZURUM SPOR FK U-16,U-15 ve U-14 GELİŞİM LİGİ TAKIMLARININ İLK HAFTA MÜSABAKALARI TAMAMLANDI..

TORTUM SPOR KALDIĞI YERDEN DEVAM EDİYOR

SOYKIRIMA LANET, DİRENİŞE BİN SELAM…

Kendi küllerinden doğan efsane Erzurum Spor 4

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 8 7 0 1 16 22
2.Samsunspor 8 6 2 0 7 18
3.Beşiktaş 7 5 0 2 10 17
4.Fenerbahçe 7 5 1 1 11 16
5.İstanbul Başakşehir 7 4 1 2 5 14
6.Göztepe 7 3 1 3 5 12
7.Eyüpspor 8 3 2 3 3 12
8.Konyaspor 8 3 3 2 -1 11
9.Bodrum FK 8 3 4 1 -2 10
10.Trabzonspor 7 1 0 6 1 9
11.Alanyaspor 8 2 3 3 -3 9
12.Kasımpaşa 8 1 2 5 -2 8
13.Sivasspor 8 2 4 2 -3 8
14.Antalyaspor 8 2 4 2 -6 8
15.Rizespor 8 2 5 1 -11 7
16.Gazişehir Gaziantep 7 1 4 2 -4 5
17.Kayserispor 7 0 3 4 -7 4
18.Hatayspor 7 0 4 3 -6 3
19.Adana Demirspor 8 0 7 1 -13 1

YAZARLAR