Şu günlerde konuşulan konu;
Ermenistan Azerbaycan Barış Antlaşması
Haksız çıkmak dileğiyle sondan söyleyeceğimi ta baştan söyleyeyim:
Kısa zamanda böyle bir barış anlaşmasını mümkün görmüyorum.
Neden mi?
Kısaca anlatayım;
Karabağ'ın, Azerbaycan'a ait olduğunu belirten bilmem kaç tane uluslararası bildiri var.
Barış anlamaması da uluslararası bir anlaşmadır. Peki o uluslararası anlaşmalara uymayan Ermeniler buna uyar mı?
Bana pek mümkün gelmiyor!
Bu birinci şüphem!
Paşinyan dahil, Ermeni başkanlarının hepsi halkın iktidarıyla başkan olmazlar veya koltuklarını halk sayesinde devam ettirmezler.
Onları oraya getirenler de, devam ettirenler de; sıcak şöminenin başında şampanyalarını yudumlayıp, lüks arabalarda, diskolarda şımarık zibidi çocuklarını büyüten, insanı felsefesi Türk düşmanlığı üzerine kurulu, parayla Ermeni başkanlarını yemleyen, dışarıdaki özellikle de Fransa'daki Ermeni Diasporası'dır.
Sadece Ermeni Diasporası'mı?
Karabağ Sorunu, özellikle bütün Türkleri birbirine bağlayacak olan Zengezur Koridoru'ndan dolayı Ermenistan ve Azerbaycan sorunu olmaktan öte artık evrensel bir soruna evrildi.
Türk'ün birleşmesinden korkan emperyalist güçler, özellikle Karabağ, onla alakalai Zengezur Koridoru sorununu kökten çözeceği anlaşmayı Ermenistan'ın yapmasına izin verir mi?
Rusya mı?
Sorunu, onlarca yıldır kendi menfaatine sömüren, son otuz yıldaki çatışmalarda Ermenistan'dan yana tavır alan; iki ilkeye silah satan; Ermenistan Ordusu, Azerbaycan Ordusu tarafından kuşatılıp imha edilecek kadar kötü duruma düşünce Azerbaycan'a ateşkesi dayatan; ikisi savaşınca patron benim ayağına iki ülkeyi de çağırıp ödünler koparmaya çalışan Rusya'nın bu barışı istemeyeceğini uzun uzadıya anlatmaya değmez bence!
Hele hele, Rus Dışişleri Bakanı’nın daha birkaç gün önce;
“Karabağ'dan vazgeçmedik ” açıklaması tazptazeyken!
“Kim, kimin, kimin neyinden, niçin vazgeçemiyormuş?” sorularının cevabını cevaplarınızdaki derin anlamları size bırakıyorum!
İran’mı barış isteyecek?
Bilmem kaç defa Zengezur Koridoru'nun dibinde Azerbaycan'a gozdagi vermek için tatbikat yapan, 44 Günlük Savaş’ta dini mezhebi aynı olduĝu halde; Ermenistan’a tır tır silah gönderen Azerbaycan’a tam saldıracakken Türkiye’nin tehdidiyle korkup ayağını denk alan İran mı!
Yapılan anlaşmayla Zengezur Koridoru Azerbaycan hakimiyetine geçecek.
“Zengezur Koridoru kırmızı çizgim”; siz koridor koridor istemiyorsunuz, siz İran'dan toprak istiyorsunuz” diyen; Zengezur Koridoru'nun açılmasını kendisine saldırı olarak kabul eden,
İran’ın bu çizgide kaç defa açıklama yaptığını nereye koyacağız!
ABD mi?
Ermenistan'la tatbikat yapacak; benim bildiĝim kadarıyla ilk defa başkan yardımcısını Ermenistan’a gönderecek kadar ince hesaplarla bölgeye yerleşip, Ermenistan’da üs açmayı düşünerek, Rusya ve Çin’i baskılamayı düşünen, Ukrayna-Rusya Savaşı’nı icad eden ABD, barış ister mi?
Kalkacak, Paşinyan, varlığının, koltuğunun, borçlu olduğu; tuvalete giderken dahi izin aldığı bu barış istemezük emperyalist devletlerini ezecek, anlaşma yapacak!
İnanmam!
Peki, madem durum böyle de; Paşinyan, şirin şirin barış sözcüğünü dinlendiriyor?
Çok basit;
Tovuz Saldırı’sında dayak yedi; 2. Karabağ Savaşı’nda ordusu kuşatıldı, Rusya imadada yetişmese ordusu mahvoluyordu; Ermeni tarihini dolduracak kadar kocaman bir yenilgi aldı; bir bir işgal ettiĝi, “kesinlikle çekilmem sıkıysa gelin alın dediği” şehirlerden topraklardan pılısını pırtısını bile toplamadan tıpış tıpış geri çekilmek zorunda kaldı. O da olmadı son çare teröristlerini getirip terör oyununu oynadı bir günlük savaşta o tasmasız köpekleri de yok edildi.
Ordudaki askerleri ya öldü, ya esir düştü, kalanlar da cepheye gidip gelemeceğini bildiğinden, askerlik yerine Fransalara gider oldu. Kalanlar da kaçar; zorla askere aldıkları cepheye gitmek istemez hale geldi.
Gönüllü orduya gelen bastonla cepheye gelen nine ve dedeler haricinde cephede savaşacak askeri de kalmadı!
Ermenistan’ın elinde kala kala ne kaldı?
Ermeni lobisinin beslediği, Ermeni, Hristiyan menfaatleri söz konusu oldugunda Ermeni tarafına kildir kildir dönen uluslararası camianın yuvarlak masası?
Ne garipki, Dünya da yaşanılan sıkıntılar, ülkelerin özel sıkıntılarından kaynaklı o masa bugünlerde ışık görmüş tavşan gibi sabit duruyor.
Neden mi
Yayılmasından korkulan, İsrail-Filistin Savaşı; Rusya Ukrayna Savaşı; ABD, Ortadoğu'daki açık hedef olan askerlerinin can derdine düşmüş; bir de Dünya’da seçim derdi var, koltukta kalma derdi de eklenince;
Kim öper Paşinyan’ı!
Daha düne kadar açıldıgında kan kokan Paşinyan'ın ağzı, simdilerde açıldıgında niye zeytin dalı kokuyor!
Çok basit;
Azerbaycan’a diklenirse; Azerbaycan’da İlham ALİYEV’in daha güçlü gelerek, arkasına halk desteğini daha güçlü alacaği demokratik erken seçim var.
Hal böyleyken ve herkez kendi derdindeyken;
Azerbaycan’a diklendiği taktirde Azerbaycan’ın, donanımlı moralli ordusuyla; sayıca mühimmatça azalmış, yenilgi üstüne yenilgiye uğramış Ermeni Ordusu’nün üstüne geleceğinden Erivan'ın bile elinden çıkacağını eşek gibi biliyor ve bundan korkuyor.
Bundan dolayı şirin şirin barışı ağzına alıyor!
Derdi ayrı;
Zaman kazanarak;
Konjektörün değişmesi, tekrar silahlanma, yenilgiler tramvasını atlatma, askerlerini tekrardan toplama, Hindistan'dan alınan silahların eğitimini askerlerine verme, uluslararası camiayı tekrardan arkasına almak için zaman kazanma sinsi politikanın derdiyle; barış barış diyerek küçücük aklıyla algı yapıp aklımızla oynuyor.
Öyle olmasa;
Halkı açken, Hindistan'dan aldığı o kadar uzun menzilli füze, koca koca silahları kimle savaşmak için aldı?
Ve;
Hala, Türkiye’nin sinir ucu olan, Ermeni Sorunu’nu tanıyın diye orada burada, mağduriyet algısını koruyup taze tutmak için mağdur edebiyatı yaparak cak cak eden kim?
Ama ne yalan söyleyeyim ben gene de Paşinyan’i sever ve desteklerim, hatta;
oy verme şansım olsa bir oyum değil; oy kullanmadım diyerek hileyle verdiğim ikinci oyum bile Paşinyan’ındır.
Başarılarımız da onun salakça politikalarını dolayısıyla da onun emeğini hiç bir zaman unutmayacağız!
Başta söylediğimi tekrarlama gereği duyuyorum;
Ben, kısa vadede;
Azerbaycan-Ermenistan arasında kalıcı barışı beklemiyorum; orta vadede de imzalanacak barış antlaşması ise ileride doğacak sorunlara ve savaşa zemin hazırlayacak boşluklarla dolu olacaktır.
Son söz;
İster kısa vadede olsun ister uzun vadede yapılsın;
Türkiye ve Azerbaycan Ermenistan'ın Toprak bütünlüğünü; bağımsız devletler olduklarından uluslararası hukuk gereği tanıyor olabilir.
Bütün milliyetçilerin bu şekilde düşündüğüne eminim ama
özellikle kendi adıma konuşmam gerekirse bile; İrevan'ın da Türk toprağı olduğunu kabul etmeyen bir anlaşmayı da İrevanın Ermenistan'da kaldığında oluşan Ermenistan sınırlarını da
Ben tanımıyorum!
Çünkü;
Katliam ve sürgünlerle bizden zorla koparılan;
İrevan Türk’ündür!
İrevan Azerbaycan’ındır!
Ötesi berisi yok, o kadar!
İrevan’ın da Türk topraklarında olacaĝı kalıcı barış özlemi ve dileĝiyle;
Saĝlık, huzur, saygıyla kalın!