Bugün, 9 Mayıs 2024 Perşembe

Geçen hafta  mecâzen "Bonuslu aylar" demiştik hatırlarsanız..
Yani; her amele 1'e 1000 verildiği, 3 aylara girdiğimizi ve bu aylarda ettğimiz duaların, yaptığımız hayır hasenâtın, ibadetlerimizin kat be kat sevap  haznemize yazılarak, kabul göreceğini anlattık... 

Gelin bugün de devam niteliğinde olsun niyetiyle "dua" dan bahsedelim dilimiz döndüğünce... 

Uzun zamandır yazmak istediğim bir konu bu...
Hazır bu kat kat karşılık alacağımızın müjdelendiği güzel zaman diliminde iken bu konuyu açalım...


Rabbimiz ilâhi kelâmda;
"De ki; duanız (niyâzınız) olmazsa ne ehemniyetiniz (öneminiz) var......"
(Furkan 25/77)  buyuruyor. 

Bu ayetle ve bir çok hadis-î şerif ile sabitlenmiş olan; kulluğun en önemli şîarı (göstergesi) duadır..
Çünkü dua sadece basit bir eylem değildir!
Dua; yardım istemektir, çaresizliğini iletmektir, acziyetini hissetmektir. Yardıma muhtaç olduğunu, Rabbinin yardımı veya bahşettikleri olmadan hiç bir şey yapamayacağının farkına varmaktır.. 

(Dua etmemek, yardıma ihtiyacım yok veya ben başardım deyip enaniyet (benlik) duymaktır!)

Kısacası "hiç"liği kabul etmek ve bu şekilde "kul" olduğunu hatırlamaktır. 

İşte bu benzer sebeplerledir ki; dua "kulluğun şîârıdır" ve kulun duası olmazsa Allah (CC) katında da hiçtir..

Ayetle de bu sabitlenmiş! 

Ayrıca duanın bir boyutu muhtaçlığı, kendi hiçliğini kabul etmek iken; diğer boyutu ise muhtaç olduğu "kudretin" gücünü de kabul etmektir.

Örneğin birinden bir konuda yardım istediğimizi varsayalım; yardım istediğimiz kişi, yardım istediğimiz konuda güç sahibi veya istediğimiz şeye sahip kişidir ki isteriz değil mi?
Bunu kabul ederek, bilerek isteriz.. 

O zaman diyebiliriz ki;  isteyen acizken/ihtiyaçlı iken, verecek olan  güçlüdür!

Peki; biz nasıl dua ediyoruz,  gelin kendimizi çek edelim biraz... 

*Allah başımızdan eksik etmesin!
*Allah şeytana uydurmasın!
*Allah beterinden saklasın!
*Şeytan kulağına kurşun!
*Allah ayağını kaydırmasın!
*Allah şaşırtmasın!
*Gözü olanın gözü çıksın!
*Allahım sabır versin, çok zor hâlin!
*Ayağına taş, gözüne yaş değmesin!
Vs, vs çoğaltın çoğaltabildiğinizce.... 

Bunlar; hepimizin her an eşimize, dostumuza, çocuğumuza  dua mahiyetinde kurduğumuz veya duyduğumuz cümleler değil mi? 

Ee ne var bunda?
Çok şey var...
Hadi açalım, sonrasında bu soruya geri dönelim... 

Rabbimiz bize; şah damarımızdan daha yakın olduğunu ve içimizden geçirdiklerimizi bilen  olduğunun şuurunda dua etmeyi (Kâf, 16) 

Bizleri kendisine dua etmeye çağırmakta ve dua ettiğimiz takdirde bunlara karşılık vereceğini haber verdiği (Bakara, 186; Mü’min, 14) 

Kendisine; yalvara-yakara, gizlice, azabından korkarak ve rahmetini umarak dua edilmesini (Arâf, 55-56) 

Güzel isimleriyle dua edilmesini (Arâf, 180) 

İhlas ve samimiyetle  dua edilmesini (Mü’min, 65), sabah-akşam (Kehf, 28) 

Yan yatarken, otururken veya yürürken her halimizde dua edebileceğimizi (Âl-i İmrân, 191; Yunus,12) 

Allah (CC) hakkında hüsn-ü zan sahibi olmamız gerektiğini (Meryem, 4, 48) 

Duaya başlarken;  Rabbimizi övgü ve kusurlarımızı itirafla başlamamızın uygun olduğunu (Enbiyâ, 87; Kasas, 16) 

(Daha bir çok dua ile ilgili ayet var ve sıraladığımız ayet-i kerimelerin hepsini yazmak mümkün olmadığından bu şekilde yazdık) 

Rabbimiz bize; Kur'an-ı Kerîm'de nasıl dua etmemiz gerektiğini anlatırken, Efendimiz (SAV) ise "Dua ibadetin özüdür"(Tirmîzi/Deavat) buyurmuştur... 

Şimdi geriye dönüp ne var bu şekilde dua etmekte diyebilir miyiz? 

Ya da; dilimize yapışmış ve hep "negatif" bir dil kullanılanarak ettiğimiz bu "dua"lara benzer emir veya tavsiye var mı? 

Yok! 

Meselâ; Allah ayağını kaydırmasın, şeytana uydurmasın demek yerine, Allah seni doğru yolda dâim eylesin, şeytandan, nefsinden korusun, muhafaza eylesin desek? 
Çünkü Allah (CC) kulunun kötülüğünü istemez, şeytana uydurmaz, ayak kaydırmaz, şaşırtmaz ki! 

"Gözü olanın gözü çıksın" yerine, "Rabbim; bana bahşettiğin kıskanılan, imrenilen, nazar edilen ne var ise onlara da nasip et ve nazarlarından beni muhafaza eyle desek?
Bu şekilde hem korunur hem de karşımızdaki kul içinde dua ettiğimizden, extra sevap kazanmış oluruz... 

Sabır istediğimiz de sabrımız artar belki, ama sabırdan çok selamet istesek?
Çünkü sabır istediğimiz şey her ne ise o bizi zorluyor demektir. 
Mantıklı olan o sıkıntının; kendimize veya karşımızdakine, devamının geleceğinden, bitmeyeceğinden  eminmişiz gibi dua etmek midir?
"Rabbim kolaylaştır, sıkıntımı hafiflet, selamete çıkar, selamet zamanına ulaşana kadar  bu konuda güç ve sabır ver"  demek daha doğru olmaz mı? 

İki türlü de sabır istedik, peki  aradaki fark ne?
Farkı; ister kendimize, ister başkasına "bitmeyecek zaten" gibi ümitsiz düşünerek sadece sabır istemek yerine, o sıkıntı hâlini bitirecek tek gücün sahibinden, ümitvâr bir şekilde, biteceği zamana kadar güç istemektir! 

Ayrıca verilen ayetlerde, ihlas-samimiyet ile dua var!
Bu yönü ise; sadece dilde alışkanlık veya ezber metin okurcasına değil de, akıl ve kalp bütünlüğü ile, içten ve ümit sahibi olarak edilen dualardır.. 

Ayetlerde Allah(CC) hakkında hüsn-ü zan ile dua da var ki; bu belki de en önemli ayrıntı! 

*Allah'ım başımı sokacak bir ev!
*Ayağımı yerden kesecek bir araba! *Kendimi idare edecek kadar sağlık/güç! 

*Çocuklarımı büyütene kadar kolaylık! 
*Oğlumu evlendirecek kadar para!
*Borçlarımı ödeyebileceğim bir iş!
  Vs, vs.....
Bunlar gibi dualarımız da var veya duymuşuzdur..
Peki bu şekilde ki dualar; kulun mütevâziliğini, tok gözlülüğünü veya aza kanaat edişini ifade etmek için mi? 

Kimden istediğimizin farkında olarak isteyelim! 
Ümitsizce istenecek kapı değil o kapı!
Sahibi sonsuz kudret ve güç, bitmez tükenmez hazînelerin de, sahibi.. 

En üstüne, en güzeline tâlip olalım..
Tâlip olurken de O'nun güç, kudret, rahmet, merhametinin sonsuzluğunu düşünelim..
İsteyeceğimiz şeyler bize göre zor ve büyük! 
O'nun Zatî Ulûhiyesi için bir zerre! 

İstediğimiz evin en güzelini en büyüğünü, arabanın en iyisini, işin en çok kazandıranını, sağlığın en ziyâdesini isteyelim... 

Bunları bu şekilde istemek hadsizlik veya aç gözlülük değil;  istediğimiz yerin veya Zat'ın büyüklüğünü, O'ndan ümîdimiz olduğunu, beklentimizi verecek güce sahip olduğunu ikrâr etmiş olmaktır.. 

Velhâsıl; bu kat kat karşılık bulacağımız bu özel günlerde, sadece ibadetimize, hayır hasenâtımıza değil, dualarımıza da dikkat edelim, çoğaltalım... 

Ama doğru dil ile!
İllâ bir şekile de gerek yok dua için.. 
Her an; otururken, yatarken, yürürken dua edebileceğimiz de ayet ile sabit... 

Son olarak Rabbimizin  kâinatı şerefine yaratıldığı kulu olan Efendimiz'in, (SAV)
nasıl dua ettiğine bakalım... 

*Bizi açık ve gizli bütün günahlardan koru! [Taberani] 

*Allah’ım, ürpermeyen kalbden ve doymayan nefsten sana sığınırım. [Müslim] 

*Allah’ım, bizi dostlarınla dost, düşmanlarınla düşman olanlardan eyle! [Tirmizi] 

*Allah’ım, fayda vermeyen ilimden, kabul edilmeyen amel ve duadan sana sığınırım.[Müslim] 

*Allah’ım, senden, bilip bilmediğim her hayrı ister, her şerden sana sığınırım. [Taberani] 

*Allah’ım, bizi dünya zilletinden ve âhiret azabından muhafaza eyle!) [Müslim] 

*Allah’ım, günahımı affet ve rızkıma bereket ver! [İ. Ahmed] 

*Allah’ım, beni çok zikreden ve emrine uyan kullarından eyle! [Tirmizi] 

*Allah’ım, ilmimi arttır! [Tirmizi] 

*Allah’ım, bana hidayet, takva, tok gözlülük ve zenginlik nasip eyle! [Müslim] 

*Allah’ım, gazabından rızana, cezandan affına, azabından rahmetine sığınıyorum.[Müslim] 

*Allah’ım, fakirlikte de, zenginlikte de tutumlu olmayı nasip et! [Buhari] 

*Allah’ım, bize öyle bir şifa ver ki, geride hiç bir hastalık kalmasın! [Ebu Davud] 

Aldığımız bu dua örneklerinin hiç birisinde de negatif cümleli bir dua veya ümitsizlik yok..

Ne var?

Sığınma var, isteme var… “Kötüyü yapma Allah'ım” demek yok değil mi?

Niyetimiz hâlis elbet, Rabbim bunu da görendir.

Ancak doğru dil ile, samimi niyet ile, sonsuz hazine sahibinden istediğimizin şuurunda, ümitli bir hal ile, sığınarak, korunmaya niyetle dua etmeliyiz.. 

Birde bu şekildeki duamıza acziyetimizi, güçsüzlüğümüzü, hatalarımızı anlatarak başlayıp; Efendimiz (SAV) salâtü selâm (salavat) göndererek bitirir isek, tam ve doğru dua hâlidir Allah'ın izniyle.. 

Hani birinden basit bir borç isterken bile; neden paraya ihtiyaç duyduğumuzu, bu sıkıntıya düşme sebeplerimizi belki yaptığımız hataları vs anlatırız..
Veya hayır diyemesin diye borç istediğimiz kişiye bir kefil veya hatırını kıramayacağı sevdiği birinin selamını iletiriz, o kişiye methiyelerde, iltifatlarda bulunur, bin kez teşekkür ve minnet ederiz ya...
Borç  isterken dahî bu hallere giren biz unutmamalıyız ki; o borç istediğimiz kula, o varlığı bahşetmiş olan da Rabbimizdir! 

O zaman işimiz düştüğünde arkadaşımıza ettiğimiz; hata ve itirafları, methiye ve iltifatları, araya vesile ettiğimiz selamları, veya teşekkürleri bizleri bir nutfeden yaratmış olan gerçek hak sahibinden, Rabbimizden isterken de etmeliyiz değil mi?
Hâşa, Rabbimizin bizim iltifatımıza ihtiyacı yok elbet..
Ama bizim onun o güzel isimlerinin, sıfatlarının vesîle kılınmasına ihtiyacımız var! 

O yüzden diyelim ki; Allah'ım sen ki en güzel isimlerin, sıfatların, sonsuz kudretin, sonsuz hazinelerin yegâne sahibisin...
Bizlere "habîbim" dediğin kulun hürmetine rahmet ve merhamet eyle..
Maddî-manevî sıkıntılarımızı da gören ve çare verecek olan da sensin......
Verdiğin nimetlere hakkıyla şükretmeyi, musibetleri ise imtihanı kazanma vesilesi edecek güç ve idrak ver bizlere.... 

Duâ, sermayesiz servettir! 

Bizlere duâ etmeyi bahşeden, sesimize kulak veren Rabbimize sonsuz şükürle.... 

                                     

                                                                VESSELÂM...


DOĞRU DUA NEDİR?

DUA EDERKEN YAPILAN YANLIŞLAR

Tülay Dikmen ile Cuma Köşesi

19.01.2024 11:27:00

Magazinsel şov artı basın eşittir domates…

Gelin hep beraber Erzurum'u "Uzak Şehir” olmaktan çıkaralım

Önce insan olmak, insan olmayı bilmek!

Gündeme Dair Meseleler

ERZURUM SPOR FK EYÜP SPOR İLE İSTANBUL'DA KARŞILAŞACAK

ERZURUM BEYAZŞEHİR SPOR KULÜBÜNDEN FUTBOL İL TEMSİLCİSİ FERİT KARAKOCA ' YA ZİYARET

SERKANDAŞ SİGORTA U-15 YAŞ GRUBU PLAY-OFF YARI FİNAL MÜSABAKALARI BAŞLIYOR

Valimiz Sayın Mustafa Çiftçi’nin “Vakıf Haftası” Mesajı

Palandöken’in çok özel ziyaretçileri vardı

Biz çoktan başladık…

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 35 31 1 3 64 96
2.Fenerbahçe 35 28 1 6 58 90
3.Trabzonspor 35 18 13 4 13 58
4.İstanbul Başakşehir 35 16 12 7 10 55
5.Beşiktaş 35 16 13 6 6 54
6.Alanyaspor 35 12 10 13 3 49
7.Kasımpaşa 35 14 14 7 -6 49
8.Rizespor 35 14 14 7 -7 49
9.Sivasspor 35 12 11 12 -9 48
10.Antalyaspor 35 11 12 12 -4 45
11.Adana Demirspor 35 10 11 14 3 44
12.Samsunspor 35 11 15 9 -5 42
13.Kayserispor 35 11 13 11 -9 41
14.Ankaragücü 35 8 12 15 -3 39
15.Fatih Karagümrük 35 9 16 10 -2 37
16.Konyaspor 35 8 14 13 -14 37
17.Gazişehir Gaziantep 35 9 18 8 -15 35
18.Hatayspor 35 7 15 13 -10 34
19.Pendikspor 35 8 18 9 -31 33
20.İstanbulspor 35 4 24 7 -42 16

YAZARLAR