Her canlı fanidir.
Baki olan yalnızca Allah'tır. 
Her başlangıç bir bitişe,her yokuş bir inişe mahkumdur. 
İnsanlar gibi devletler ve ideolojiler de ölümlüdür. Bu bir sosyolojik kuraldır. Efendimiz, iki cihan serveri Hz.Muhammed (sav)'e kalmayan dünya,hiç kimseye kalmaz. 
Hani derler ya; mahkeme kadıya mülk değildir. Dolayısıyla 22 yıldır iktidarda olan Ak Parti de bir gün elbet miadını tamamlayacaktır. Recep Tayyip Erdoğan'ın karizması, siyasetteki başarısı ve Türkiye'ye kazandırdığı projeler inkar edilemez. 
    Türkiye,   Erdoğan'ın vesayeti bitirmesi, özellikle inançlı ve mütedeyyin insanların üzerindeki prangaları kırması, hak ve özgürlükleri yeniden kazandırması ve her alanda gerçekleştirdigi devrim mahiyetindeki projeleri sayesinde bugünlere kadar geldi.
AK Parti'nin iktidarda kaldığı süre içerisinde, ne yazık ki karşısında ciddi bir muhalefet de oluşamadı. Erdoğan'dan sonra partiyi omuzlayacak bir lider de yetişmedi. Aradan 22 yıl geçmesine rağmen darbeci Kenan Evren'in anayasasını da değiştiremedik. ,
Rahmetli Demirel’e, Vatan gazetesindeki son röportajında Semra-Bilal Çetin çifti şöyle sormuştu:

" Bir iktidar, ne zaman düşüşe geçer?*

Siyasetin duayeni ve gelmiş geçmiş en büyük cambazı Demirel'in bu soruya cevabı şöyle olmuştu:" Ankara’nın sorunlarıyla halkın sorunları farklılaşmaya başladığında!"

Evet, Demirel'in yine hepimizin bildiği  bir  tencere teorisi gerçeği vardır. " Tencerenin deviremeyecegi iktidar yoktur" derdi.  Bugün gelinen noktada; Ankara'nın sorunları ile halkın sorunları henüz başkalaşmadı.
İktidar halkın sorunlarıyla ilgileniyor, göstermelik de olsa aday belirlemelerde anket ve kamuoyu çalışmaları yapılıyor. Özellikle deprem bölgelerinde devletin çalışmaları ve afetzedelere sahip çıkması takdire şayan. 
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin bu noktada, bazı handikaplarının ve işlemeyen şartlarının olduğunu söyleyebiliriz. Yeni sistem milletvekilinin yetkisini sıfırladı. 
Yasama, yürütme ve yargıda sıkıntılar var. Yargısal güçler birbiriyle savaştırılıyor. Anayasa Mahkemesinin verdiği hükmü Yargıtay dairesi bozabiliyor. Kuvvetler ayrılığı diye bir şey kalmadı. Siyaseten değil de atama yoluyla gelen bakanların kimseyi taktığı yok. Halbuki eski sistemde milletvekilleri, vatandaşla devlet arasında bir köprüydü. Simdi ise atanan bakan, sırtını Reise dayayıp, halkın sorunlarını kendisine iletecek milletvekillerini dikkate bile almıyor. 
Unutulmaması gereken bir gercek var ki ,

Adalet ve hukuku çiğnediğiniz zaman yıkılışınız mukadder olur.
Hoş tencere teorisi de AK Parti'yi deviremedi. AK Parti bu açığını dış politikadaki başarıları ve teröre yönelik yaptığı operasyonlarla kapatıyor. Uluslararası arenada yapmış olduğu arabuluculuk da cabası. Velhasıl şimdilik dipten gelen bir dalga yok.
"Siyasetçinin iki gömleği vardır" derdi Demirel. Birisi idamlık,diğeri bayramlık. Ak Parti 22 yıldır bayramlık gömlekle gezdi. Şimdi idamlık gömleğini kendi eliyle giydi. Çünkü muhafazakar demokrat çizgi, tamamen milliyetçilik ideolojisine kaydı. 
" Bu şarkı burada bitmez" diyordu ya Ak Parti, maalesef birileri şarkıyı bitirmek için içeriden mücadele veriyor. 
Önümüzde yerel seçimler var. AK Parti, başta İstanbul olmak üzere metropol kentlerin tamamını almanın hesaplarını yapıyor. Gösterilen aday profilleri, bazı iller hariç, gayet güçlü ve halkta da karşılığı var. 
Gelelim CHP,'ye ,  CHP genel seçimlerde aldığı yenilginin paniğini hala atabilmiş değil. CHP'nin kendi içerisindeki kavgalar, Ekrem İmamoğlu'nun siyaseti ve Özgür özel'in CHP'yi yeniden laikçi ve Kemalist çizgiye çekmeye çalışması sayesinde CHP yerel seçimlerde de bir başarı gösteremeyecektir. Bu arada PKK'nın uzantısı Dem Partisi de CHP'ye vagon olmaktan bir türlü vazgeçmiyor. İstanbul'u AK Parti'ye kaptırmamak için, mapustaki Selahattin Demirtaş'ın eşi Başak Demirtaş'ın Büyükşehir Belediye Başkan adaylığına dahi engel oldular. Akılları sıra Demirtaş'ı aday yapmayarak CHP'nin oylarının bölünmemesini sağlayacaklar. 6'lı Masa ve Millet İttifakının yerinde yeller esiyor. 
CHP hangi güç ve destekle İstanbul'u yeniden alabilecek? Muhalefet kanadının işleri zor.

Konjonktür yine Ak Parti' den yana.

Haydi hayırlısı.