Öncelikle şunu söyleyeyim İran Rejimi tarafından sevilen bir adam değilim. Yazılarım kaç defa, kaç yazımın; İran'dan gelen siber saldırılarla yok edildiğinin sayısını ben bile hatırlamıyorum.

Tebriz'i görmek istiyorum dediğimde  İran'a gitmemem; Azerbaycan"a gittiğimde İran yanlılarına dikkat etmem konusunda, İran'a küfrettiğim, hakaret ettiğim yazılarımı okuyan bir çok dostumdan uyarı aldım.

Haklı olarak, bu ayrıntıları yazmanın ne gerek var diyebilirsiniz; kısaca açiklayayım;
Kolayına geldiği için beni İrancı diye niteleyen 
İran dendiğinde,  aklına sadece İranlılar gelen İran'da savaş olduğunda ölecek, ön safta otuz milyon insanımızın savaşacağına düşünmeyecek kadar burnuna ucunu göremeyen öngörü yoksunları, otuz milyon Türk olduğunu hesap edemeyecek kadar da matematik cahili; bu savaştan sonra da Türkiye' zor durumlarda bırakılacağını düşünemeyen  Yahudi algısının esiri olan embesil salaklar, kolayına geldiği için İranlı, İran ajanı laftasını yükleyiveriyorlarlar, o yüzden yazdım. 
Kisacası  
ANLAMIYOR; ANLAMAK ISTEMİYORLAR!

Objektif bakış açısıyla ben gene de anlatmaya çalışayım, yazayım da gene anlamasınlar:

Son yazacağımı ta baştan yazıyorum:
Sozde Hamas-İsrail Savaşı'nda şu ana kadar kazanan İran oldu:
Bakın sıra sıra maddeleyeyim:

1-Bu çatışmalardan önce, Türk Birliği'nin yolu olacak olan ama İran'ın kesinlikle istemediği,  kırmızı çizgim dediği Zengezur Koridoru konuşuluyordu, çatışmalar başlayalıdan beri konuşuluyor mu, hiç duydunuz mu?
Koskoca bir hayır!

2-Türkiye ile İsrail, yıllardır devam eden aradaki soğukluğu gidermeye çalışıyordu. Çatışmalardan sonra İsrail,  atadığı elçisini güvenlik nedeniyle geri çekti, Türkiye'deki vatandaşlarını geri çağırdı.

Türkiye ile İsrail arasında, Akdeniz'deki enerji için anlaşma imzalamıştı, politik ve ekonomik Türkiye-İsrail yakınlaşması İran'ı rahatsız ediyordu.
Ne oldu iki konu konuşuluyor mu?
Bu da hayır

3-Türkiye, taraf tutmak zorunda kalacak demiştim:
Türkiye,  olayın, anlatıldığı gibi örgüt devlet çatışması olmadığını, kendisi için de oynan oyunlar olduğunu ta baştan anladı;
Amerikan, İngiliz, Fransız donanması Akdeniz'e gelince her türlü büyük riski, çatışmayı göze alarak, İsrail ve yandaşlarına meydan okurcasına;İsrail yandaşlarının dibine donanmasını getirdi mi getirmedi mi?

İsrail'e karşı savaşan, İran yanlısı Hamas'a, "bebek katilisiniz, terör örgütü değildir" diyerek, en üst merci Cumhurbaşkanlığı makamından açıklama yapıp; İsrail'de en üst perdeden Türkiye'ye cevap verdi mi vermedi mi?

Şu an, araya dinamit konmus gibi ikisinin yakınlaşması parçalandı veTürkiye-İsrail yakınlaşması fena bozuldu; daha da bozulacak.

4-Suudi Arabistan-İsrail, dolayısıyla Arap Birliği, aralarındaki soğukluğu gidermek için, rahat koltuklarda, pırıl pırıl masalara oturup görüşmelerde bulunuyordu. 
Ne oldu o koltuk ve masalar, ortada kaldı mı?
Her ne kadar Monarşik Teokratik devlet olsa da, ABD ve İsrail yanlısı olan Suudi Arabistan bile, dini yakınlıktan kaynaklı halkından gelen baskıya boyun eğip İsrail'e karşı tavır aldı mı almadı mı?

5- Yahudi katliamı yapılıyor diye basın ve lobilerle insanların beynine şırıngalanan algı; BM kararlarıyla, yayınlanan sivil katliamı, hastane bombalanması görüntüleriyle, Dünya'daki İsrail'e karşı yapılan protesto gösterileriyle İsrail'in aleyhine tersine döndü mü dönmedi mi?

6- BM, ve bir çok devlet ateşkes sağlanması konusunda açıklama yaptı. 
Peki ateşkes, devletin devletle yaptığı yazılı belge değil midir?
İsrail, devletle savaşmıyor ki, örgütle savaşıyor; yani farkında olmadan resmi ağızlardan direk konuşulmasa da örgütle anlaşma imzalayın deniyor, 
Dolaylı yoldan İran destek verdiği örgütü legalleştirip, kendini yüceltirken; kendi  desteklediĝi örgütü muhattap aldırtıp, legalleştirerek hem kendini hem örgütü yuceltirken, İsrail ve yandaşlarını ise alçaltıyor.

7-İran, "Hizbullah'ı devreye sokarım hadi yiyorsa kara harekatı yap buyur" dedi. İsrail ile ABD tırstı; kara harekatı planlarını tekrardan gözden geçirmek zorunda kaldı. 
Sizin müttefikleriniz varsa, benim de var dedi; gitti Rusya ile görüştü, Çin'de uçak gemilerini Akdeniz'e gönderdi.
Böylece, harman yerinde eşek azdı, eğerlisi de geldi tam oldu!

8-  Siz bakmayın kamera karşısında Biden ile Netanyahu'nun sevgili edasıyla sarılıp, öpüşüp,  gülerek poz verdiklerine;
Hamas ile Hizbullah  haftalardır, İsrail ve ABD'yi, İstanbul'un Fatih semti kadar yer olan Gazze'de uğraştırıyor;
İran, "küçük bir yerde benim bir örgütümle uğraşamıyorsunuz, beni ezeceğinizden  bahsediyorsunuz, hadi buyrun" dercesine orgütleriyle posta koyup, ABD ve İsral'i kaçak güreşçi konumuna soktu mu sokmadı mi?

Daha sayayım mı?
Neyse bu kadarlık yetsin!

Bunu söylemek hiç hoşumuza, hoşuma gitmiyor ama;

Devlet adamlarının ismini dahi unutacak kadar beyni sulanmış; yolda yürümekte zorlanacak kadar psikomotor becerileri eksilmiş kendini lider zanneden; Dünya'yı, Ortadoğu'yu, kendilerini dev, başkallarını cüce; elli sene önceki gibi zannedecek kadar hayalperest  kişilerin yapacağı BOB'mudur nedir, bu tür planlar ancak ve ancak Biden ve Netanyahu'yu  rezil eder; İran'a zarar vermek için her vurduklarında ise İran kazanır. 
Düşman dediklerine; 
dostun bile kazandiramayacağı  kadar da, Salakça itubar ve güç kazandırıyorlar!

Ta baştan da söyledim. ABD'de, İsrail'de Ortadoĝu'da rezil olacak; kuyruklarını arkalarına kıstırıp güç kaybederek, o teknolojik gemilerine binip sittirolup gidecekler.
İndiklerinde ise oturdukları koltuk inanın rahat olmayacak!

Şunu da söyleyeyim:
O attıkları mermilerde çok sevdikleri koltuklarına da isabet edecek.

Göreceğiz, görelim, göreyim, Ğırecesiniz, görecek göreceğim!

ÖNCE TÜRKİYEM!
Barış, saygı, huzur, saygıyla kalın!