Görklü Çalap’ımıza , sonsuz teşekkürler olsun ki;  düşmanlarımızın adını  artık açıkça anmaya başladık. Düşmanlarımızın adını koyduk. NATO’YA girişimizden beri ilkin böyle bir tavırla karşılaşıyorum. Sevinçten esrik (sarhoş) oldum.

                Artık gerisi daha kolay olacaktır. Bir de, içimizdeki düşmanlarımıza karşı, aynı tavrı geliştirebilsek, yasalarımızda gerekli değişiklikleri yapabilsek, Vatana ihanet yasasını genişletebilsek, Cezalarımız caydırıcı olsa! Olmaz ise orman yasalarını hayata geçirebilsek! Tıpkı ABD- AB ülkeleri gibi.

                Elin oğlu acımıyor, vuruyor, öldürüyor. Ya bizler ne yapıyoruz.  Hapishanelerimizde kuş sütüyle besliyor- Meclisimizde onlara ayrıcalık tanıyoruz- suçları ayyuka çıkmış – vatana ihaneti sabit olmuş siyasi partileri bile kapatamıyoruz, Üstelik milyonlarca lira para veriyoruz, hem de yargı kararıyla.

                Ancak boş, boş tartışıyoruz. Bazı mahkemelerimiz siyasi parti başkanlarının demeçlerine göre devletin zararına çalışıyor, kapatılması gerek. Aradan aylar geçti nerede ise, yıl dolmak üzere siyasal iktidardan hala tık yok. Bu ne perhiz - bu ne lahana turşusu. Siyasal iktidara ve ortaklarına derim ki danışıklı döğüş içinde misiniz?

                Hem beka (varlık) sorunu diyorsunuz, hem de ipe un seriyorsunuz. Yüce Türk ulusuna açıklama borçlusunuz. Adam mı seçiyorsunuz- Kafa mı buluyorsunuz , anlayamadım gitti. Anlayan var ise bir zahmet bizlere de anlatsın ki, cahillikten kurtulalım.

                Şehit ailelerine borçlusunuz, Halkımız, şehit törenlerinde Bir yerlere selam gönderenlere tepkisini koyuyor, siyasal iktidar sahipleri de  sözde değil özde, eylemsel tepkiler koymak durumundalar. Sizlere yakışır şanlı tepkilerinizi hasretle bekliyoruz.

                Suriye’de 7 Ekim öncesi başlamak üre iken , Gazze saldırıları nedeniyle yarım kalan kara harekatına derhal başlanmalı, kiralık katillere ve onları kiralayanlara cezaları verilmeli, Misakı milli sınırlarına ulaşılmalıdır. 

                Aynı şey ; Irak içinde geçerlidir. Evlatlarımızı daha ne kadar, ölüme yollayacağız. Sadece kiralık katillerden değil, onların sahiplerinden de hesap sorulmaya derhal başlanmalıdır. Artık vakti geldi.

                Üzülmek kahrolmak bir işe yaramıyor, işe gücümüzü daha da artırmak suretiyle devam etmeliyiz. Vurduğumuz yerlerden ve bağlantılı yerlerden ses gelmelidir. Hem de sesler koro halinde yükselmelidir.

                Son İsrail’in yaptıkları bizlere bazı haklar doğurmuştur. Yeter ki gücümüz istediğimiz noktaya gelsin. Elbet söyleyecek çok sözümüz ve yapacaklarımız var! İçimizdeki düşmanlarımıza da yapacağımız şeyler dillendirilmelidir.

                Son Gazze olayları ile; demokrasi- insan hakları- Çocuk hakları-hümanizm gibi şeylerin -masalların içi boş şeyler olduğu , Truva atı örneği oldukları anlaşılmıştır. Tıpkı oltanın ucundaki yemlere benziyorlar.

                Görklü Çalap’ımızın görkemli selamları, Oltanın ucundaki yemleri gören- evlatlarımıza sahip çıkan- sözde değil, özde tepki koyan- eylemsel olarak harekete geçen- kiralık katil sürülerine ve onları kiralayanlara hadlerini bildiren yurt sever ve inançlı kişilerin üzerine olsun vesselam.

                 LÜTFULLAH KALELİ