Yavuz Ağıralioğlu’ndan iktidara: TÜSİAD'a ‘İşinize Bakın’ demek yerine, ekonomik sorunları çözün

Ağıralioğlu’nun açıklamalarında, ekonomik kriz, enflasyon, işsizlik, yargı üzerindeki baskılar ve dış politikada yaşanan gelişmelere dair sert eleştiriler yer aldı.

"TÜSİAD'a ‘İşinize Bakın’ Demek Yerine, Ekonomik Sorunları Çözün"

Ağıralioğlu, hükümetin iş dünyasını yönlendirme çabalarını eleştirerek, iş insanlarının yatırım yapamaz hale geldiğini belirtti.

“Enflasyonu düşürün, işinize bakın. İşsizliği çözün, işinize bakın. Eğitimin muhtevasını ayarlayın, işinize bakın. Otellerde evlatlarımız yanıyor, denetim yapın, işinize bakın. Depremlerde yüz binlerce insanımız ölüyor, işinize bakın. İş insanları yüksek faiz altında çalışamaz hale geldi, faizi düşürün, işinize bakın. Ama siz ne yapıyorsunuz? 'TÜSİAD işine baksın' diyorsunuz. Faizi yüzde 150 de yapsanız, enflasyonu yüzde 80 de çıkarsanız, iş insanlarına ‘yatırım yapmaya devam edeceksiniz’ diyorsunuz. Lafını beğenmediğinize parmak sallıyorsunuz, yönetemediklerinizi içeri atıyorsunuz, harikulade bir yönetim anlayışı!” ifadelerini kullandı.

"İmralı ile Yürütülen Süreci Kimse Görmezden Gelmemeli"

Ağıralioğlu, hükümetin dış politika ve güvenlik konularındaki tutumunu da eleştirdi. İmralı ile yürütülen süreçlere dikkat çeken Ağıralioğlu, Suriye, Irak ve Doğu Akdeniz’deki gelişmelerin Türkiye’nin aleyhine ilerlediğini vurguladı.

“Türkiye’nin etrafında, bedelini bizim ödediğimiz bir süreç yaşanıyor. ABD ve İsrail’in desteklediği projelerle sınırlarımızda bir güvenlik hattı oluşturuluyor. NATO hukuku çiğneniyor, PKK/PYD ABD’nin kara gücü haline getiriliyor. Şimdi İmralı canisini ‘İmralı sakini’ yapmaya dönüştüren bir sürecin tarafları var.”

Ağıralioğlu, bu süreçte güçlü bir yönetim anlayışına ihtiyaç duyulduğunu belirterek, “Siyaseti ağlama duvarına çevirmeyecek, inisiyatif kullanacak, güçlü bir yönetim lazım” dedi.

"Türkiye’de Siyaset, Meseleleri Doğru Konuşma Yetisini Kaybetti"

Anahtar Parti lideri, hükümetin demokratik hakları kısıtlayan tutumuna da sert tepki gösterdi. Muhalefete yönelik baskıların arttığını, yargının siyasallaştığını ve her geçen gün demokrasinin erozyona uğradığını dile getirdi.

“Türkiye'de siyaset, meseleleri doğru konuşma imkanını uzun zaman önce kaybetti. Artık yanlışları konuşanlar susturuluyor, eleştirenler hapse atılıyor. Yüksek enflasyon ve işsizliğe maruz kaldığımız için feryat edenlere ‘siz işinize bakın’ deniliyor.”

Ağıralioğlu, hükümetin kendi sorumluluklarını unutarak, toplumun farklı kesimlerine sürekli olarak "işinize bakın" deme alışkanlığı geliştirdiğini söyledi.

"Ağırlaşan Şartlara Karşı Güçlü Bir Devlet Lazım"

Türkiye’nin hem içeride hem de dış politikada giderek ağırlaşan şartlarla karşı karşıya olduğunu belirten Ağıralioğlu, bu süreçte güçlü, kararlı ve akılcı bir yönetimin gerekliliğini vurguladı.

“Bizim, Türkiye’ye karşı kurulan planları bozacak bir iradeye ihtiyacımız var. Elinde silah olup sınırımıza yığdıkları teröristlere karşı net tavır koyabilecek, ‘Size bu devleti kurdurmayacağız’ diyebilecek bir devlet iradesine ihtiyacımız var.”

"Hükümet Başarısızlıklarını Gizlemek İçin Yeni Gündemler Yaratıyor"

Ağıralioğlu, hükümetin ekonomi yönetiminde başarısız olduğunu ve bunu örtbas etmek için siyasi tartışmalarla gündemi değiştirdiğini iddia etti.

"Hükümet, enflasyona sebep olan yönetim maharetsizliğini muhasebe etmek yerine, sürekli birilerini suçluyor. Çiftçiyi, iş insanlarını, muhalefeti… İşlerini doğru yapmadıkları için her gün yeni bir hedef yaratıyorlar."

Ağıralioğlu’ndan Hükümete Sert Mesajlar

Yavuz Ağıralioğlu, hükümetin ekonomiden dış politikaya, yargıdan sosyal meselelerine kadar birçok alanda yönetim zafiyeti yaşadığını öne sürerek, AK Parti iktidarının artık ülkeyi yönetme kapasitesini kaybettiğini iddia etti.

Ekonomik kriz ve yüksek faiz oranları nedeniyle iş insanlarının zorlandığını belirtti.

TÜSİAD'a "işinize bakın" diyen hükümetin aslında kendi görevlerini yapmadığını söyledi.

İmralı ile yürütülen sürece dair şeffaf olunması gerektiğini vurguladı.

Türkiye’nin sınır güvenliğinin tehdit altında olduğunu ve güçlü bir devlet anlayışına ihtiyaç duyulduğunu ifade etti.

Demokrasi ve hukukun zayıfladığını, hükümetin siyasi baskılarla yönetemediği krizleri örtbas etmeye çalıştığını dile getirdi.

Kaynak : PHA