Yaklaşık 2 milyon Uygur kayıp
Gazeteci Mathias Bölinger, Çin'in Uygurlara karşı işlediği soykırımla ilgili yıllarca süren araştırmaların ardından “Yüksek Teknolojili Gulag: Çin’in Uygulara Karşı İşlediği Suçlar” adlı kitabı kaleme aldı.
Gazeteci Mathias Bölinger, Çin'in Uygurlara karşı işlediği soykırımla ilgili yıllarca süren araştırmaların ardından, “Yüksek Teknolojili Gulag: Çin’in Uygulara Karşı İşlediği Suçlar” adlı kitabı kaleme aldı.
Perspektif İnternet sitesinde 7 Haziran yer alan habere göre, Türk yazar Anise Yılmaz, Uygur Soykırımını araştıran gazeteci Mathias Bölinger ile kitap hakkında röportaj yaparak, Uygurlar üzerine nasıl araştırmalar yaptığı ve araştırma sonuçlarını kamuoyuna aktardı.
KONUŞMAYA CESARET EDEMİYOR
Çin’de yıllarca muhabirlik yapan Bölinger, Doğu Türkistan'ı üç kez ziyaret ettiğini, Doğu Türkistan'daki durumun adım adım giderek kötüleştiğine tanıklık ettiğini, Çin'in neresine giderse gitsin, kiminle sohbete girerse girsin çevreye polislerin yığıldığını ve genellikle güvenlik güçleri tarafından hep bir handikap ile karşı karşıya kaldığını anlattı.
Doğu Türkistan'daki vaziyeti özetleyen gazeteci, açık hapishane tabirinin tam anlamıyla bölgeyi tarif ettiğini, halkın 7/24 gözetim altında yaşadığını, bırakın gazeteci veya yabancılar ile görüşmek, konuşmak bir yana, Çin’in yüksek teknolojik gözetim uygulamaları yüzünden kimse kimseyle konuşmaya bile cesaret edemediğini, serbestçe, amacına uygun ziyaret gerçekleştirmenin imkansız olduğunu, bu nedenle Doğu Türkistan'dan en son yurt dışına kaçan insanlar aracılıyla durumu öğrenebildiğini söyledi.
ARAŞTIRMA, TOPLAMA KAMPLARINA IŞIK TUTUYOR
Gazeteci Mathias Bölinger’in araştırmaları Çin'in Doğu Türkistan'da kurduğu Toplama Kamplarının hala varlığına ve içerisindeki işkence, kötü koşullara da ışık tutuyor.
Tutsakların küçücük hücrelerde sırayla uyumaya zorlandığını dile getiren gazeteci, her grubun gece boyunca sırası geldiğinde sadece üç saat uyuyabildiğini, içeride ana dillerinde konuşmalarına asla müsaade edilmediği, her öğün yemek yemeleri için çok kısa bir süre verilirken, uyum sağlayamayanların darp edileceğini, hatta Tuvalette oturmak için bile zaman sınırı konduğunu, süre sınırını aşanların ağır fiziksel işkenceyle karşı karşıya kalacağından bahsetti.
2 Yılda İKİ MİLYON İNSAN KAYIP
Doğu Türkistan’da yaşananları geçen yüzyılda yaşanan büyük vahşetlerle karşılaştırmak için sadece rakamlara bakmak yeterli olacağını dile getiren Bölinger, 2017 ile 2019 iki yıl içerisinde yaklaşık 2 milyon arasında insanın bu kamplarda alıkonulduğunu ve bir daha onlardan haber alınamadığını, bu da toplam Uygur ve Kazak nüfusunun yüzde 7 ila 15’ine denk geldiğini, bu devasa kaybın, aslında bölgede bir soykırım yaşandığını açıkça gözler önüne serdiğini ifade etti.
Bölinger, yazar Anise Yılmaz’ın “Doğu Türkistan’daki korkunç trajedi konusunda İslam dünyasının ve uluslararası toplumun tutumu nasıl? Bu sorun nasıl çözülebilir?” sorusuna cevaben, bölgedeki bazı camilerin umumi tuvaletlere veya eğlence mekanlarına dönüştürüldüğüne vurgu yaparak, Çin'in Uygur Müslümanlara yönelik insanlık suçları Müslüman ülkelerce görmezden gelindiğini, Uygurların resmen İslam dünyası tarafından, Çin'den gelecek ekonomik çıkarlar uğruna kurban edildiğini, bu sorunun çözümü ise İslam alemi ve uluslararası toplumun Çin’in barbarca, insanlık dışı eylemlerine karşı birlikte hareket etmesiyle ancak mümkün olabileceğini kaydetti.
Muhammed Ali ATAYURT-Istiqlal Haber
Kullanılan Kaynaklar:
https://perspektif.eu/2023/06/07/yuksek-teknolojili-gulag-cinin-uygurlara-karsi-isledigi-suclar/