Uygur Tıbbına uzanan kanlı El |Makale Muhammed Ali ATAYURT Yazdı: İşgalci Çin rejimi kanlı elini bu kez de, Uygur Şifacılar tarafından oluşturulan 38 çeşit sabit kaynak tarifeli ilaca uzattı. Geleneksel Çin tıbbı Kataloğuna (Kategori 2) olarak dahil edildiğini açıkladı. Uygurlar, Doğu Türkistan'ın Çin tarafından işgal edilmesinden bu yana sürekli olarak Uygur tıbbı alanındaki mucizevi buluşlarını ve gizli reçeteleri korumaya çalışıyor. Ancak ata miras Uygur tıbbındaki meşhur reçeteler Çin tıbbı olarak adlandırılıp benimsenerek, Genellemekse Çin tıbbında ezelden var olan ilaçlarmış gibi lanse edilirken, Uygur Tıbbına ait çeşitli reçeteler resmen gasp ediyor. Bu kez İşgalci Çin rejim, Uygur Şifacılar tarafından oluşturulan 38 çeşit sabit kaynak tarifeli ilacı da Geleneksel Çin tıbbı Kataloğuna (Kategori 2) olarak dahil ettiği ortaya çıktı. Çin Ulusal İlaç İdaresi'nin resmi web sitesinde yer alan bilgiye göre, Çin İlaç İdaresi Geleneksel, Eski Çin Tıbbi Reçeteler Kataloğu (Seri 2)’yi yayınladı. Katalogda toplam 217 adet Geleneksel Çin tıbbi ilacın  tarifeleri yer alıyor. Bunların arasında Uygur tıbbına ait 38 çeşit Uygur geleneksel tıbbındaki ata miras reçeteler de bulunuyor. Çin basınında çıkan haberlere göre, Geleneksel Çin tıbbındaki, aslında Uygur Türklerine ait bazı klasik ve meşhur reçeteler hâlâ yaygın olarak kullanılıyor. UYGUR TIBBİ İLAÇLARI VAZGEÇİLMEZ KILAN NEDİR? Geleneksel Çin Tıbbı Klasikleri olarak adlandırılan ilaçlar, açık tedavi edici etkileri, farklı özellikleri ve iç ve dış mecazı dengeleme avantajları ile vazgeçilmez kılıyor. Daha önce Çin İlaç İdaresi, Geleneksel Çin tıbbı Reçeteler Kataloğu (Seri 1)’i yayımlamıştı ve Klasik Reçete Rehberi (2. Çocuk Bölümü)’nde toplam 107 reçeteli ilaç ve 64 kaynak tarifeli ilaç için çok önemli bilgilere yer verilmişti. Hatırlar mısınız bilemiyorum, Çin virüsü döneminde Türkistan Press Sitemizde bir habere “ ÇİN, VİRÜSÜ UYGUR GELENEKSEL TIBBINDAN FAYDALANARAK YENDİĞİNİ AÇIKLADI“ (1) başlığı verilmişti. “Çin’in yayın organı Xinjiang gazetesi 15 Mart 2020 tarihli haberine göre , Çin’in bütün dünyayı etkisi altına alan Çin virüsü (Covid-19)’u Uygur tıbbi ilaçlarını kullanarak yendiğini açıkladı. Uygur geleneksel tıbbında önemli yeri olan “Şifa-i Grip Cevheri, Anti Solunum Zupa cevheri” gibi ilaçların enfeksiyona karşı etkili oldu.” Şeklinde  Çin kaynaklarında açıkça ifade edilmiş bilgilere yer verilmişti. O dönem Çin haber kaynaklarında hep şuna rastlardık; Haberde, Çinin Hubei’deki virüs bulaşanları tedavi etmek ve salgını önlemekte Uygur Tıbbındaki “Şifa-i Grip Cevheri, Anti Solunum Zupa cevheri” gibi ilaçların etkili olduğu, Çin’deki sağlık sektörünün Uygur geleneksel tıbbındaki ilaçlara karşı odaklandığı ve bu ilaçların enfeksiyonların önlenmesi ve tedavisi için kullanılan ilaçlar listesine dahil edildiği” ile alakalı şeyler. Sevindik ve üzüldük. Zira Bizim Tıbbi ilaçlarımızın kerametini hissettiler, ama en nihayetinde bizden çaldılar. Uygur Geleneksel tıbbındaki bazı reçeteler, başta grip olmak üzere Uygur ilaçları için şu anda 2.000'den fazla sabit kaynak tarifenin olduğu ve Hepatit A, hepatit B, kronik bronşit, beyin damar hastalıkları, romatoid artrit, lösemi, kırıklar ve cilt hastalıklarının tedavisinde etkili, ve aktif olarak günümüzde kullanılıyor. Zira komünist Çinliler son yıllarda kudurmuş k*pek gibiler ve Doğu Türkistan’ı yansıtan (fiziksel olarak) Uygurlar dahil bütün renkleri tek tip sosyalist toplum bireyine dönüştürmek istiyor. Benimsemediği her kültür- medeniyeti, maddi-manevi değerlerin tamamını yer yüzünden silmeye odaklı politikalar yürütüyor. Aslında bakarsanız Bize ait kaynakları o kadar benimserken, perde arkasında, Prof. Dr. Halmurat Gopur (2) gibi Prof. olmuş, Doğu Türkistan’daki en büyük Tıp Üniversitesinde Rektör olmuş adamı, “Eğitim Merkezi” adı altında Toplama Kampına atarak ortadan kaybettirebiliyor. Babamızın oğlu değil ya! Çinli bunlar Yapar! Kısacası Rejim Uygur tıbbının ön plana çıkmasından acayip rahatsız olurken, ecdattan-evlada, atadan-balalara miras kalan gizli tarifeleri Çinceye çevirerek, Uygur Şifacıların inanılmaz çalışmalarını çeşitli bahanelerle kendine mal etmeye çalışıyor. Bu apaçık “Soykırım” değil mi?